İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenice radyo ve tv bizsiz olmamalı

Ermenice yayın yapacak çağdaş bir radyonun ihtiyacı cemaatin ve Türkiye’nin dikkatine ilk kez Hrant Dink ile yaptığımız araştırmalarla, 2000’lerin başında AGOS gazetesinde duyurulmuştur. Konu kısa zaman sonra ulusal basında da yankılandı. Ardından bu misyonu cemaat bünyesinden oluşturulan RADOK (Radyo Oluşturma Kurulu) devraldı. Marmara bölgesine Ermenice yayın yapabilecek “parevradyo”nun tanıtımı ise 22 Aralık 2004 tarihinde Kumkapı Kazaz Amira salonunda yapıldı. RTÜK’le de görüşen ancak bugüne kadar somut bir netice alamayan RADOK, e.mail grubu üzerinden sık olmayan istişare toplantılarını sürdürüyor. Ne yazık ki 8-9 yıllık bir geçmişi olan bu proje açıklanmayan sebeplerden ötürü hayata geçirilemedi. 

TRT’nin Ermenice radyo ve televizyon yayını atılımı ise beklenen ve siyasi maksadı öncelikli bir gelişmeydi. Haberin içeriğinden de anlaşılacağı üzre sözkonusu yayınlar emekleme aşamasında. TRT ile Ermeni Devlet Televizyonu, Ermenistan-Türkiye futbol maçından 1 ay önce önce, Ankara’da işbirliği anlaşması imzaladı. Bu ‘karşılıklı’ anlaşmaya göre TRT 2009 Şubat’ında radyodan Ermenice yayın yapmaya başlıyor. Demek ki uygun altyapı hazır. Burada önemli bir detay, yayının kısa dalgadan yapılırsa çevre ülkelerden de dinlenebileceği, FM bandından olursa sadece Türkiye sınırları içinde kalacağıdır. Bir yıl içinde Ermenice yayın yapan televizyon kanalının devreye sokulacağı da duyuruldu. TRT ayrıca Yerevan’da bölgeye hakim bir ofis açmanın da zeminini yokluyor. Bu gelişme de yakın zamanda duyurulur, konuyla ilgili daha doyurucu bilgiler basında yer alır. 

Değinmek istediğim nokta, Türkiye Ermeni toplumunun bu gelişmelerin neresinde yer alacağı üzerine. 

Anlaşma Ermenistan Devlet Televizyonu ile yapıldığına göre, sözkonusu yayınlarda tercih edilecek dil de “doğu Ermenicesi” olacaktır. Çalışanları da Ermenistan’dan transfer edilecektir doğal olarak. Türkiye genelinde bugün TC vatandaşı Ermeni kadar kaçak statüsünde Ermenistan vatandaşı yaşadığını biliyoruz. İzlerken, dinlerken başlangıçta zorlanacağız belki, bazı kelimeler ve ifadeleri garipseyeceğiz. TRT’nin bu konuda şu güne kadar Patrikhanemiz üzerinden cemaatle ve onun elindeki imkanlarla bir iletişime geçtiğini işitmedik. RADOK’un zaman içerisinde bu gelişmenin neresinde olacağını da merakla bekliyoruz. 

Radyo ve tv anadilin yaşaması ve yaşatılması için tartışmasız en önemli araçlardandır. Arabada, ofiste radyo, evde, dernekte, kahvede televizyon hala geçerlidir. Hele şu günün şartlarında, özellikle televizyon yayıncılığı ülkenin ekonomik çalkantılarında tavan yapar. 

Bu gelişmeler ve haberlerden, Türkiye’de devlet eliyle yapılacak Ermenice yayınların İstanbul Ermenileri nazar-ı dikkate alınmadan gerçekleşeceği anlaşılıyor. Benzer bir istişarenin TRT ile Türkiye Ermenileri Patrikhanesi arasında gerçekleşmesi ve duyurulması, bu atılımın sadece ve sadece güncel politik gelişmelerin yedeğinde kalmayacağının kanıtı olur. Böylelikle TRT asal unsuru olan bir azınlığa karşı resmi görevini de yerine getirir. Cemaatimizin bu gelişmeye ortak olması için elindeki insan kaynaklarını ve imkanlarını (maddi değil) öne sürmesi gerekliliğini, dikkatinize sunarım.

Sevan Ataoğlu

Yorumlar kapatıldı.