İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Meselesini Bitirecek SP Önerisi

Ermeni Meselesini Bitirecek SP Önerisi

24 Aralık 2008 Çarşamba : 11:18
SP lideri Kurtulmuş, Artin Penik için Taksim’e anıt dikilmesi önerisinde bulundu.

Ermeni tartışmalarına nokta koyan Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, “Artin Penik için Taksim’e anıt dikilsin” önerisinde bulundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Anadolu’da 13 merkezde gerçekleştirilecek ve 30 ili kapsayan ‘Saadet Türkiye Buluşmaları’ programının startını Başkent’ten verdi.

Program kapsamında İstanbul, İzmir, Trabzon, Erzurum, Diyarbakır, Adana, Sivas, Gaziantep, Antalya, Van, Ünye başta olmak üzere Anadolu’yu karış karış gezerek halkla kucaklaşacak olan Kurtulmuş, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında programın detayları ve hedefleri hakkında bilgi verdi.

Kurtulmuş, Başkanlık divanı üyelerinin katıldığı toplantıda; Türkiye Buluşmaları’nın yanı sıra Ermeni meselesinden hükümetin BOP projesindeki itirafına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

15 AĞUSTOS ARTİN PENİK GÜNÜ OLSUN

Gündemdeki Ermeni meselesine ilişkin çok önemli bir açılım getiren Saadet Lideri Kurtulmuş, “Eğer Ermeni meselesinde bir dostluk ortamı oluşturmak istiyorsak, gerçekten bunu diasporanın ve uluslar arası alanda Türkiye’nin elini zayıflatmak isteyenlerin üslubunu ile konuşmak istemiyorsak, Türk ve Ermeni halklarının kardeşliğini ortaya koyacak atılımları ve açılımları yapmak zorundayız. Somut teklifimiz şudur:

ASALA terörü ve iki halk arasındaki düşmanlık tohumu ekenleri lanetlemek için, 11 Ağustos 1982 tarihinde Taksim meydanında kendisini yakan Artin Penik isimli bir vatandaşımız vardı. Artin Penik, 4 gün sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Biz Türk-Ermeni dostluğunun hatırlatılması için, Artin Penik’in hayatını kaybettiği 15 Ağustos tarihinin ‘Türk-Ermeni dostluk günü’ olarak kabul edilmesini teklif ediyoruz. Ve bu anlamda, Artin Penik’in kendisini yaktığı yerde, o günün anısına bir anıtın, kitabenin dikilmesini teklif ediyoruz” diye konuştu.

Kurtulmuş, böylece bu meselede Türkiye’yi, bu toprakları savunmak için kendisini feda eden bir Ermeni yurttaşın hatırlanarak iki halk arasındaki kardeşliğin bir kere daha dünyaya duyurulmuş olacağını kaydetti.

Bununla Türkiye’nin kendi Ermenileriyle barışması sürecine olumlu katkı yapacağını kaydeden Kurtulmuş, “Osmanlının son döneminde o zaman ki hükümetin yanlış tehcir kararıyla ortaya çıkmış olumsuz bir hava var. Ama aynı şekilde o dönemde, Ermenilerin o dönemde Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Müslüman ahaliden insanları, Rusların teşvikiyle katlettiği tarihi bir gerçektir. Bu tartışmanın içerisine girmek kimseye fayda sağlamaz” dedi.

“Bizim Ermenilerimizin, Yahudilerimizin, Rumlarımızın, Keldanilerimizin bu topraklarda yaşayan insanlarımızın hiçbirisiyle en ufak bir problemimiz olmamıştır” diyen Kurtulmuş, “Ermeni sanatçılar, tüccarlar, ilim adamları, devlet adamları tarihimizin önemli sayfalarını oluştururlar” dedi. Kurtulmuş, ” Buradaki problem, geçmişin kavgası üzerinden bugüne bir siyaset devşirme anlayışıdır. Biz burada samimiysek, ötekileştirme kültürünün göstergesi olarak Artin Penik anısını canlandırmalıyız” dedi.

ÜSLUBA DİKKAT !

Bu meselenin; öncelikle bilim adamları tarafından bilimsel yöntemlerle önyargısız bir şekilde izah edilmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Tarihi bir vaka, asla siyasi çabaya alet edilemez” dedi.

Tartışmalardaki üslubu da eleştiren Kurtulmuş, “Bu konudaki üslup, tarihi husumetleri körüklememelidir. Asla kamplaşmalara yol açmamalıdır. Geçmişte politik bir karar olarak ortaya çıkmış tehcir başta olmak üzere birçok politik yanlış; asla büyük bir medeniyetin karalanması aracına dönüştürülmemelidir. Türkiye’nin Ermeni meselesi ile yüzleşmesi kesinlikle diasporanın ağzıyla yapılmamalıdır. Herkesin üslubuna dikkat etmesi gerekir” diye konuştu.

Canan Arıtman’ın üslubunu da nezaket sınırlarını aştığı gerekçesiyle eleştiren Kurtulmuş, “Bu tartışmalarda Cumhurbaşkanlığı makamının zedelenmemesi, makamın masumiyetinin korunmasının esas olduğu kanaatindeyim” dedi. CHP’nin çarşaf açılımı ile başlayan gerilimi azaltıcı politikalarını bu üslubun olumsuz etkilediğini söyleyen Kurtulmuş, “İnsanın aklına şu da geliyor. Çarşaf açılımından rahatsız olan derin CHP kamuoyunu, acaba sayın Arıtman bu çıkışıyla rahatlat mı istemektedir?” dedi.

Her iki tarafta da yaşanan acı ve ölümlerin düşmanlık ve kavga nedeni olarak görmenin büyük yanlış olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Eğer böyle görürsek, bu topraklarda 950 sene birlikte barış içinde yaşayan Türkiye ve Ermeni halkları, maalesef bir kavganın tarafıymış gibi gösterilirler. Meseleye kavganın tarafı değil iki kardeş halkın arasındaki düşmanlık duygularının yok edilmesini sağlamak ve bunun için ne yapılabilir sorusunu ortaya koyabilmektir ” dedi.

Lügatında ‘gavur’ kelimesi olan başka millet bulunmadığını da kaydeden Kurtulmuş, bu ifadenin gayri Müslimlere yönelik kelime olmadığını, Arapçada zulmedici, baskıcı anlamına geldiğini hatırlattı. “Bizim gayri Müslimlerimiz bile kendisini gavur saymazlar” diyen Kurtulmuş, “6-7 Eylül olaylarından sonra Yunanistan’a göçmek zorunda kalan bir Rum kadını, evlat biz gavurmuyduk ki bizi buralara sürdüler diyor. Bizim gayrimüslimiz kendisini bu toplumun parçası kabul eder. 20-30 sene öncesine kadar gayri Müslimler ellerinde helvalarla Müslüman komşulara, onlarda yortularında hediyelerle komşularına tebriğe giderlerdi” diye konuştu.

SAADET TÜRKİYE BULUŞMALARI

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, basın toplantısında, Anadolu’da 13 bölgede gerçekleştirilecek ve 30 ili kapsayan ‘Saadet Türkiye Buluşmaları’ programının startını verdi.

Program kapsamında İstanbul, İzmir, Trabzon, Erzurum, Diyarbakır, Adana, Sivas, Gaziantep, Antalya, Van, Ünye başta olmak üzere Anadolu’yu karış karış gezerek halkla kucaklaşacak olan Kurtulmuş, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında programın detayları ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Kurtulmuş, Başkanlık divanı üyelerinin katıldığı toplantıda; Türkiye Buluşmaları’nın yanı sıra Ermeni meselesinden hükümetin BOP projesindeki itirafına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

“Türkiye buluşmaları ile Saadet Partisi’nin fikirlerini anlatmayı, Türkiye’yi kendisiyle buluşturmayı, sorunları yerinde görmeyi, sadece yerel seçim için hazırlık programı değil siyasetin yeniden dirilmesini sağlamayı hedefliyoruz” diyen Kurtulmuş, Kocaeli’nden başlayan programın Karadeniz’deki ilk bölümünün Samsun, Ordu, Ünye, Giresun, Trabzon ve Rize’yi kapsayacak şekilde gerçekleştirileceğini kaydetti.

Bosna’dan Bağdat’a, Buhara’dan Bursa’ya kadar çok farklı bir coğrafyanın özeti niteliği taşıyan bu coğrafyanın içinde farklılıklar, çeşitlilikler ve tezat gibi gözüken zenginlikler bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Soğuk Savaş bitti, medeniyetler çatışması üzerine senaryolar yazanlar, Türkiye’den “yırtılmış ülke” diyerek söz eder oldular. Yedi iklimden arta kalan, muhtelif tezatlar ve bu yırtılmışlıktı artık. Bu programları, bunları aşmayı hedefliyoruz. Oysa yakın tarihin biriktirdiği açmazlara verilecek güçlü cevaplar, dönemlik siyaset manevralarının ötesine geçebilen yeni bir Türkiye buluşmasına çağırıyor bizi. Türkiye’nin artık kendisiyle buluşmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin, buluşmaya ihtiyacı var” dedi.

ARİSTO VE FARABİ DE SAADET DEDİ

Saadet’in sadece partinin ismi değil kadim ahlak ve fazilet etrafına dayalı siyasal kültürün merkezi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Bu anlamda Farabi’den Aristo’ya kadar birçok siyasal düşünür, siyasetin merkezine saadet kavramını koymuştur. Siyaseti de, saadeti sağlama aracı olarak belirlemiştir” dedi.

Bu anlamda Türkiye’nin cumhurun saadetini sağlamak için buluşmaya ihtiyacı bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Onun için muktedir bir siyaset, Türkiye’nin köklerini, varlığını, çeşitliliğini hatırlaması Türkiye’nin yeniden saadet siyasetini anlamaya ihtiyacı var. Bu anlamda, yeni bir kültürü ortaya koyacak siyasal hamleye ihtiyacı var. Bu programla, sadece secim öncesi partimizi halka takdim etmek değil, milletimizi kendisiyle, özüyle, geçmişiyle ve geleceğiyle buluşturmaktır” dedi.

13 merkezde yapılacak bu programla; sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile görüşme, yerel siyaset merkezlerini yeniden canlandırma, yerel medya ile buluşmayı hedeflediklerini kaydeden Kurtulmuş, “Ümit ediyoruz bundan; hem Türkiye yeni bir siyasal kazanım elde edecektir hem de Saadet Partisi muktedir bir şekilde toplumun gündemine gelecektir” diye konuştu.

IMF İLE ANLAŞMAKTAN VAZGEÇİN

Ekonomik krizle ilgili gelinen son noktayı da değerlendiren Saadet Lideri Kurtulmuş, son 8 yıldır ülkeyi IMF politikaları ile yönetenlerin ekonomiyi krize karşı fevkalade duyarlı hale getirdiklerini söyledi. Ekonominin dışarıda nezle olsa Türkiye’de verem olacak şekilde kötü olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, iktidarın ‘bize bir şey olmazdan evet kriz var’ noktasına gelmesini de eleştirdi.

Kapatılan işyeri sayısı, yüksek faiz, büyüme hızının düşmesi ve işsizlikteki patlamanın Türkiye’deki krizin hangi boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koyduğunu belirten Kurtulmuş, IMF ile görüşen hükümete şu öneride bulundu:

“IMF programlarına bağlı kalındığı sürece, altını çizerek söylüyorum hükümet istese dahi, ekonomik krizi önleyecek tedbirleri ortaya koyma ihtimali yoktur. Dost olarak tavsiyemiz şudur: Gelin IMF ile anlaşmaktan, onun dayatmalarından vazgeçin. Krizin nasıl atlatılacağına ilişkin görüşleri dinleyip, ona göre karar alın”.

İHL GENELGESİNİ DERHAL GERİ ÇEKİN

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Anadolu İmam Hatip Liselerini ortadan kaldıran liselerdeki 79 olan türü 15’e indiren genelgeyi sert şekilde eleştiren Saadet Lideri Kurtulmuş, “Fevkalade acı bir durum. Anlamsız bir genelgedir. Milli Eğitim Bakanına tavsiyemiz; bu genelgeyi geri çekerek, kendisinin milli eğitim tarihine kara bir leke olarak düşmesini önlemesidir. Hangi mantıkla yapıldığı anlaşılmayan, kime hizmet ettiği bilinmeyen bu genelgenin derhal bugün sayın Bakan tarafından geri çekilmesi, milli eğitim sistemimiz için en büyük hizmet olacaktır. Biz bu yanlıştan kısa sürede dönüleceğini umut ediyoruz” dedi.

Bu genelgenin son 10 yılda ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalan meslek liseleri ile İmam Hatip Liselerinin önüne yeni bir engel getirdiğini söyleyen Kurtulmuş, “İnsanlar, Anadolu Liseleri, Anadolu Meslek Liseleri, Anadolu İHL’ler gibi çeşitlilik içinde çocuklarını okutabiliyordu. Böyle bir imkan İHL’ler için kısıtlanmıştır” dedi.

Bu genelgeyle milli eğitim için dört büyük sıkıntının ortaya çıkacağını belirten Kurtulmuş, eğitim mekanlarında kapasitenin azalacağını, öğrenci sayılarının düşeceğini, meslek liselerinde yetişen ara eleman sıkıntısına yol açacağını ve genel olarak da milli eğitim kalitesinin biraz daha düşeceğini dile getirdi.

HÜKÜMETİN BOP İTİRAFI ÇOK GEÇ

Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu’nun Le Mond Gazetesi’nde yayınlanan röportajında BOP projesinin çöktüğüne ilişkin açıklamalarını da değerlendiren Numan Kurtulmuş, “Bu konuda bizim ne kadar haklı olduğumuz bir kere daha ortaya çıkmıştır. Sayın Davutoğlu, bizim haklılığımızı çok net bir şekilde söylüyor. Bunları biz yıllardır söylüyoruz. Ama uzun yıllar BOP’un eşbaşkanlığını yapmış bir hükümetin yetkilisinin bunu söyleyip, siyaseten ellerini temizleyerek kenara çekilme hakkı yoktur. Bu görüşler, bu itiraf doğrudur, fakat 6 yıl geç kalmıştır. BOP’a verdiğiniz desteğin hesabını; millet ve tarih önünde nasıl vereceksiniz? Hükümet, bunu keşke daha önce söylese, ABD’lileri de ikna etseydi” dedi.

Bu projenin bölgeye istikrar getirmeyeceğini, çatışma ortamı oluşturacağını, işgal ve zulüm aracı olduğunu sürekli dile getirdiklerini söyleyen Kurtulmuş, işgal sonrası kimsenin durumdan memnun olmadığını hatta başlangıçta ABD’den yana tavır alan grupların bile artık tepki gösterdiğini hatırlattı.

Somut örneğin ise Bush’a atılan ayakkabı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, artık işgalcilerin de burada daha fazla duramayacağını anladığını kaydetti.

Kurtulmuş; ABD’nin kötü durumdaki ekonomisi, 6 ayda Irak’tan çıkacağını düşünen ABD’nin Vietnam’dan daha ağır yaşadığı sendrom, İsrail’in güvenli değil daha güvensiz bir yer hale getirmesi ve dünyadaki negatif imaj nedeniyle işgali daha fazla sürdüremeyeceğinin altını çizdi.

Yorumlar kapatıldı.