Vatan Gazetesinde çıkan habere göre (22/08) Halaçoğlu şöyle diyor: “Elimde bir liste var. Resmi belgelere göre dönmelerin listesi. Kimlerin dönme oldukları, Ermeni ismi, Türk ismi hepsi var. Hangi evde oturduklarına kadar var. Tehdit olarak söylemiyorum. Bunları açıklamıyorum, açıklamayacağım da. Şimdi ben bunları öğrenince ne yapayım? Paylaşmayım mı? Bunları Ermenileri kötülemek için söylemiyorum. Bazı Ermenilerin tehcirden kurtulmak için kendilerini Kürt Alevi gösterdiklerini söylüyorum.” 20 Ağustos tarihli Radikal’de ise şöyle dediği belirtiliyor: “Mesela, bazı PKK’lılar sünnetsiz çıkıyor. Terörün hangi bölgelerden çıktığına iyi bakmak lazım. 1936-37’de devlet bu dönmeleri ev ev tespit etmiş.” Yine aynı kişi 19 Ağustos tarihli Milliyet’in haberine göre şunları söylemiş: “Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise ‘Ermeni kökenli’ olduğunu gördük. Ülkeyi bölmeye çalışan ‘TİKKO ve PKK’ terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.”
1915 olaylarında bazı Ermenilerin ölümden kurtulmak için dinlerini hatta kökenlerini değiştirmiş oldukları acı ama gerçek. Bugün Halaçoğlu’un söyledikleri bir sır değil, bilinen bir gerçektir. Sorun bu insanların etnik kimliklerinin ortaya konulması değil, etnik kimliklerinden dolayı hain ve bölücü ilan edilmeleridir. Görüldüğü gibi Halaçoğlu, PKK, TİKKO gibi hareketlerin ardında Ermeni dönmesi Kürtlerin bulunduğunu bu nedenle de bu terör örgütlerinde yer alanların “çoğunun” bu dönme Ermeniler olduğunu söylüyor. Yani Halaçoğlu tarafından isim isim bilinen bu dönmeler, terörün kaynağı. Yine aynı kişi –çok haklı olarak- “ben bunları öğrenince ne yapayım? Paylaşmayayım mı?” diyor.
Sayın Halaçoğlu, elbette paylaşın ve paylaşmalısınız. Şu anda milyonlarca insan zan altında. Ermeni soyundan gelmiş olabilecekleri için değil elbette, terörist ve terörizmin kaynağı olmakla suçlandıkları için zan altındalar. Herkes komşusuna, akrabasına, arkadaşına şüpheyle bakacak. 22 Ağustos tarihli Zaman gazetesine göre dönmelerin sayısını bile açıklamışsınız, 100.000 kişi. Hiç de küçümsenecek bir sayı değil. Eğer hala söylediğiniz gibi bilim adamı olmak ve bilim namusuna sahip olmak iddiasını taşıyorsanız tüm Kürt halkını zan altına bırakmamak için isim isim, ev ev bildiğiniz bu dönmeleri açıklamak zorundasınız. Kaldı ki eğer bu kişiler terörün kaynağıysa bunu açıklamamak da en azından ihanet olur.
Sayın Halaçoğlu’nun, terörün Kürt kaynaklı değil Ermeni kaynaklı olduğu iddiası da hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır. Bir yandan Türkiye’deki Ermeni dönmeleri suçlanırken, bir yandan da Suriye’den gelen sünnetsiz teröristlerin Ermeni olduğu varsayımıyla Ermeni milleti tek suçlu ve tek sorumlu ilan ediliyor, hedef gösteriliyor. Ermenilerden başka sünnetsiz millet yokmuş gibi, bazı teröristlerin sünnetsiz olduğundan yola çıkarak teröristleri Ermeni ilan etmek hangi bilime, hangi ahlaka, hangi insafa sığar? Kürt halkının varlığını inkâr ederek, her türlü kötülülüğün kaynağının Ermeniler olduğunu söylemek, sünnetsizlik gibi ipe sapa gelmez kanıtlar göstermek bilim adamlığı ile bağdaşır mı? Hedef şaşırtmak, hedef küçültmek için, bazı güçlere yaranmak için bir azınlığı hedef haline getirmek bilim adamlığına yakışır mı?
Sonuç olarak, bütün Kürt halkını zan altında bırakmamak için, Türk Tarih Kurumu Başkanı, öncelikle Türkiye’de terörün kaynağı olduğunu ileri sürdüğü yeri yurdu belli bu Ermeni dönmelerinin isimlerini açıklamalıdır. Ayrıca Halaçoğlu, bu güne kadar yakalanan veya öldürülen teröristlerin çoğunun bu ailelere mensup olduğunu kanıtlayarak terörün kaynağını açıklığa kavuşturmalıdır. Sayın Halaçoğlu bu iddialarını kanıtlayamazsa ırkçı tavrıyla Kürt halkını yok saydığı, zan altında bıraktığı ve Ermeni halkını terörle suçladığı için özür dileyerek istifa etmelidir. Son olarak 1936- 37 yıllarında devletin hangi gerekçe ile bu insanları ev ev saptadığını açıklamalıdır. En önemlisi bu kişilerin terörün kaynağı olduğu bilindiğine göre bu güne kadar neden terörün önlenmediği de açıklığa kavuşturulmalıdır. Evet, 100.000 kişi az değil ama unutmayalım ki sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin asker sayısı 700.000 civarındadır. Bilim adamına göre kaynak ve sayı ev ev bilindiğine göre eğer hala terör devam ediyorsa ya en hafif deyimle ciddi bir ihmal vardır ya da bu bilgilerin tümü yalan yanlış yönlendirme ve ırkçılık amaçlıdır.
Alis Karakaş
Anjel Dikme
Aret Çiçekeker
Ari Demircioğlu
Arman Atınız
Bedros Conkar
Hagop Halıcı
Hosrof Köletavitoğlu
Hovhannes Cinozoğlu
Garabet Orunöz
Karabet Çekem
Karolin Mamigonyan (Sarıboyacıyan)
Krikor Sahakoğlu
Melik Melkon Çelikoğulları
Minas Oflaz
Misak Vartikoğlu
Murat Bebiroğlu
Nadya Uygun
Nazaret Davityan
Nazaret Özsahakyan
Nelli Çiçekeker Tuğrak
Nurhan Çetinkaya
Ohannes Sivaslian
Rafi Bilal
Rober Doğanay
Selin Evrem
Serda Aslan
Sezar Avedikyan
Sibil Pektorosoğlu
Soğomom Alcal
Tamar Çıtak
Zakar Dikme
Yorumlar kapatıldı.