İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ÖZGÜR GÜNDEM: KANLI OYUN SAHNEDE DİNK ÖLDÜRÜLDÜ!

 
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, dün İstanbul Şişli’de bulunan gazete binasının önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. Alınan ilk bilgilere göre, silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişi 18-19 yaşında bir genç ve suikasttan sonra Halaskargazi Caddesi üzerinde bir araca binerek olay yerinden uzaklaştı. Cinayet zanlısı olarak iki kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Ermeni Soykırımı ve Türkiye’nin demokratikleşme sorunlarına ilişkin dile getirdiği düşünceler nedeniyle Dink hakkında çok sayıda dava açılmış ve sürekli hedef gösterilmişti.

Ermeni Soykırımı ve Türkiye’deki demokratikleşme sorunlarını her platformda dile getiren Dink’in öldürülmesi, bütün dünyada geniş yankı uyandırdı. Uluslararası ajanslar, Dink’in öldürülmesini aynı anda bütün dünyaya duyurdu. Dün saldırıdan sonra binlerce kişi suikastin gerçekleştirildiği yere akın etti. Cinayeti protesto eden kalabalık, sık sık ‘Katil devlet hesap verecek’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ sloganları attı. Cenaze alkışlar arasında hastaneye kaldırıldı. Daha sonra Taksim Meydan’ında biraraya gelen binlerce kişi oturma eylemi yaptıktan sonra Agos gazetesine doğru yürüyüş düzenleyerek, ‘Hepimiz Hrant’ız’ sloganıyla cinayeti lanetledi.

DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, ‘Bu olay Türkiye’nin barışına, halkların kardeşliğine ve demokrasiye sıkılmış bir kurşundur’ açıklamasında bulundular. Birçok siyasi parti, demokratik kurum, sendika ile sivil toplum örgütü temsilcisi de yaptıkları açıklamalarda, saldırının Türkiye’nin barış ve kardeşliğine yönelik olduğunu açıkladı. Başbakan Erdoğan da, cinayetin arkasındaki kanlı elleri kınadıklarını belirtirerek, saldırıyı hain plan olarak değerlendirdi.

Dink, 10 Ocak tarihinde kaleme aldığı yazısında tehdit edildiğini şu sözlerle dile getirmişti: ‘Kapımda hazır bekleyen ve daha önce dile getirdiğim gibi ülkeyi terk edip etmeyeceğimi teyit etmek isteyen basın ve medyadan arkadaşlara şu açıklamada bulundum: Avukatlarıma danışacağım. Yargıtay’da temyize başvuracağım ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gideceğim. Bu süreçlerden herhangi birinden aklanamazsam ülkemi terk edeceğim. Çünkü böylesi bir suçla mahkum olmuş birinin benim kanaatimce aşağıladığı diğer yurttaşlarla birlikte yaşama hakkı yoktur.’

sevgili kardeşim hrant,

güvercin gibi yaşamak istiyordun bu ülkede ve ülkem diyordun…
ah, hrant güvencileri de vururlar bu ülkede…
ah, kardeşim, istanbul’a kar yağıyor…
ve sen halkınla birlikte karın o beyaz belirsizliğinde yürüyorsun, ufukta silinerek…
meçhule doğru…
öyle demiştin bir keresinde, halkımın yürüdüğü yoldan yürüyerek, o suriye çöllerine giden yolu izleyerek, düşeceğim sürgün yollarına demiştim…
eğer mahkum olursam….
ah, kardeşim, hepimizden daha bağlı olduğun bu lanet sinmis toprakları terkedemedin…
şimdi sen de yürüyorsun o gömülmemis ölülerimizle birlikte, hala açık kalan mezarlarımızla…
ofisinin önünde bir örtü atılmış bedeninin üstüne, öyle yatıyor…
ama ruhun özgür utandırmak için bizleri sonsuza dek…
ve sen tüm masumluğunla, barışı ve kardeşliği özleyişinle, halkının son azizi oluşunla yürüyorsun…
hocam tütengil’i hatırlıyorum, sokakta yüzü koyun uzanmıs, bilge dostum musa anter’i hatırlıyorum yine sokakta…
ne zaman bitecek bu vahşet diye soruyorum….
ve itham ediyorum bu kana doymayan erki…
artık yeter!

Kluhnis vogç ılla*

Türkiye’nin bir Ermeni sorunu olduğunu yüksek sesle her platformda dile getirmekten kaçınmayan, demokratik bir Türkiye özlemine denk çabaların sahibi olan, barış insanı Hrant Dink’in utanç verici bir saldırıda hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duymaktayız. Sevgili Hrant, demokratik ve kendisiyle barışık bir Türkiye yaratma arzusu olan gerçek bir yurtseverdi. Bu nedenle ülkesinin tabularına dokunmaktan geri durmadığı gibi Avrupa Birliği yolunda geleceğe bakan bir Türkiye özlemini de her fırsatta dile getirdi. Görüşleri dolayısıyla hakkında birçok dava açılan Sevgili Hrant, milliyetçi kesimlerin açık hedefi haline geldiği son davaların kendisini nasıl yaraladığını göstermekten de çekinmedi. Saldırıya uğradığı son davasından sonra geçmiş olsun ziyaretine gittiğimiz Sevgili Hrant; ilk defa korktuğunu, kaygılandığını ve derinden yaralandığını, milliyetçiliği geçmişten daha tehlikeli bulduğunu, ama bütün bunlara rağmen ülkesine küsmek istemediğini, derin bir hüzünle dile getirmişti. Ne var ki, dün düzenlenen hunharca saldırı tehlikenin büyüklüğünü de göstermektedir. Çünkü gerçek bir dava insanı olan Sevgili Hrant’ın hunharca öldürülmesiyle Türkiye kaybetmiştir. Çünkü Hrant’a sıkılan kurşun demokratik Türkiye özlemlerimize sıkılmıştır, özgür yaşam talebimize, tarihiyle ve halklarıyla barışık Türkiye arayışlarımıza sıkılmıştır. Halkların bir arada kardeşçe yaşama isteği hedef alınmıştır. Zamanlama olarak, hiç de menfi olmayan, planlı olduğuna inandığımız bu utanç verici saldırıyı kınıyoruz. Sorumluların bir an önce bulunmasını istiyoruz.

Gözün arkada kalmasın Sevgili Hrant; özlemlerini sahiplenecek dostlar var arkanda… *Başımız sağolsun

Hrant Dink öldürüldü, kanlı oyun devrede

Türkiye’de barışçıl birçok aktivitede yer alan ve özellikle Ermeni Soykırımı tartışmalarında sergilediği yapıcı ve gerçekçi tutumu nedeniyle sürekli hedef göstrilen, Agos Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Hrant Dink, dün İstanbul Şişli’deki gazete binası önünde öldürüldü. Düşünceleri nedeniyle sık sık yargılanan ve ceza verilen Dink’in öldürülmesi büyük tepkilere yol açtı. Cinayeti değerlendiren birçok kişi ve kuruluş, saldırıyı Türkiye’deki demokratik ortamı yok etmeye yönelik planın bir parçası olarak yorumladı. Özellikle önümüzdeki günlerde benzer provokasyonların tekrarlanabileceğine dikkat çekilirken, barış ve demokrasiden yana tüm güçler güçbirliğine çağrıldı. Bu arada Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, 15 gün yas ilan ettiklerini duyurdu.

Milliyetçi çevrelerce sık sık hedef gösterilen ve tehdit edilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Şişli’de Osmanbey Halaskargazi Caddesi 192 numaralı Sebat Apartmanı önünde silahlı saldırıya uğradı. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre 18-19 yaşlarında olduğu belirtilen silahlı bir kişi, Dink’e 4 el ateş etti. Saldırgan olay yerinden yaya olarak kaçarken, Dink, başına isabet eden 2 kurşunla olay yerinde yaşamını yitirdi. Ambulansın gecikmesi nedeniyle Dink’in cesedi gazetenin önündeki kaldırımda 1 saati aşkın süre bekledi. Cinayetin duyulması üzerine Dink’in ailesi, gazete çalışanları ile çok sayıda yurttaş, olay yerine akın etti. Dink’in cesedi alkışlar ve ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ‘Çeteler halka hesap verecek’, ‘Susma haykır, halklar kardeştir’, ‘Katil devlet hesap verecek’, ‘Hrantlar ölmez’ şeklindeki sloganlar eşliğinde hastaneye kaldırıldı.

Cinayetten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polislerin izinleri kaldırılırken, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Adalet Bakanı Cemil Çiçek, olayla ilgili olarak İstanbul’a geldi. Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada ise saldırganın eşgalinin belirlendiği ve İstanbul genelinde operasyon başlatıldığı duyuruldu. Bölgede bulunan bütün MOBESE kayıtlarını ve şirketlere ait özel güvenlik görüntülerini incelemeye alan emniyetin, olay yerine yakın bütün cep telefonu operatörlerine ait baz istasyonları ile yapılan telefon görüşmelerini mercek altına aldığı ve numara kayıtlarını incelediği öğrenildi. Bu arada İstanbul Valisi Muammer Güler, 3 kişinin gözaltına alındığını ve ellerinde belgelerin bulunduğunu açıklayarak, ‘Cinayetin çözülmesi an meselesi’ dedi.

‘Babamı arkasından vurdular’

Babasının ölüm haberinin ardından Agos Gazetesi’ne gelen Dink’in kızı Sera Dink, gazete binası içinde bağırarak, ‘Babamın karşısına çıkamadılar, arkasından vurdular’ dedi. Sinir krizleri geçiren Dink’in eşi Rakel Dink ise, ‘Beni kocamın yanına götürün’ dedi. Sinir krizleri geçiren Dink’in eşi ve kızı, hastaneye kaldırıldı.

Aydın Engin’in iddiası

Hrant Dink’in yakın arkadaşı yazar Aydın Engin, Dink’e yapılan saldırının hemen sonrasında ilgnç iddialarda bulundu: ‘Hrant Dink oraya gittiğinde kimse onunla ilgilenmemiş. Vali Yardımcısı’nın yanında iki kişi varmış. Vali yardımcısı, ‘Bunlar benim yakınlarım, bunlar da odada kalsa bir sorun olur mu’ diye sormuş, Hırant da kabul etmiş. Bundan sonra o iki kişiden erkek olanı uzun uzun konuşmuş, ‘Sokaklarda bin türlü insan var, başına birşey gelebilir’ diye konuşmuş. Hrant Dink bu olayı AİHM’e yaptığı başvuru sırasında uzun uzun anlatmıştı. Bu olay Türkiye’nin başını hem içerde hem dışarıda çok ağırtacak. Olayı, kendini bilmez birinin saldırısı olarak değerlendirmek mümkün değil. Organize bir olay olduğu açık.’

Bu arada Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ve İstanbul Valisi Muammer Güler ile emniyet birimleri cinayeti ile ilgili toplantı yaptı. Cinayeti ‘İyi hesaplanmış bir provakasyon’ olarak niteleyen Çiçek, cinayetin dış bağlantılarının olabileceğini belirterek, soruşturmanın genişletildiğini söyledi. Çiçek, soruşturmanın bir süre gizli yürütüleceğini açıkladı.

Hrant Dink kimdir?

Babası ve annesi Sivas’ta doğup büyümüştür. Anne ve babasının 1961 yılında boşanması üzerine Hrant ve iki kardeşi Gedikpaşa�daki Ermeni yetimhanesi’ne yerleştirilir. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi�nde Zooloji eğitimi alır. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlenir. Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileri ile başlayan yazı hayatı, basında çıkan yalan haberlere gönderdiği düzeltmeler ile duyulmaya başlar. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesi’nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlenir. Yazılarında Türkiye’deki her etnik toplumun ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, Ekim 2005’te ‘Türklüğe hakaret’ten 6 ay hapis cezası aldı.

Dink için binler yürüdü

Hrant Dink’in öldürülmesi haberinin duyulması üzerine Agos Gazetesi önünde biraraya gelen kalabalık grup, daha sonra ‘İnadına hepimiz Ermeniyiz’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ sloganları ile Taksim’e yürüdü. Grup, Taksim Tramvay Durağı’nda ellerinde Hırant Dink’in fotoğrafları, Agos gazetesi ve karanfillerle oturma eylemi yaptı. Sanatçı Ferhat Tunç, sinemacı Yusuf Çetin, DTP İstanbul İl Başkanı Doğan Erbaş, KESK Dönem Sözcüsü Dursun Yıldız’ın da aralarında bulunduğu siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve gazeteciler, attıkları sloganlarla katliamı kınadılar. Mumlar yakarak akşam saat 20.00’ye kadar Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yapan yaklaşık 20 bin kişi Şişli’de bulunan Agos gazetesine yürüdü. Kitle sık sık ‘Hepimiz Kürdüz, hepimiz Ermeniyiz’, ‘Faşizm döktüğü kanda boğulacak’ sloganları atarak, cinayeti protesto etti. Kitle daha sonra gazete binası önünde mumlar yaktı. Ankara’da bir araya gelen yaklaşık 500 kişi de saldırıyı protesto etti. ‘Faşizme karşı omuz omuza’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ‘Hrant Dink ölümsüzdür’, ‘Halka kalkan faşist eller kırılır’ yazılı dövizler taşıyarak benzer sloganlar atan grup, bir süre oturma eylemi yaptı. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Dink’in katilinin onu hedef gösterenler, koruyamayanlar, toplumu parçalamak bölmek isteyen, halkların düşmanlaştırılmasını isteyen gerici milliyetçi yaklaşımlar olduğunu belirtti. İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş ise halkların kardeşliği, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini kimsenin durduramayacağını, Dink’e sıkılan kurşunun onun temsil ettiği değerlere sıkıldığını kaydetti. Alataş sözlerini ‘Hepimiz Kürdüz, hepimiz Ermeni’yiz, hepimiz Fransızız, hepimiz Türk’üz’ diyerek bitirdi.

TEPKİLER

Kongra Gel Başkanı Zübeyir Aydar: Hrant Dink’in öldürülmesini nefretle kınıyoruz. Kürtler olarak bu saldırıyı kendimize yapılmış görüyoruz. O bir demokrasi şehididir. Tetiği çeken değil, çektiren önemlidir. Şemdinli olayını kim yaptıysa, aynı zihniyet burada da ortaya çıktı.

DTP Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk: Hrant Dink’e yapılan saldırı, Ermeni halkına, Türkiye’de halkların barış içinde bir arada yaşama iradesine, özgür düşünceye yönelik bir saldırıdır. Faillerin bir an önce bulunmasını bekliyoruz.

ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu: Bu alçakça cinayeti kınıyor, barışa hoşgörüye bir arada yaşamaya kast edenlere, demokratik kamuoyuna, pabuç bırakmamasını diliyorum.

SDP Genel Başkanı Filiz Koçali: Bu cinayet Kürt, Kerkük, Ermeni meselesinde milliyetçi dalganın yükseltilmesinin sonucudur.

EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel: Saldırıyı kınıyoruz. Cinayet Türkiye’nin nereye getirildiğinin, nerelere götürülmek istendiğinin yeni bir işaretidir.

DYP Lideri Mehmet Ağar: Türkiye’de dili mezhebi farklı insanların birlikte yaşadığı düzene kurşun sıkılmıştır.

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın: Hrant Dink’in silahlı saldırı sonucu öldürülmesi barışa, kardeşliğe ve Türkiye’ye sıkılmış bir kurşundur.

DEP eski Milletvekili Orhan Doğan: ‘Türkiye Barışını Arıyor’ konferansı sonrasında Kürt sorunu her düzeyde tartışılırken, Hrant’ın seçilmiş olması da düşündürücü.

Kürdistan Gazeteciler Birliği: Meslektaşımız Hırant Dink, Ermeni katliamını açık bir şekilde dile getirdiği için katledilmiştir. Bu derin devletin gerçekleştirdiği siyasi bir cinayettir.

Dink’in avukatı Erdal Doğan: Ölümünün soruşturmasının bile sağlıklı yürüyeceğinden emin değilim. Gerçek faillerinin ortaya çıkacağına inanmıyorum. Tehdit alıyordu. Öldürülebileceğini söylüyordu.

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II: Bu olay, ülkemizdeki huzur ortamını ve uluslararası ilişkileri de hedefleyen utanç verici bir suikasttir.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: Bu çirkin ve utanç verici saldırıyı nefretle kınıyorum. Böylesine insanlık dışı davranışlar, asla amacına ulaşamayacaktır.

TBMM Başkanı Bülent Arınç: Milletin birliğine ve beraberliğine yönelik bir saldırı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: İşlenen bu cinayetin arkasındaki kanlı elleri telin ediyorum. Karanlık eller bir kez daha hain emellerine ulaşabilmek için, ne yazık ki ülkemizi seçmiştir.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt: Hrant Dink’e sıkılan kurşunların aynı zamanda Türkiye’ye sıkıldığı anlayışı içinde, failin en kısa zamanda bulunarak oynanan çirkin oyunun ortaya çıkarılması en büyük beklentimizdir.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu: Değerli gazeteci Hrant Dink’e yapılan menfur saldırıyı nefretle ve şiddetle kınıyorum. Bu saldırı demokrasiye, barışa ve kardeşliği yapılan saldırıdır.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: Utanç verici bir olay. Hiçbir inanç, düşünce, yurtseverlik veya milliyetçilik anlayışının bu cinayetle bir ilişkisi olamaz.

TİHV Başkanı Yavuz Önen: Türkiye bir barış elçisini, bir barış güvercinini yitirdi. Devlet, defalarca ölüm tehdidi aldığını açıklayan bir yurttaşını koruyamadı.

İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş: Dink’i katledenler aslında Türkiye barışını, demokrasisini, insan haklarını, temsil ettiği değerleri, barış ve demokrasiyi hedef almıştır. Bir Hrant Dink gider, bin Hrant Dink gelir.

Mazlum Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen: Dink’in bu ülkeyi Türklerden ya da Müslümanlardan daha az sevdiğini sananlar, aslında bu ülkeye uluslararası ölçekte bir kötülük etmişlerdir.

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Saldırı 301’inci madde üzerinden yürütülen tartışmaların sonucunda adım adım gelinen bir noktadır.

İHD eski Genel Başkanı Akın Birdal: Barış ortamının tartışıldığı bir dönemde böylesi bir saldırının gerçekleştirilmesi bilinçli. Dink, barış ve kardeşliğin sembolüydü.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı: Hrant Dink’e yapılan saldırı, halkların kardeşlik ve barış içinde yaşama taleplerine karşı alçakça bir saldırıdır.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi: Hrant Dink’e sıkılan kurşun tam da gelişmekte olan Türkiye demokrasisine ve düşünceye sıkılan kurşundur.

Yargıtay Başkanı Osman Arslan: Bir gazetecinin öldürülmüş olması, fikirlerinden dolayı bir cinayete kurban gitmiş olması kabul edilebilir bir şey değildir.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk: Çok şaşırdım, çok üzüldüm. Arkadışımdı. Açık bir Türkiye oluşturulması gerekiyor.

Avrupa Birliği Genişletmeden Sorumlu üyesi Olli Rehn: Bu vahşi şiddet eylemi karşısında üzüntü ve şok içindeyim.

AB Türkiye Raportörü Camiel Eurlings: İnanılmaz şok edici bir olay. Çok cesur bir insandı. Türk halkının bu saldırıya çok güçlü tepki vereceğine inanıyorum.

Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy: Dink, insan haklarını savunan yiğit bir adamdı. Cesareti hayatına mal oldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns: Bu olayı herhangi birşeyle bağdaştırmanın uygun olmayacağını düşünüyorum. Trajik bir olay oldu ve bir insan yaşamını yitirdi.

PKK Koordinatörü Edip Başer: Türkiye’yi uluslararası ilişkiler bakımından zor durumda bırakma amacına yönelik bir tuzak. Bu tuzağa düşmemek gerekir.

HABER MERKEZİ

Yorumlar kapatıldı.