İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hrant Dink başkası değildi

Doğan HIZLAN

NE kötü bir pazar. Öldürülme üzerine yazmanın ruha, zihne çöken kábusu. Lanetli cumanın unutulmaz, inanılmaz etkisi hálá sürüyor. Bu cinayet, Yunan trajedisindeki haberci gibi, sanki geleceğin kehanetleriyle sarsıyor bizi.

Hrant Dink, saygılı ve sevgili bir insandı.

İki kimliğini de dengede tuttuğu için fanatiklerin tahammül edemeyeceği bir demokrattı.

Türk vatandaşı ve Ermeni. Öyle söylemişti, ikisinden de vazgeçmem, ikisini de ezdirmem.

Öldürmelerin trajik tarihini Türkiye’de birçok kuşak çok yakından yaşadı. Ya kendi hayatlarıyla ödeyerek ya da en yakınlarını faili meçhul cinayetlerde yitirerek.

Bir kıvılcımın harlı ateşe dönüştüğünü çok gördük. Küllemenin zorluğunu idrak ettik.

Toplantılarda, buluşmalarda rastladığım, yüzünü aradığım biriydi. İnanan, inandığı uğruna yaşayan birine ben saygı ve sevgi duyarım.

* * *

MUHALİF de olabilir, bizim düşündüğümüzün en karşıtını bile düşünebilir. Birini susturmak, kendi düşüncelerini sözle, yazıyla müdafaadan aciz olan yaratıklara özgüdür.

Eğer yurtdışında yaşamayı seçseydi, bugün sağdı. Ama o atalarının toprağında yaşamak istedi. Yaşatmak istemeyenlerin olduğunu bile bile. Sevginin, bağımlılığın bu kadarı vardı yüreğinde ve kafasında.

Azınlık kelimesinden hiç hoşlanmam, ayrıca ırklara, milletlere böyle bir kavramı reva görmem. Türkiye vatandaşı, Ermeni. Tarihimiz onların bizim sanatımıza, tıbbımıza yaptıkları yardımlarla doludur. Okudunuz mu? Sanmıyorum. Okusaydınız, Hrant Dink’i tanısaydınız, şuursuz bir tetikçiliğe gönlünüz razı olmazdı.

İnsanlığın tarihindeki en kara sayfalarda hoşgörüye dair tek satır yoktur.

En ders almaz, en bencil, en hain, en zalim yaratık insan. Hele insanlık tarihini okumayanlar, onu başka yaratıktan ayıran hiçbir özelliğini kazanamıyorlar.

Hrant Dink’in vasiyetine hepimiz uyalım, saygı gösterelim:

“Törenlerde Hrant Dink’in arzusu üzerine slogan atılmaması, pankart açılmaması, gösteri ortamı yaratılmaması önemle rica olunur.”

* * *

CANİ ve cinayet. Polisiye romanlar dışında beni ürküten, ürperten iki soğuk kelime. Demek ki, hayatla edebiyat bazen ayrılıyormuş.

Yorumlar kapatıldı.