İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu cinayetin hesabı verilmeli…

Mehmet Ali BİRAND

Dink’in bir hiç uğruna öldüğü, biraz duyarlı davranılmış olsa kurtulabileceği ortaya çıktı. Peki, bunun hesabını kimse vermeyecek mi? Emniyet teşkilatı, böyle gelmiş böyle mi gidecek?

Son gelişmeler, hepimizin tüylerini diken diken etti.

Hrant Dink cinayetinin iç yüzü ortaya çıktıkça emniyet teşkilatımızın nasıl sapır sapır döküldüğü, nasıl ehliyetsiz ellerde bulunduğu daha iyi anlaşılıyor.

Hrant Dink, pisi pisine öldürülmüş.

Gazetelerde yazılanları okudukça, hem daha tepki duyuyorum, hem de daha fazla korkuyorum. Yarın-öbür gün birilerinin çıkıp başkalarının şakağına da kurşun sıkabilmesinden çekiniyorum.

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve özellikle de İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek sorumlu görülüyor.

Kimlerin gerçek sorumlu olduğunu bilemiyorum, ancak birilerinin fatura ödemesini istiyorum. Kamuoyu vicdanı da birilerinin cezalandırılmasını istiyor.

Manzara apaçık ortada.

İşin başlangıç noktasının Trabzon olduğu besbelli. Trabzon’daki yetkililer “genç çocuklar, milliyetçilik aşkıyla hareket ediyorlar” diyerek, hazırlıkları görmezden gelmişler. İhbarları, taca atmanın ötesinde ciddiye almamışlar. Trabzon’da kabaran eylemleri “yine bizim çocuklar heyecanlandı” diye geçiştirmişler.

İstanbul Emniyeti ise, Hrant gibi bir hedefi korumaya almayarak en büyük hatasını işlemiş. Trabzon ile iletişim kurmamış.

Ankara’daki istihbarat birimleri de, yazışma trafiğini izlemekle yetinmiş.

Hayır, insanlarımızın hayatı bu kadar hafife alınamaz. Polis teşkilatındaki zihniyet değişmedikçe, etkinliği arttırılmadıkça rahata kavuşamayız.

Büyük sözleri bir yana bırakalım.

Hesap sorulmasını bekliyoruz.

İşlerini hafife aldıkları için bu cinayetin işlenmesine katkıda bulunanların ortaya çıkarılmasını istiyoruz.

Yorumlar kapatıldı.