İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erivan’la normalleşmek

 
Yasemin Çongar

Washington merkezli Ermeni Uluslararası Politika Araştırma Grubu (AIPRG), 13-14 Ocak’ta, Erivan’da, Türkiye dahil sekiz ülkeden uzmanların katılacağı bir konferans düzenliyor. Konu, “Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasının iktisadi ve sosyal sonuçları.”
Sponsorluğunu ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), Washington merkezli Avrasya Vakfı ve Erivan’daki Britanya Büyükelçiliği’nin yaptığı konferansta, 1993’ten beri kapalı olan Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasının, iki ülkenin güvenliğine, ekonomisine ve bölge halkının hayatına olası etkileri konuşulacak.
Sınırı açacak siyasi iradenin eksikliği, Erivan gibi Ankara’ya da, Ermeniler kadar Doğu Anadolu halkına da zarar verirken, o iradenin potansiyel getirisini tartışıp geleceğe bakmaya niyetli bir konferans bu.

Sarkisyan’ın çağrısı
Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’ın 22 Aralık’ta Wall Street Journal’da yayımlanan makalesi de geleceğe bakıyordu. Bush yönetimince önemle not edilen bu makale, Türkiye’den ciddi bir karşılık görmedi.
Sarkisyan, “Soykırıma rağmen” başlığı altında, Türkiye ile Ermenistan arasında, “her alanda normal ilişkilerin önkoşulsuz başlatılması” çağrısında bulunmuş, “soykırımın tanınmasının da koşul olmadığını” belirtmişti. Şu cümleler Sarkisyan’ın:
“Diplomatik ilişkiden, ilişkilerimizi zorlayan konuları aşmanın bir yolu olarak yararlanmak istiyoruz. Birbirimizle konuşmaya başlamadıkça, çözümlere ulaşmayı bekleyemeyiz. Türkiye’nin AB üyelik müzakareleri ve belki gelecekte AB’ye üye olması, bölgemizin iktisadi açıdan daha güçlü ve istikrarlı olmasına hizmet edecek. Bu hem Türkiye’nin hem Ermenistan’ın çıkarınadır. Sürekli düşman kalamayız. Kalabilsek de böyle düşman olmanın anlamı yok. Öyleyse, geleceğimiz adına ilerleyelim.”

‘Ermenistan hazır’
Sarkisyan, sıradan bir siyasetçi değil. Temmuzdan beri, iktidardaki Cumhuriyetçi Parti’de lider konumunda. ABD’li yetkililere göre, 2008 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Robert Koçaryan’ın yerine geçmeye en yakın aday.
Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TABDC) eş başkanı Kaan Soyak, Sarkisyan’ın çağrısının ciddiye alınmasını isteyenlerden.
Soyak, New York-Washington hattındaki söyleşimizde, “Türkiye ‘bekle-gör’ politikasını bırakıp Kafkas sorununa aktif biçimde eğilmeli. Ermenistan’la doğrudan diyalog başlamalı. İki dışişleri arasında mektup gidip gelmesiyle bir yere varılamaz. Hükümetin görevlendireceği siyasi sıfata sahip bir kişi Erivan’a gidip Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan’la görüşmeli” diyor.
Türkiye bu adımı atsa ne olur?
Erivan’la yakın temastaki Soyak’ın söyledikleri ile bölgeden sorumlu ABD Dışişleri yetkililerinin aktardıkları birbirini tutuyor.
Soyak’a göre, “Türkiye, ilişkileri normalleştirme niyetiyle Erivan’a giderse, Ermeni yetkililer, Ankara’nın ortak tarih komisyonu önerisini kabul etmeye; Kars Antlaşması’nı tanımaya ve Minsk Süreci kapsamında, Dağlık Karabağ Ermenilerinin güvenliğinin Türkiye’nin de katkısıyla garantilenmesi ardından, buradan çekilmeye hazırlar.” Dahası Soyak, Erivan’ın, böyle bir açılım ertesinde, çeşitli parlamentolardaki soykırım tasarılarına destek vermekten de vazgeçeceğini savunuyor.

Kongre’deki durum
Soykırım tasarılarının belki de “önü en açık” olanı, muhtemelen şubatta ABD Temsilciler Meclisi’ne sunulacak. Yeni Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin, tasarıyı desteklemek konusunda Ermeni derneklerine sözü var.
Tasarısının olası sponsoru Demokrat Adam Schiff’in çevresine göre, “Yeni tasarı Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nden hızla geçer; genel kurula sunulması içinse 2008 beklenebilir.”
Konuyu bol bol tartışacağımız bir döneme girerken, “Ermeni soykırımı” meselesinin ABD siyasetindeki yerini doğru anlamamızda yarar var:
1. Soykırım tasarısına, birçok Kongre üyesi Ermeni kökenli seçmenden oy almak için, birçoğu da insani ve ahlaki nedenlerle sahip çıkıyor.
2. Tasarıya karşı çıkan ABD’li yetkililer, bunu, Ermenilerin soykırıma uğramadığına inandıklarından değil, Türkiye ile ilişkilerin bozulmaması için yapıyor.
3. Ankara’nın, “soykırım olmadı” diyerek tasarıya karşı etkili olması imkansız.
4. Tasarıyla mücadelenin bir yolu, Türkiye’nin stratejik önemini Kongre üyelerine anlatması. Ayrıca, Türkiye kendi tarihini, kendi içinde ve her düzeyde açıkça, sansürsüz, baskısız tartışma olgunluğunu gösterebilir. Dahası, Erivan’la ilişkileri normalleştirerek konuyu gerçek kulvarına taşıyabilir. Tabii, ilan panolarını “Ayına yıldızına kurban olayım” diye donatmaktan siyasi kazanç umulan bir ortamda, bunlar büsbütün imkansız değilse. 

http://www.milliyet.com.tr/2007/01/08/yazar/congar.html

Yorumlar kapatıldı.