İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Cemaate Mektup

Cemaatimin Değerli ve Sevgili Üyeleri,

Yakın geçmişte yaşanan ve Cemaatimizin önde gelen yardımseverlerini de bir şekilde içine alan gerginliğin, müdahaleme gerek kalmaksızın giderilmiş olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmekteyim. Benzer gerginliklerin yaşanmaması için cemaat mensuplarımızın bazı önemli hususlara dikkat etmesi gerekmektedir.

Daha önce, Kumkapı ve Feriköy’deki vaazlarımda da önemle vurguladığım gibi, iftira ve dedikodu dinimizde büyük günahlar arasında yer almaktadır (Sül. Mes. 20:19; 2 Korint. 12:20; Rom. 1:29; 1 Timo. 5:13). İftira etmek ve dedikodu yaymak ancak ahlaksız ve kötü niyetli kişilerin başvuracağı yöntemlerdir. İftiranın küçüğü, büyüğü olmadığı gibi yalancılığın, dedikoduculuğun da kabul edilebilecek bir yanı olamaz. İftira eden ve dedikodu yayanlar zarar verdikleri kişilerin düştüğü zor duruma er ya da geç bir gün kendileri düşeceklerdir.

Somut belge ve verilere dayanmayan söylentiler, kişi ve kurumlarımız üzerinde leke bırakmaktadır, dolayısıyla iftira ve dedikodu cemaatimizin günlük hayatını olumsuz etkilerken, güven erozyonuna sebep olmaktadır. Tam bu noktada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Nerede ve kimden olursa olsun, bir iddia, bir söylenti ile karşılaşıldığında bunun delili istenmelidir, sorgulanmalıdır. Kanıtı sorulmalıdır. Yoksa, konuşulan her şey bir dedikodu, dile getirilen her iddia bir iftira olacaktır.

Bir diğer ahlaksızlık da cemaatimize sirayet eden “kol kırılır yen içerisinde kalır” zihniyetidir. Eğer bir cemaat mensubumuzun görevini suiistimal ettiğini biliyor ve bu durumu belgeleyebiliyorsak, bu suiistimali gizlemek sadece cemaate zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda gizleyen kişiyi de söz konusu suiistimalin, görevi kötüye kullanmanın, haksız kazancın bir parçası yapar. Bu durumu gizlemek veya gizli kalmasını sağlamak en az iftira ve dedikodu yapmak kadar kötü ve zararlıdır. Bir tür karanlık ortaklığa dönüşür.

Son olarak, görevini suiistimal, cemaat malına zarar verme gibi cemaatimiz aleyhinde meydana gelecek olaylar konusunda bilgisi ve tabii yeterli kanıtlayıcı belgesi olanların Patrikliğimiz’e başvurdukları takdirde gerekli her türlü hukukî girişimin derhal yapılacağını belirtmek isterim.

Cemaatimizin tüm üyelerini sağduyuya davet ediyor, bölücü ve yıkıcı faaliyetlerde bulunan insanların dedikodularına itibar edilmemesini ciddiyetle öneriyorum.

Sevgi ve dualarımla,

MESROB II
Türkiye Ermenileri Patriği

Yorumlar kapatıldı.