İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bize hayrı olmayan kiliseler (1)

Altemur KILIÇ
Papa 16. Benediktus, Türkiye’ye tepkilerle geldi ve şükürler olsun ki, kazasız belasız gitti! Papanın başına, maazallah bir şey gelseydi bunun ceremesini dünya kamuoyunda yıllarca, çekerdik!

Önceki bir yazımda “Papa’nın kim olduğunu, Papalığın ne olduğunu ve ziyaretin ne maksatla yapıldığını bilelim ve adeta, zorla gelen belayı geçiştirelim” demiştim. Şimdi de, Profesör İlber Ortaylı’nın dediği gibi, “ehlen ve sehlen” !

Çok hoşgörülü, kin bağlamayan, biraz da safdil bir milletiz. Papa’nın gerçek kimliğini ve İslamiyet-Türkler konusunda önce söylediklerini, bir kısım medyamızın dolduruşuyla unutuverdik. Neredeyse, bir “Papa Bayramı” yaşandı. Anıtkabir defterine Atatürk’ün sözlerini yazmış. Türkçe sözler söylemiş, Sultanahmet Camiinde namazın birinci kıyam vakfesini eda etmiş ve “Türkleri” seviyorum demiş, Türkiye için dua etmiş… Halkla Türk Bayrağı sallamış! 16. Benediktus “Büyük Türk dostu” ilan edildi. Bir İslamiyet’i kabul etmesi, bizim hükümetin de ona kırmızı pasaport vermesi kaldı! Ve bir yazarımıza göre -herhalde bizim bağnazlığımıza karşı- hoşgörü örnekleri verdi! Safdilliğin de, medyanın gücünün de hududu yok!

Papa’nın bu hareketleri, sözleri calî ve takiye olsa da dünyadaki “güncel” yankıları bakımından, belki de olumlu olacak… Ziyaretin böyle olumlu geçmesi ve dünya televizyonlarındaki manzaralar, “turizme uyarıcı etki yapacakmış.” Bir ekonomist yazıyor; “Papa kıyama durdu. Türkiye’ye 10 milyarlık tanıtım katkısı sağladı” diye!
Eyvallah. Allah muhabbetinizi artırsın. Ancak realist olalım, bazı şeyleri bilelim ve unutmayalım. Papa, hidayete ermedi imana gelmedi ve AB üyeliğimize açık seçik destek de vermedi! Papa 16. Benediktus, ülkemize Türklere övgüler yağdırmak, Sultanahmet Camiinde namaz eda etmek için gelmedi. Açıkçası Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’la iki kiliseyi birleştirmek, Katolik kilisesiyle Rum Ortodoks kilisesinin arasındaki tarihi ayrılığa son vermek için geldi. Ortak deklarasyonda, tam “evlilik” ilan edilmedi ama “birliktelik” ve Patrikhane’nin “ekümenikliği” tescil edildi! Hasan Pulur’un sorduğu gibi, “Kime karşı?”
Bardakoğlu’nun dersi

Bence bu ziyaretin en anlamlı ve “protokol” icabı olmayan gerçekçi olayı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun 16. Benedikus’un yüzüne karşı, onun İslamiyet hakkında ifade ettiği husumete karşılık, nazikâne, fakat dobra dobra söyledikleri idi! Bir din bilgini olan Sayın Bardakoğlu “tarihi ve kaynaklarıyla şiddeti içerip teşvik ettiği, İslam’ın yeryüzüne kılıçla yayıldığı iddiasına” karşı: “Bilimsel ve tarihsel hiçbir araştırma ve veriye dayanmayan, adalet ve insaf ölçüleriyle de bağdaşmayan bu itham ve iddialardan, adını barıştan alan İslam’ın her mensubunun son derece müteessir ve müşteki olduğunu ilan etmek isterim” dedi. Bence, bu sözler bütün diplomatik sözlerden fazla -tabii eğer anladıysa- Papa için en veciz ders oldu. Ve Papa’nın gelmesine de değdi!

Dogmatik bir kişi olan 16. Benediktus, bu dersi algılamış mıdır? Ama konumu gereği asla “yanılmayan” Papa, belki bu konuda biraz daha düşünmeye başlamıştır! Yoksa Papa’nın Türklük ve İslamiyet hakkında, kökleşmiş düşüncelerini değiştirdiğini sanmak safdillik olur.

Hangi “İstanbul”?
Papa hazretleri İstanbul’dan ayrılırken, “kalbimin yarısını İstanbul’da bırakıyorum” demiş. Sakın “kalbinin yarısını” bıraktığı yer, ortak deklarasyonda vurguladıkları “Konstantinopolis” ve Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi olmasın! Çünkü çoğu Hıristiyanların kalpleri hâlâ “Megalo Idea” da ve “o İstanbul” dadır!
Bazı “iyi niyetli” arkadaşlarımız, soruyorlar; “Papa’nın camide kıyama durması ve kıbleye dönerek, dua ettiği gibi mesela Bardakoğlu kiliseye gidip eline haç alır, dua eder miydi” diye! El cevap; Hayır ve hâşâ! Bunu yapmazlardı çünkü onlar, Bardakoğlu gibi gerçek ve aydın din adamlarımız, içlerinden pazarlıklı değildirler! Papa’nın, gerçekten samimi olup olmadığı hususunda “mülahazat hanesini” açık bırakmak lazım!

Kısacası; tarihi ve geleneksel söylemleri ve hareketleri düşünülünce, Vatikan da, Fener Patrikhanesi de “bize pek hayrı dokunmayacak kiliselerdir.” Bundan sonra da ülkemize hayırları dokunur mu? İyi düşünmek gerek!

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=78&ArticleID=3448

Yorumlar kapatıldı.