Haluk Şahin
Birkaç gündür Papa’nın Türkiye ziyareti üzerine yazıyorum. Tabii, olaylara Türkiye açısından bakıyorum. Bugün tersini yapıp, onların düşüncelerini dile getirmeye çalışacağım.
Kolay bir iş değil bu. Bu ziyaret çok katmanlı ve çok amaçlı. İşin içinde Doğu ve Batı Hıristiyan kiliseleri arasındaki tarihsel kopukluğu gidermek var. Eminim bir sürü başka şey de vardır. Elbette ki, birilerinin kafalarının en gerisindeki motifleri çözdüğümü iddia edecek değilim. Bunun uzmanları var. Örneğin, Aytunç Altındal (Papa 16. Benedikt: Gizli Türkiye Gündemi) ve Hasan Taşkın (Vatikan’ın Türkiye Senaryosu) ilginç kitaplarında bu mahzenlere dalıyorlar. Ben yukarıda, gazetecilik katındayım.
Ama, elimde iyi bir kaynak var. Amerikan Katolikleri’nin haftalık National Catholic Reporter (Ulusal Katolik Haberci) gazetesinin yazarlarından John L. Allen’ın bir makalesi. 24 Kasım tarihli ve ‘Benediktus’un Türkiye’deki Korkutucu Sınavları’ başlıklı makalede Allen, Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyaretinin değerlendirilmesinde kullanılabilecek olan kıstasları sıralıyor:
1) Müslümanlara kendisinin bir İslam dostu olduğunu kanıtlayabilecek mi? Bu soru 12 Eylül’de Regensburg Üniversitesi’nde yaptığı iğneli konuşmadan sonra daha da önem kazandı.
2) Türkiye’deki İslamcı köktendincilere ve radikal laikçi Kemalistlere karşı ılımlı Müslümanlara destek olabilecek mi? (Kimi kastediyor acaba?)
3) Karşı tarafı kızdırmadan ve incitmeden Türkiye’deki Hıristiyan azınlıkların sorunlarına ne kadar değinebilecek? Örneğin Heybeliada’daki ruhban okulundan ya da Ermeni vakıflarının sorunlarından söz edebilecek mi?
4) Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği hakkında ne söyleyecek? Bilindiği gibi, Papa olmadan önce bu üyeliğe karşı olduğunu söylemiş Türkiye’nin tarih boyunca ‘Avrupa’nın sürekli karşıtı’ olduğunu öne sürmüştü.
5) 20 yüzyılın başlarında Türkiye’deki Ermenilere uygulanan kıyım konusunda ne diyecek? ‘Soykırım’ kelimesini kullanmaktan kaçınabilecek mi?
6) Hassas Kıbrıs konusunda ne diyecek? Geçenlerde Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Papadopulos ile buluşması Ankara tarafından Rum yanlısı bir adım olarak değerlendirilmişti.
Bu kez denge sağlamak için bir şey yapacak mı?
Yazar, bu duyarlıklar çerçevesinde Papa’nın Türkiye’de söyleyeceği her sözün, atacağı her adımın dikkatle izleneceğini vurguluyor. Vurguladığı bir şey daha var: Güvenlik sorunu! Vatikan ve Katolik dünyasında bu konuda ciddi kaygı ve derin korkular olduğu anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu geziyle ilgili beklenti ve duyarlıkları farklı olabilir. Ancak, iki tarafın daha şimdiden anlaştıkları bir nokta var: Papa, ziyaretinin sonunda uçağa binip Türk hava sahasından çıktığı anda her iki taraf da derin bir nefes alacak!
Yorumlar kapatıldı.