İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarih korkusu!

Hasan Cemal 

Düşündürücü bir yazı girişi… “Hepimizde aşağılık bir taraf var” diyor Huzursuzluğun Kitabı’nda Fernando Pessoa, “Hepimiz içimizde bir suç saklarız – işlemiş olduğumuz ya da ruhumuzun işlememizi isteyip durduğu bir suç…”
Bir şehir, bir kahve.
Kimseciklerin olmadığı kahve köşesinde, kendi iç dünyamda inzivaya çekilmiş 2007’yi düşünüyorum.
Tarihten korkulur mu?
Biz korkuyoruz.
Bizde tarih korkusu bayağı derin. Öyle yetiştiriliyoruz ki, okulda öğretilenden biraz farklı yazılmış bir tarih sayfasıyla karşılaştığımızda tedirgin oluyoruz, korkuyoruz, alınganlaşıp olmadık tepkiler gösteriyoruz.
Olacak şey mi?
Resmi tarih böyle diyor diye, ille de yinelemek zorunda mıyız? Ezberi bozmaya kalkışan olursa, başına yıldırımlar yağdırmaya kalkışıyoruz. Ne vatan hainliğini bırakıyoruz, ne Türk düşmanlığını…
Sanki bir anda tarihin tozlu sayfaları arasından öcüler, hortlaklar fırlayacak ve bizi ham yapacaklar. Öylesine yer etmiş tarih korkusu bizde.
Öyle olmasa seksen yıllık cumhuriyet tarihimizde, daha geçen yıl bir üniversite çatısı altında ilk kez bir Ermeni konferansını, bir Kürt konferansını toplamak o kadar kavga gürültü sonunda gerçekleşebilir miydi?..
Bizde tarih korkusu öyle ki, işimize geldiği zaman Atatürk’ü bile sansürleyebiliyoruz. 1923’te Atatürk, İzmit’te bir basın toplantısı düzenliyor. “Kürtlere yerel özerklik, otonomi ya da ona benzer bir şeyler verilecek” diyor.
Türk Tarih Kurumu, 1960’larda Atatürk’ün söylev ve demeçleri toplanırken, Atatürk’ün o tarihte gazetelerde de yayımlanmış olan basın toplantısının bu bölümünü çıkarıyor. (x)
Yine Atatürk’ün 1915’le, Ermeni kırımı ile ilgili sözleri Meclis tutanaklarından sansürlenebiliyor. Atatürk, Meclis’in açılış konuşmasında, “1915’te utanç verici bir şey olmuştur. Ve İtilaf Devletleri de bugünden değil, geçmişe ait utanç verici, alçakça işlerden bahsetmekteler” diyor. (x)
Bu da sansürleniyor.
Peki, resmi tarihten Abdülhamit öğrenilebilir mi? Yalnızca kızıl sultan mı, istibdat idaresi mi Abdülhamit?
Bu yanı var elbette.
Ama sadece bundan ibaret değil Abdülhamit. Eğitimde penceresi Batı’ya açılan reformlar da, okullar da var Abdülhamit zamanında. İslam toplumlarının ancak dogmatizmden kurtularak modernleşebileceğini ve ilerleyebileceğini söyleyen de o. “Avrupa’nın bugünkü hali, Hıristiyanlık dogmadan kurtulduktan sonra mümkün oldu” diyen de Abdülhamit. (xx)
Resmi tarih bunları öğretmiyor.
Tarihe farklı bakabilirsiniz.
Ama yanlış olan, tarihten düşmanlık çıkarmaktır. Bu konuda, “Ermeni soykırımı vardır!” dediği için başına yıldırımlar yağdırılan tarihçi dostum Taner Akçam’ın şu sözlerinin altını çiziyorum, 2007’yi düşünürken:
“Türke ve Türklüğe hakaretle hiçbir sorun çözülemeyeceği gibi, Ermeni insanına hakaret ederek de bir yere varılamaz… Bugünkü Türkü düşman gören, bugünkü Ermeniyi düşman gören bir bakış açısı sorun üretmeye devam eder.
Birbirleriyle ciddi sorunları olan topluluklar arasında, sorun çözme yolunda atılması gereken ilk ve en zor adım, asırların birikimiyle oluşmuş bu önyargıların kırılmasıdır. Tarihte yaşanmış bir olayın ne olduğuyla, bugün onunla nasıl ilişki kurulacağı iki ayrı olgudur.
Tarihte yaşanmış olandan bugün için kin ve nefret çıkarabileceğiniz gibi, bu kinin ve nefretin doğmasına neden olan şeyleri ortaklaşa kınayarak karşılıklı saygı temelinde güçlü bir gelecek kurmak da mümkündür.” (xxx)
Kısacası:
Tarihten korkmayalım!
Tarih yüzünden birbirimize düşmanlaşmayalım. Bırakalım, tarihi isteyen istediği gibi okusun, isteyen istediği gibi yazsın. Ama biz tarihten kin, nefret ve husumet çıkarmak yerine, neyin ne olduğunu sakin kafayla öğrenmeye çalışalım.
Mete Tuncay’ın Liberte Yayınları arasında çıkan Eleştirel Tarih Yazıları isimli kitabını okurken aklıma geldi böyle bir yazı yazmak.
Tarih korkusu yerine adına ne derseniz deyin, ister tarihle yüzleşmek, ister tarihle barışmak, ister tarihle hesaplaşmak deyin, ama sonunda tarihimizin bazı sayfalarını yeniden yazmak zorundayız, eğer olgunlaşmak ve daha huzurlu yaşamak istiyorsak…
Bir kahve köşesinden 2007 dizinin altıncı yazısı yarın, başlığı umut olabilir.
————————————
x Neşe Düzel röportajı, Radikal, 13 Kasım 06, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Cemil Koçak’la konuşma…
xx Prof. Kemal Karpat’la konuşma, Neşe Düzel, Radikal, 4 Aralık 06, s. 6.
xxx Türk ve Ermeni, Taner Akçam, Radikal İki, 12 Kasım 06, s. 4. 

http://www.milliyet.com.tr/2007/01/06/yazar/cemal.html

Yorumlar kapatıldı.