İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müslüman işadamıydı O şimdi rahip

13 yaşında Kuran okumayı öğrenen, inançlı bir ailede yetişmiş Hasan Yaman, uluslararası ilişkiler okuduktan sonra, işini kurdu ardından her şeyi bırakıp kendini Hıristiyanlık dinine hizmet etmeye adadı. Altı ay önce İzmir Yeni Doğuş Kilisesi’ne rahip olarak atanan Yaman’ın tek destekçisi, inançlı bir Müslüman olan eşi Seval Yaman. 

‘Kocam Müslüman bir işadamıydı, şimdi ise rahip’  

Altı ay önce İzmir Yeni Doğuş Kilisesi’ne rahip olarak atanan Hasan Yaman, Müslüman bir ailede doğdu. Uluslararası ilişkiler okuyup iş hayatına atıldı. Hıristiyanlığı seçmekle yetinmedi, işini de bırakıp din eğitimi aldı ve rahip oldu. Peki, tüm bunlara eşi ne dedi?.

Bir sabah uyanıyorsunuz, Müslüman bir adam olarak evlendiğiniz kocanız, rahip olmuş! Hıristiyan olacağım,” dediğinde çok da önemsemiyorsunuz. Dinini değiştiriyor, iş hayatını bırakıyor, sonra da din eğitimi almak için yola koyuluyor. Önce diagon (rahip yardımcısı) oluyor, bundan altı ay önce de İzmir Yeni Doğuş Kilisesi’ne pastör (rahip) olarak atanıyor. Hasan Yaman ve Seval Yaman’ın hikâyesi bu. Onlar aslında hiç de kolay olmayan bu sancılı süreci, birlikte atlatmışlar. Hasan Yaman istediği gibi bir rahip olmuş, Seval Yaman ise dinini değiştirmeyi aklının ucundan bile geçirmemiş. Öyküleri benim ilgimi çekti, sizi de tanıştırmak istedim.. 

– Bir sabah uyanıyorsunuz Müslüman bir işadamı olarak âşık olduğunuz kocanız artık bir rahip! O an aklınızdan neler geçti?
– Seval Yaman: Şaşkınlık! O bir süreçti tabii. Yıllar içinde oldu bu noktaya gelişi. “Hıristiyan olacağım,” dediğinde çok ciddiye almamıştım aslında.

– Öfke mi duydunuz bunu söylediğinde, “Sen artık benim sevdiğim adam değilsin,” mi dediniz? Yoksa onu şefkatle mi karşıladınız? 
– S.Y: “Nasıl olacak şimdi böyle,” dedim. “Sen Müslüman bir ailede doğdun. Bunu nasıl yaşayacaksın, yaşamını nasıl devam ettireceksin?” gibi tepkilerim oldu. Daha önce inançsızdı, o nedenle inanması bir taraftan da hoşuma gitti. Çünkü ben inançlı bir 

Müslümanım. Tabii ki evlendiğimizde rahip değildi, Hıristiyan bile değildi. Yine de “Sen artık benim sevdiğim adam değilsin,” diyemezdim. Daha iyi bir insan olmaya çabalıyordu. Bunu kabullenebileceğimi düşündüm. 

– Bir insanın bu kadar değişmesi, birlikte yolculuk ettiği insana haksızlık mıdır, yoksa bu yalnızca kendi seçimi ve hakkı mıdır? Yanındakine “Tamam birlikte yürüyoruz, ama ben bu yoldan gideceğim sen yine de benim elimi bırakma,” diyebilir mi? 
– S.Y: 
Hakkı tabii ki. Bu dönüşüm, benim kaldırabileceğim bir dönüşümdü. Ben ona saygı gösterdim. Çünkü o bunu seçerken bana “Sen de seç,” demedi. Bunu ister tabii ki, ama beni buna zorlamadı. Ben de Hıristiyan olmayı hiç düşünmedim. Biz aynı evde bir rahip ve bir Müslüman mutlu yaşamayı başardık. 

– Hasan Yaman: Onu riske atsaydım, haksızlık ettiğimi düşünürdüm. Kilisem de bu konuda çok hoşgörülü. Rahip olarak atanacağım zaman “Karım Müslüman. Bir gün, ‘Sen önce kendi karına öğret, sonra bize vaaz ver’ diyebilirler,” dedim. Ama yöneticiler, sadece onun için dua edeceklerini söylediler. Ve rahipliğe atandım. Belki de eşi Müslüman olan tek rahip benimdir Türkiye’de, bildiğimiz kadarıyla başka yok. Oğlum da kendi isteğiyle Hıristiyanlığı benimsedi ve vaftiz oldu. 

’13 yaşında Kuran okumayı öğrendim’  

– Nasıl bir ailede dünyaya geldiniz?
– Müslüman bir anne babanın çocuğuyum. Babam çok dindar değildi. Cuma ve bayram namazlarına giderdi sadece. Ama annem Ramazan ayında 30 gün orucunu tutan, namaz kılan biriydi, Kuran okurdu. Ben de 13 yaşlarımdayken Kuran kursuna gittim ve Kuran okumayı öğrendim. Böyle bir ortamda büyüdüm. 

– Kendine ‘Müslüman’ diyen bir insan mıydınız o zamanlar, yoksa dini duygularınız zayıf mıydı? 
– Görüntü de Müslümandım tabii ama kafamda soru işaretleri vardı. Cevabını veremiyordum onların. Dini duygularım zayıftı. 

– Rahip olmadan önce ne iş yapıyordunuz?
– Üniversitede uluslararası ilişkiler okudum. Okuldan sonra iş hayatına girdim. Tarım hammaddeleri üzerine kendi şirketimi kurdum. Fakat iş hayatı beni çok etkiledi. Ben aptal biri değilim, her türlü hileyi yapabilirim. Ama iş hayatında olup bitenler ağırıma gitti. İnsanların birbirlerini aldatmaları, yalan dolan, sahtekarlık… İş hayatındaki bu düzeni kaldıramadım. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum. Kafamda hep ‘Allah var mı, insanlar niye günahkar’ gibi sorular vardı. Hayat akıp gider ve bazen o sorular kendini yeniden hatırlatır size. Sanırım, bu süreç de beni arayışa yöneltti.

‘Kadınların daha önce de bana özel bir ilgisi yoktu’  

– Dünyevi hazlarla tutkulu bir ilişkiniz yok muydu? Yoksa mücadele etmeniz gerekti mi bu konuda? 
– İçki içerdim ama çok düşkün değildim. Rahip olmak beni bunlara zorluyor mu? Tabii zorluyor ama ben böyle bir yaşamı istediğim için rahip oldum. O yüzden mutluyum. 

– Rahip olmanız, kadınların size bakışını değiştirdi mi? 
– Geçtiğimiz hafta ABD’de bir skandal ortaya çıktı. 24 bin üyesi olan bir kilisenin önderi, zina yapmakla suçlandı. Hepimiz her an günahkarız, hepimiz her an düşmeye hazırız. Rahipler de öyle. Bu, benim için de geçerli. Ama biz bundan kaçmaya gayret ederiz. 

– Bir erkek olarak rahipliği seçerek, kadınların arzu nesnesi olarak algılanmaktan gönüllü olarak istifa ediyorsunuz. Zor mu bu bir erkek için? 
– Ben soğuk bir adam olduğum için, daha önce de kadınların bana özel bir ilgisi yoktu. 

– Rahiplere evlilik yasak değil mi? 
– Protestanlıkta rahiplerin evlenmesi serbest, Katolik mezhebinde yasak. Öyle bir şey olsaydı zaten kilise almazdı beni, evliydim. Benim için ailem çok önemli.

ELİF KORAP

http://arsiv.sabah.com.tr/2007/01/23/cp/rop107-20061217-102.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın