İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Solun yeni soluğu olarak H/rantizm (?)

Yusuf Kaplan

Hrant Dink’i katledenler, neye kastettiklerini biliyorlar. Bundan hiç kuşku duymuyorum. Ama Hrant Dink’in çok iğrenç bir şekilde öldürülmesi üzerine bu menfur cinayet üzerinden siyasal bir rant sağlama kaygısıyla hareket edenler, neye kastettiklerini biliyorlar mı peki?

Her şeyden önce, Hrant Dink’in kendisinin vasiyeti dolayısıyla cenazesinin bir şova, gösteriye alet edilmemesi konusunda gösterdiği duyarlığı takdirle kaşıladığımızı belirtmek durumundayız.

Buna rağmen, Hrant Dink’in cenazesinin siyasal bir rant sağlayacak bir araca dönüştürülmesi ne yazık ki, önelenemedi. Aksine, ancak cenazenin ve bir insan hayatının ulvîliğini anlayamayacak bir “ruhsuzluk” hâli ile malul olan Türkiye’deki sol-seküler çevreler, Hrant Dink cinayetini şov yapmak, hatta bu toplumun temel değerlerine, kutsallarına küfretmek için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirmekte en küçük bir sıkıntı bile yaşamadılar.

Cenaze dolayısıyla taşınan “Hepimiz Hrant Dink’iz” ve “Hepimiz Ermeniyiz” başlıklı pankartlar, meseleyi ne kadar çığırından çıkardığımızı, ölçüyü ne kadar kaçırdığımızı göstermek için yeterliydi.

Televizyonlarda bol keseden atıp tutanlar, gazetelerde bir takım köşeleri işgal edenler, özellikle de “Hepimiz Ermeniyiz” pankartının, hem bu toplumu ne kadar rencide edeceğini, hem de aslında berbat bir milliyetçilik kışkırtması yaptığını kavramaktan gerçekten aciz kişiler mi/ydi?

Dahası, cinayet sonrasında özellikle sol-liberal-seküler çevrelerin Türkiye’de dînî azınlıklara, özellikle de Hıristiyanlara ne kadar eziyet edildiğini söyleyerek doğrudan topluma ve bu ülkeye çok rahat şekilde hakaretler yağdırmaları kimsenin gözünden kaçmadı. Oysa bu ülkede başka dinden olanlar değil, asıl müslüman çoğunluk eziyetlerle, yasaklarla hem de nefesi tıkanacak kadar büyük baskı ve sindirme operasyonlarına maruz kalıyor. Bunu ne zaman göreceğiz peki?

Bu ülkede, bir yalan uğruna, saçma sapan saplantılar ve paranoyalar adına müslümanlığın izleri silinmeye çalışılıyor; ama kimsenin kılı kıpırdamıyor hâlâ. Oysa bütün tarikatleri, bütün İslâmî cemaatleri bu ülkeden kovun, bu toplum bir anda çöker ve birbirini yer. İnanın bu toplum, toplum olma özelliğini kabiliyetini yitirir: Cinsel sapıklıklardan uyuşturucuya, yolsuzluklardan hırsızlıklara kadar seküler hayatın kaçınılmaz ürünü olan bütün çözülme ve dekadans biçimleri bu toplumun toplum olarak yaşamasını imkânsızlaştırır. Bunu göremiyor olmalıyız ki, hâlâ bu toplumda İslâm’ın sunduğu ne kadar değer ve kurum varsa yok etmek için elimizden gelen şeyi yapmakta hiç bir sakınca görmüyoruz. Yazık; çok yazık!

Birileri, Hran Dink’in cenazesi dolayısıyla bu ülkede gayr-ı müslimlere eziyet edildiğini söyleyip İslâm’a ve müslüman çoğunluğa karşı yapılan baskıları, yasakları görmüyor; üstüne üstlük bir de müslümanlığın bu toplumu her şeye rağmen ayakta tutan temel değerlerine saldırmayı, bu değerleri yok etmeyi kendisine vazife edinmekte bir sakınca görmüyorsa, orada durup derin derin düşünmek gerekiyor! Bu aşağılık kopleksiyle malul kişilerin bilmeleri gereken şey şu: İnsanlık tarihinde sadece müslüman toplumlar, gayr-ı müslimlere insanca yaşayabilme imkânları sunmuşlardır.

Ortada çok menfur ve iğrenç bir cinayet var. Ama bu cinayetin ve bu cinayet sonrasında yapılan yorumların Ermeni meselesinde bir millet olarak bizi ne kadar zor duruma sokacağını, bu milletin tarihte ortaya koyduğu adalet, hakkaniyet ve barış medeniyeti tecrübesini bir ânda yok saymakla sonuçlanacak ve uluslararası arenada zaten Türkiye üzerine çullanmak için fırsat kollayan emperyalistlerin işlerini ne kadar kolaylaştıracak çok ciddî bir cinayet olduğunu nasıl gözardı edebildiklerini anlamakta zorlanıyorum.

Türkiye’ye söyleyecek hiç bir şeyi ve uygulayacak hiç bir ciddî projesi olmayan sol-seküler hareketlerin Hrant Dink cinayetini ne kadar ilkel bir şekilde araçsallaştırdıklarını ve siyasal bir ranta çevirdiklerini hatırlamakla yetiniyor ve “Hepimiz Emeniyiz” diye sloganlar atan kişileri ve bu kişilere methiyeler dizerek toplumun temel dinamiklerini dinamitlemeyi yegane vazife olarak telakki edenleri kınıyorum.

Yorumlar kapatıldı.