İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye`de azınlık sorunun temelleri

Türkiye`de azınlık sorunun temelleri
İskele Sancak`ta, Erdoğan`ın `Geçmişte azınlıklara faşizan yaklaşımlarda bulunuldu` sözleri programa katılan konuklar tarafından masaya yatırıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, geçmişte Türkiye`de azınlıklara faşizan yaklaşım gösterildiği yönündeki çıkışının ardından başlayan tartışmalar alevlenerek sürüyor.

Kimileri bu görüşü desteklerken, kimileri sert bir dille karşı çıkıyor. Peki gerçekten devlet, azınlıkları bir zamanlar Türkiye`den kovdu mu?

Bu tür bir girişimle faşizan bir yaklaşım gösterdi mi? Bugüne geldiğimizde, günümüzde aynı bakış açısı ve uygulamalar sürüyor mu? Erhan Çelik soruyor, tarihçiler, akademisyenler, gazeteci ve yazarlar İskele Sancak`ta bu sorulara yanıt arıyor.

Programa, Araştırmacı Mustafa Armağan, Vakit Gazetesi yazarı Mustafa Özcan, Vatan Gazetesi yazarı Yİğit Bulut ve Gedikpaşa Ermeni Kilisesi Ruhani lideri Kirkor Ağabaloğlu konuk olarak katılıyor..

Kirkor Ağababaoğlu, Başbakan`ın yaptığı açıklamanın Türkiye için tarihi bir süreç yaşanmasına yol açtığını belirterek devletlerin kendilerini eleştirmeleri gerektiğini hatalardan ders çıkarmasının büyüklük olduğunu vurguladı.

Yiğit Bulut, Başbakan`ın sözlerinin önemli olduğunu vurgulayarak açıklamaların ifrat ile tefrite kaçmaması gerektiğini bazı kesimlerin bu konuyu çok uç noktalara taşıdığını söyledi. Yiğit Bulut, `Bu açıklamayı hükümetten başka biri yapmış olsaydı ben bu kadar önemsemezdim. Bu açıklamayı planlı olarak değerlendirirdim. Erdoğan`ın İsrail Cumhurbaşkanı`na verdiği cevap gibi bu açıklama da spontane bir açıklama ve içinden geldiği şekilde yaptığı bir konuşmadır. Benim bu konuda yanlış bulduğum konu bunu Başbakan`dan önce tarihçiler söylemiş olsalardı benim için önemli bir kriter olmazdı. Türkiye`de herkesin kabul edebileceği tarihçilerin bu açıklamayı yapmasını beklerdim. Ama toplumda böyle bir beklenti varsa veya yurt dışından böyle bir baskı gelecekse Başbakan da bunu hissetmişse başbakanın bunu söylemiş olmasını doğru buluyorum.

Mustafa Özcan, yaptığı bu açıklama ile savunmadan öne geçme pozisyonuna geçmiştir. Bu başbakana özgü bir konuşmadır. Tarihçiler bunu tarih ve taraflar olarak ortaya koyabilir. İspanya geçmişte benzer durumla karşı karşıya kaldı. İspanya Müslümanlara karşı yaptıklarından dolayı hiçbir şekilde özür dilemedi. Bence bir şekilde çoğunluğun da hissiyatının da gözetilmesi lazım. Bir taraf yapılırken bir taraf da yıkılmaması gerekir.

Kirkor Ağabaloğlu, bugün devletin azınlıklara yaptıklarını anlatacak olsam büyük bir kesim hadi canım sen de der. Kimse inanmaz. Bir dönemde Türkiye`de Yargıtay gibi bir müesese Türkiye`deki tüm azınlıkları tanımaz hale gelecek ve azınlıkların tüm mallarını gaspetti. Burda Türk Milleti hedef değil, Türk milleti faşist değil bunu yapan makamlar var. Bunu tarihçiler söylese Başbakan kadar etkili olmayacak. Başbakan `Zaman zaman biz de bu hataların içine düştük` diyerek kendi geçmişi içinde yapılan hataları da ifade etti. Başbakan akliselim düşününce yapılan yanlışları bu şekilde ifade ettiğini belirterek ` Belki başka bir başbakan bunları söylese Erdoğan dışardan dinlese tepki gösterecekti. Ama Ülke idaresi içinde bulunup da bunun farkına varıp da böyle bir tespitte bulunuyorsa bu çok önemli bir ifadedir. Türkiye`de azınlıklara gavur deniyor. Bundan büyük bir aşağılayıcı bir tanım yoktur. Amu bunu kimse dile getirmemiştir. Ben Arapgirliyim ama ben memleketimde kilise görmedim. Kiliseyi İstanbul`a gelince gördüm.

Kirkor Ağabaloğlu`nun anlattıklarına karşı çıkan Yiğit Bulut, Ağababaoğlu`na Yunanistan ve Fransa`yı örnek gösterdi. Ağabaloğlu bu kez `Türkiye`de yaşıyorum Türkiye`yi konuşuyorum` şeklinde cevap verdi.Yiğit Bulut bu kez `kimse bana Türkiye`yi tukaka başkalarını masum gösteremez` dedi.

Yiğit Bulut, Fransa`da da Müslümanlar için aşağılayıcı ifadeler kullanıldığını, Yunanistan`da Türk camilerinin durumunun ortada olduğunu belirterek `Bana acınma politikası yapılmasın. Türkiye`de azınlıklara baskı uygulansa bugün bu şekilde kimse ortaya çıkıp birşey söyleyemezdi.

Mustafa Özcan, Türkiye`nin tarihinde bazı hataların olduğunu belirterek, İslamiyet çoğulculuğa açık bir din. Osmanlı çekildikten sonra balkanlardaki azınlıklar büyük sıkıntılar yaşadı. Birçok yerde Müslümanlar dışarı atıldı. Ancak bunlar yeterince gündeme getirilmedi. Balkan ülkelerinde geçmişte yığınlarca cami olmasına karşın bugün parmak sayısı kadar cami kaldı. Dini kayıtlarda gavur diye bir ifade yoktur. Halkın kullandığı bir tabirdir. Buna benzer tanımlar Avrupa ülkeleride de farklı şekillerde kullanılıyor. Türkiye`de gavur tanımı bazen çok başka anlamlarda da kullanılabiliyor.

Kirkor Ağabaloğlu, Türkiye`de azınlık olmanın hiçbir avantajı olmadığını, ne askerlik ne resmi kurumlarda ne de iş bulma açısından sıkıntı yaşandığını belirterek `Babam bile askerde iken Ermeni olduğu gerekçesiyle çavuş yapılmaması yüzünden gözyaşı döktü.` Ben azınlığın hiçbir avantajını bulamadım varsa bilmek isterim` dedi.

Mustafa Armağan, Patrik Türkiye`de Yassıada`da tanıklık yaptı. Türkçe bilmesine rağmen ifadesini Türkçe olarak vermedi, tercüman tutularak kendi dilinde ifade verdi. Bu Lozan`ın onlara verdiği bir haktı. Onu kullandı. Benim de nüfusum Cizre, bende zaman zaman nüfus cüzdanımdaki yer adından dolayı sorgulandım zor duruma düştüm. Kimse kendisine özel olarak kötü muamele gösterildiğini savunmasın. Osmanlı`da azınlık diye bir kavram yok. Osmanlı için Müslim gayrimüslim kavramı ön planda idi. Osmanlı`da Ermeni milleti sadece Ermenileri ifade etmez Ermeniler içinde süryaniler ile birlikte çok farklı grupları bünyesinde taşır.

Yiğit Bulut, yurt dışında Türklerin kritik yerlerde bulunabildiğini ancak Türkiye`de bir azınlıkların politikacı, subay, ve devletin değişik kademelerinde bulunmadığını bunun da Türkiye için handikap olduğunu söyledi. Yiğit Bulut Türkiye`de Alevilerin de benzer sorunlarını yaşadığını, Ruhban okulunun açılmasında yaşanan sıkıntının kaynağında da burada verilecek eğitimin Türkiye`nin kanuni yapısına uygun olmadığını savundu. Yiğit Bulut, Hıristiyanlar illa ruhban okulu açmak istiyorsa başka ülkede açabileceğini bunun masrafının Türkiye tarafından karşılanabileceğini söyledi.

Kirkor Ağabaloğlu, Yurt dışında ruhban okulunun bulunduğunu, Türkiye`deki gayri müslimlerin din adamlarının yurt dışında okumak zorunda kaldıklarını ve bu iş için de dışarıya önemli bir para gittiğini belirterek bu okulların Türkiye`de açılması halinde Türkiye`nin gözetiminde eğitimin bu ülkede yürütülmesinin mümkün olabileceğini savundu.

Kirkor Ağabaloğlu`nun 12 Eylül döneminde hıristiyanların mal satışının yasaklanmasından yakınması üzerine Yiğit Bulut aynı dönemde Milliyetçilerden solculara ve İslami kesime hiçbir ayırım yapılmadan baskılar yapıldığını o dönemin yöneticilerinin hiçbir kesimi ayrım yapmaksızın baskı yaptığını söyledi.

Mustafa Özcan ise aynı dönemde azınlıkların bu ülkede yabancıların desteğini arkalarında hissettikleri için üzerlerine yeterince gidilmediğini ama bu ülkenin asli unsurlarının başlarına birşey geldiğinde kimseyi yanlarında göremediğini söyledi.

Kirkor Ağabaloğlu, Ermenistan`ın ayrı bir devlet olmasına karşın bunun düşman gibi görülmemesi gerektiğini belirterek, `Türkiye`nin en iyi dostu Ermenistan`dır çünkü iki halk yüzyıllarca birlikte yaşadı. Bugün Türkiye için Azerbaycan kardeş deniyor Ama petrol ve doğalgaz işi olunca kardeşlik unutuluyor.` dedi.

Yiğit Bulut, Türkiye`ye yönelik eleştirilerde haklılık payı yok değil. Ancak başka bir gerçek daha var. Türkiye`ye yapılan uyarılar Ermenistan`a da yansıtılmalı. Türkiye`ye yönelik iddiaların Ermenistan için de geçerli. Bugün Türkiye üzerinden geçirilmesi planlanan Nabucco projesi yüzünden Ermenistan`ı Türkiye`ye karşı kışkırtıyorlar. Yarın başka bir konu için bu kez tersini yapacaklar. Ermenistan`ın bazı şeylerin farkında olması lazım.

Kirkor Ağabaloğlu, Türkler için soykırım yaptı iddialarını kabul etmiyorum. Eğer Türkler soykırım yapsaydı hiçbir Ermeni kalmazdı. Türklerle içli dışlı yaşadılar hala yaşıyorlar. Soykırım yapan biri var ise bir kısım İttihat Terakki mensupları olmuşlardır. Ben diyaspora Ermenilerini bu konuda uyararak Türklere yönelik tavırlarını daha dikkatli söylemeleri gerektiğini söylüyorum. Ancak başka bir gerçek var. Türkiye büyük bir devlet. Ermenistan`ın boyutu belli. Türkiye bu kapıyı açtığı takdirde Türkiye`nin malı daha çok orda iş yapacaktır. Türkiye`yi birileri kendi menfaatleri doğrultusunda karıştırıyor. Türkiye sürekli birilerinin ağzına bakarak hareket etmek yerine herşeyi kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ederse bundan herkes karlı çıkacaktır. 

Sayın Kirkor Ağabaloğlu son paragrafın aşağıdaki şekilde düzeltilmesini istemiştir. Bilindiği gibi biz haberi kaynaktan aynen alıyoruz ve üzerinde değişklilik yapmıyoruz.
“Kirkor Ağabaloğlu, bütün Türkler için soykırım yaptı dememiz pek doğru olmaz. Eğer bütün Türkler soykırım yapsaydı hiçbir Ermeni kalmazdı. Türklerle içli dışlı yaşadılar hala yaşıyorlar. Soykırım yapan biri var ise o da İttihat Terakki mensupları ve onun yandaşları olmuşlardır. Ben diyaspora Ermenilerini bu konuda uyararak Türklere yönelik tavırlarını daha dikkatli söylemeleri gerektiğini söylüyorum. Ancak başka bir gerçek var. Türkiye büyük bir devlet. Ermenistan`ın boyutu belli. Türkiye bu kapıyı açtığı takdirde Türkiye`nin malı daha çok orda iş yapacaktır. Türkiye`yi birileri kendi menfaatleri doğrultusunda karıştırıyor. Türkiye sürekli birilerinin ağzına bakarak hareket etmek yerine herşeyi kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ederse bundan herkes karlı çıkacaktır.”

Yorumlar kapatıldı.