İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Burak Bedikyan´ın Şikayet Dilekçesi

21-Aralik-2006

Ilgili makama,

19 Aralik Sali gecesi saat 23:10’da THY’nin TK 1338 sayili seferiyle Sayin
Sertab Erener ve tüm ekibiyle birlikte, AzerCell’in düzenledigi özel iki
gecede (20-21.12.06) Gülistan Sarayi’nda sahne almak üzere, Azerbeycan’in
baskenti Bakü’ye dogru yola çiktik.

Bakü havaalanina indigimizde bizleri VIP salonuna aldilar ve pasaport
kontrolleri için beklettiler. Sertab Hanim’in islemlerine öncelik verilip
kendisi hemen oteline gönderildi.
Yanilmiyorsam Türkiye saatine göre yaklasik saat 02:30’da görevli memur
adimi söyleyerek beni yanina çagirdi. Nüfus cüzdanimi isteyerek bana
soyadimi sordu, kendisine yanit verdim. Ardindan tekrar soyadimin neden
“Bedikyan” oldugunu ve hangi milletten oldugumu sordu. Pasaportumda ve nüfus
cüzdanimda belirtildigi üzere “Türk” vatandasi oldugumu, baba tarafimdan
“Ermeni” asilli oldugumu dile getirdim. Beni arkadaslarimin yanina
gönderdikten yaklasik olarak 10 ya da 15 dakika sonra ikisi sivil giyimli üç
memur bana dogru gelip kendilerini takip etmemi söylediler. Benim ve
prodüksiyon menejerimiz sayin Serkan Güney’in hangi gerekçeyle ve nereye
götürüldügümle ilgili sorularimiza hiçbir yanit vermeden beni disari
çikartip bir otobüsle havaalaninin farkli bir girisine götürdüler. Burada
yine hiçbir soruma yanit vermeden, hatta söylediklerimi adeta duymazdan
gelen bir tavirla beni yaklasik yarim saat boyunca pasaport ve TC kimligime
el koyarak los isikli, sorgu odasi görüntüsünde bir odada beklettiler. Beni
odadan çikarttiklarinda aralarinda konustuklarindan seçebildigim yegane
sözcükler “Hristiyan” ve “Ermeni” sözcükleriydi. Tekrar tekrar baba adimi,
milliyetimi, dogum yerimi sordular ve yine hiçbir açiklama yapmayarak , bana
resmen bir suçlu, bir mahkum muamelesi yaparak bu sefer beni havaalani
içerisinde biraz dolastirip, daha sonradan fark ettigim üzere, ülkeden çikis
giselerinin bulundugu noktaya getirdiler. Giselerin yaninda birkaç adimlik
bir alani isaret ederek buradan katiyen ayrilmamami söylediler. Neler
oldugunu, hangi gerekçeyle orada tutuldugumu, arkadaslarimla görüsmek
istedigimi dile getirdigimde ya beni duymazdan geldiler, ya da son derece
kaba ve saldirgan bir sekilde azarlayip bagararak üzerime yürüdüler.
Ortalama ikibuçuk veya üç saatlik süre içerisinde sadece kontörlü cep
telefonu hattim araciligiyla benimle yaklasik ayni süre zarfinda Azeri
polisiyle ve ilgili diger yetkililerle olayi düzeltmek ve beni ülkeye
sokabilmek adina görüsmekte olan ve daha sonra kendisi de Azeri polisi
tarafindan gözlenen prodüksiyon menejerimiz Serkan Bey’le iletisim halinde
olabildim. Telefon etmeme izin verilmedigi gibi, susayip basim döndügünde
rica etmeme ragmen bana ne su temin edildi ne de tuvalet ihtiyacim
geldiginde WC’ye gitmeme izin verildi. En sonunda dilimizi konusan ve
benimle iletisim kuran tek kisi olan Selim Bey isimli bir görevli yanima
geldi ve yine hiçbir soruma yanit vermeyerek , bana sadece yine Türkiye
saatine göre 05:30’da kalkacak bir THY seferiyle sinirdisi edilerek
Istanbul’a geri gönderilecegimi söyledi. Tüm itiraz ve gayretlerime ragmen
beni anlamamakta direndiler orada bulunan tüm memur ve görevliler. Defalarca
TC vatandasi oldugumu, sadece Sertab Erener’le konser vermek üzere Bakü’ye
gelen bir müzisyen, bir piyanist oldugumu anlatmaya çalisip, beni bu sekilde
alikoymaya haklari olmadiklarini söyledigimde sanirim “Hasan” isimli bir
memur bagirarak beni oradan geçen herhangi bir uçaga koyarak herhangi bir
yere göndermekle tehdit etti. Ne yazik ki , saat 05:45’te ,ancak bir suçluya
ya da bir kanun kaçagina gösterilebilecek kabalikta ve çirkinlikte tavir ve
davranislarla uçaga bindirildigim ana kadar, basta ne Serkan Bey ve
arkaslarinin, ne de Sertab Hanim’in tüm görüsme ve gayretlerine ragmen
hiçbir gerekçe dahi öne sürülmeden insanlikla kesinlikle bagdasmayan bir
sekilde sinir disi edilmeme engel olunamadi (tüm bu olaylarin gelismis
oldugu saatlerden dolayi maalesef Bakü’deki konsoloslugumuza da ulasilip
yardim alinamadi).

Saat 08:45’te Istanbul’a inen THY uçagindan yine bir mahkum gibi uçagin
tamamen bosalmasindan sonra görevli bir memur esliginde Türk Polisi’nin
bulundugu giselere götürüldüm. Bu noktada bana pasaportum ve nüfus cüzdanim
iade edildi (bu arada bavulum dahi Bakü’de kalmisti). Ardindan ailemin beni
karsilamasiyla nihayet sag salim evime geri dönebildim.

Gerek sade bir TC vatandasi , gerek sayisiz festival ve konserde ülkemi en
iyi sekilde temsil etmeye çalisan bir sanatçi olarak, yine ülkemi temsil
etmek amaciyla “Sanatçi” vasfiyla yapmis oldugum bu ziyarette bana
gösterilen bu “IRKÇI” tavri bir insanlik ayibi olarak siddetle kiniyorum.
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olarak bana sahip çikilmasini ve konuyla
ilgili gereginin acilen yapilmasini talep ediyorum.

Saygilarimla,

Burak Bedikyan

Yorumlar kapatıldı.