İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dimitri Karayani,‘vatana ihanet’ sözü ile suç mu işledi?

İsrafil K. Kumbasar

İstanbul’da Rumlara ait iki vakıf var!..
Birisi Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı!.. Diğeri ise Balıklı Rum Hastanesi Vakfı!..
Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı, yasal düzenlemeleri bile beklemeden ‘azınlıklara karşı ayrımcılık yapıldığını’ idda ederek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açtı!..
AİHM, Türkiye’de ‘Müslüman olmayan’ dini azınlıklara ait vakıfların mülk edinmeleriyle ilgili mevcut yasaların, azınlıkların ‘mülkiyet haklarını’ ihlal ettiğine karar verdi!..
Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı’na ait tapuların, ‘en geç 3 ay içerisinde’ yeniden vakfa kaydedilmesini karara bağladı!..
Bu kararın uygulanmaması halinde Türkiye’nin, mahkeme masrafları da dahil toplam ‘910 bin Euro’ tazminat ödemesine hükmetti!..
Balıklı Rum Lisesi Vakfı ise, kendi devletini yabancılara şikayet etmeyi ‘vatana ihanet’ ile eş değerde tutarak, iç hukukta düzenleme yapılmasını beklemeyi tercih etti!..
Vakıf Başkanı Dimitri Karayani, ilgili düzenlemeler gündeme geldiğinde şöyle dedi:
– “Eğer ihtiyacımız olursa devlete başvurur, bütçeden para isteriz.”

* * *

İşte bu iki vakfın tutumu, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan azınlıkların devlete bakış açılarında ‘iki önemli tarzı’ da ortaya koyuyor!..
Kendilerini ‘azınlık’ olarak gören kesimler içerisinde hainler her zaman olacaktır!..
Ama aynı zamanda o kesimler içerisinde ‘Türk devleti’ aleyhine AIHM’ye başvuruda bulunmayı bile ‘vatana ihanet’ derecesinde gören ve ‘Türk’ üst kimliğini benimsemekten ‘mutluluk duyan’ insanlar da bulunabilecektir!..
Hainlerin maskesini indirirken, bu insanlara da sahip çıkmak gerekir!..
Fener Rum Erkek Vakfı’nın avukatlığını yapan Gülten Alkan, AİHM’ye gitmeyi ‘vatana ihanet’ olarak gören Dimitri Karayani hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı!..
Avukat hanım, şöyle diyor:
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, iç hukukumuzda Anayasa’ya eşdeğer bir metin olarak kabul edilmiştir. AİHM’nin yargı yetkisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kabul edilmiştir. Fener Rum Lisesi Vakfı, kendisine tanınan yasal hakkı kullanarak AİHM’ne başvurmuştur.”

* * *

Peki ne diyordu Dimitri Karayani?.
Karayani, AİHM’nin Türkiye aleyhinde aldığı karar üzerine Fener Rum Lisesi Vakfı’nı eleştiri yağmuruna tutarak şunları söylüyordu:
– “Fener Rum Vakfı’nın ne yapacağına ben karışamam. Ama AİHM’e başvuruyu vatana ihanet olarak görüyorum.
Burası bir Türk vakfıdır.
Dinimiz ayrı ama hepimiz Türk’üz.
Ben devletimi yabancılara şikayet edemem.
Devletin mahkemesine, Yargıtay’a ve hükümetime itimadım var.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimsenin kapısında dilencilik yapmam.
Biz sorunlarımızı kendi aramızda hallederiz, elalemin kapısına gitmeye lüzum yok.
AİHM’e kesinlikle başvurmayacağız.
Ben kanunun çıkacağına kániyim.
Gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem.
Bu zihniyetteyim, böyle şeyleri sevmem.”

* * *

Evet, bu sözler, ‘her Türk vatandaşının’ altına imza atabileceği sözler!..
Eğer bu sözleri ben sarfetmiş olsa idim, belki pek fazla bir değer ifade etmeyebilirdi!..
Ama, bir Rum’un ağzından çıkması, ne yazık ki bazılarının ‘kanlarına’ dokundu!..
Bu millet, tarihinde hiçbir zaman, içinde yaşayan azınlıklara ‘kötü muamelede’ bulunmadı!..
Hatta, kendisiyle içiçe yaşamayı ‘şeref’ olarak telakki eden bütün unsurları hep sırtında taşıdı!..
Ama ‘ihanet’ edenleri de asla affetmedi!..
Bu milet, bugün yine Dimitri Karayani gibi ‘Rum’ kökenli, Levon Dabağyan gibi ‘Ermeni’ kökenli olan, fakat ‘Türk’ kimliğinden gocunmayan herkese kucak açmaya hazırdır!..
Ancak, Türk’ün ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını soluyup, onu ‘sırtından hançerlemeye’ kalkışan işbirlikçiler, hainler, isimleri ‘Mehmet’, ‘Orhan’, ‘Gülay’ dahi olsalar, birgün mutlaka ama mutlaka bu ülkeyi terkedecekler!..
Ya sevecekler, ya da terkedecekler!..
Başka yolu yok!..

İsrafil K. Kumbasar
israfilkumbasar@yenicaggazetesi.com.tr
…………………………………………………..

Dimitri Karayani,‘vatana ihanet’ sözü ile suç mu işledi?
İstanbul’da Rumlara ait iki vakıf var!..
Birisi Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı!.. Diğeri ise Balıklı Rum Hastanesi Vakfı!..
Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı, yasal düzenlemeleri bile beklemeden ‘azınlıklara karşı ayrımcılık yapıldığını’ idda ederek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açtı!..
AİHM, Türkiye’de ‘Müslüman olmayan’ dini azınlıklara ait vakıfların mülk edinmeleriyle ilgili mevcut yasaların, azınlıkların ‘mülkiyet haklarını’ ihlal ettiğine karar verdi!..
Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı’na ait tapuların, ‘en geç 3 ay içerisinde’ yeniden vakfa kaydedilmesini karara bağladı!..
Bu kararın uygulanmaması halinde Türkiye’nin, mahkeme masrafları da dahil toplam ‘910 bin Euro’ tazminat ödemesine hükmetti!..
Balıklı Rum Lisesi Vakfı ise, kendi devletini yabancılara şikayet etmeyi ‘vatana ihanet’ ile eş değerde tutarak, iç hukukta düzenleme yapılmasını beklemeyi tercih etti!..
Vakıf Başkanı Dimitri Karayani, ilgili düzenlemeler gündeme geldiğinde şöyle dedi:
– “Eğer ihtiyacımız olursa devlete başvurur, bütçeden para isteriz.”

* * *

İşte bu iki vakfın tutumu, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan azınlıkların devlete bakış açılarında ‘iki önemli tarzı’ da ortaya koyuyor!..
Kendilerini ‘azınlık’ olarak gören kesimler içerisinde hainler her zaman olacaktır!..
Ama aynı zamanda o kesimler içerisinde ‘Türk devleti’ aleyhine AIHM’ye başvuruda bulunmayı bile ‘vatana ihanet’ derecesinde gören ve ‘Türk’ üst kimliğini benimsemekten ‘mutluluk duyan’ insanlar da bulunabilecektir!..
Hainlerin maskesini indirirken, bu insanlara da sahip çıkmak gerekir!..
Fener Rum Erkek Vakfı’nın avukatlığını yapan Gülten Alkan, AİHM’ye gitmeyi ‘vatana ihanet’ olarak gören Dimitri Karayani hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı!..
Avukat hanım, şöyle diyor:
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, iç hukukumuzda Anayasa’ya eşdeğer bir metin olarak kabul edilmiştir. AİHM’nin yargı yetkisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kabul edilmiştir. Fener Rum Lisesi Vakfı, kendisine tanınan yasal hakkı kullanarak AİHM’ne başvurmuştur.”

* * *

Peki ne diyordu Dimitri Karayani?.
Karayani, AİHM’nin Türkiye aleyhinde aldığı karar üzerine Fener Rum Lisesi Vakfı’nı eleştiri yağmuruna tutarak şunları söylüyordu:
– “Fener Rum Vakfı’nın ne yapacağına ben karışamam. Ama AİHM’e başvuruyu vatana ihanet olarak görüyorum.
Burası bir Türk vakfıdır.
Dinimiz ayrı ama hepimiz Türk’üz.
Ben devletimi yabancılara şikayet edemem.
Devletin mahkemesine, Yargıtay’a ve hükümetime itimadım var.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimsenin kapısında dilencilik yapmam.
Biz sorunlarımızı kendi aramızda hallederiz, elalemin kapısına gitmeye lüzum yok.
AİHM’e kesinlikle başvurmayacağız.
Ben kanunun çıkacağına kániyim.
Gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem.
Bu zihniyetteyim, böyle şeyleri sevmem.”

* * *

Evet, bu sözler, ‘her Türk vatandaşının’ altına imza atabileceği sözler!..
Eğer bu sözleri ben sarfetmiş olsa idim, belki pek fazla bir değer ifade etmeyebilirdi!..
Ama, bir Rum’un ağzından çıkması, ne yazık ki bazılarının ‘kanlarına’ dokundu!..
Bu millet, tarihinde hiçbir zaman, içinde yaşayan azınlıklara ‘kötü muamelede’ bulunmadı!..
Hatta, kendisiyle içiçe yaşamayı ‘şeref’ olarak telakki eden bütün unsurları hep sırtında taşıdı!..
Ama ‘ihanet’ edenleri de asla affetmedi!..
Bu milet, bugün yine Dimitri Karayani gibi ‘Rum’ kökenli, Levon Dabağyan gibi ‘Ermeni’ kökenli olan, fakat ‘Türk’ kimliğinden gocunmayan herkese kucak açmaya hazırdır!..
Ancak, Türk’ün ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını soluyup, onu ‘sırtından hançerlemeye’ kalkışan işbirlikçiler, hainler, isimleri ‘Mehmet’, ‘Orhan’, ‘Gülay’ dahi olsalar, birgün mutlaka ama mutlaka bu ülkeyi terkedecekler!..
Ya sevecekler, ya da terkedecekler!..
Başka yolu yok!..

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=97&ArticleID=3995

Yorumlar kapatıldı.