İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hangi Orhan Pamuk doğru? (2)

Arslan TEKİN 

Hurşit Güneş de ekonomi ağırlıkta yine “Milliyet” te yazan bir “sosyal demokrat” … O da, Orhan Pamuk hakkında bir şey yazmasa olmayacak diye düşünmüş. Beylik kelimelerle hem yerdi, hem övdü. Yani önce “Keşke İsviçre’de o Ermenilerin, Kürtlerin öldürülmesini söylemeseydi. Romancımızdır, ödülü kazanmıştır.” mealinde yazdı. “Milliyet” okuyucusu bile öyle isyan etti ki, “sosyal demokrat” yazar, dürüstçe yeni bir yazı kaleme alıp okuyucunun fikrini aksettirme ihtiyacı duydu. Halk ödülün maksatlı verildiğinde hemfikir. Demek ki, okuyucular gazetenin diğer gerek gönülden, gerekse beylik öven yazarlarına da aynı tepkiyi koymuştu ama onlar Hurşit Güneş gibi “açık” davranmamışlar, tepkileri bir tarafa itmişlerdi. Aynı gazetenin yazarlarından Osman Ulugay, Hurşit Güneş’in bu açık yürekliliğine fena bozulmuş ve “Sen okuyucu dalkavuğusun.” demeye getirmiş. Çünkü, o Orhan Pamuk’u tamamen Batılı bir zihniyet olarak görüyor ve her şeyiyle ona hak veriyor. Sonra: “Biz de zaten Batılı olmak istemiyor muyuz?” sorusunu soruyor ve cevabımızın “Ha evet, öyle!” olmasını bekliyor. Bu soru ve tahakkumî cevap Türk fikir sisteminin çok tehlikeli bir tarafı…
Bunları bir tarafa bırakılım, Hurşit Güneş’e dönelim:
“18 Ekim’de ’Orhan Pamuk aşağılayarak mı Nobel ödülü aldı?’başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda Orhan Pamuk’un söylediği saçmalıklara katılmadığımı, ancak aldığı ödüle sevindiğimi yazmıştım.
On yıla yakın bir süredir köşe yazarlığı yapıyorum. Hiçbir yazıma bu kadar yanıt gelmemişti. Yüzlerce e-posta yağdı. Hepsi de Orhan Pamuk’a müthiş tepkili. Anlaşılan Orhan Pamuk bir ödül aldı ama kendi halkını sevindiremedi. Bu da bir aydın için, bir sanatçı için son derece üzücü. Bilmem Orhan Pamuk içine düştüğü durumdan dolayı ne kadar üzgün. Değilse yazıklar olsun. Peşinen söyleyelim, Orhan Pamuk kendi ulusunun onur ve gururuyla öylesine oynadı ki, pasaportunda Türk yazsa bile halk onu kendinden görmüyor.
Ben de dahil, bazı yazarlar iyi niyetle bu ödüle sevinmek gerektiğini yazsak da, bu halkın çoğunluğunu yatıştıramadı. Öte yandan, kimileri de Pamuk’un hakaretlerini sanki hiç duymamış gibi, sadece ödülü yazıyor.
Hatta bir yakın dostum köşe yazarı, bu sevinmeyenleri aşağılık kompleksiyle suçluyor. Çok üzüldüğümü ifade etmeliyim. Bir halkın dörtte üçü bir ödüle sevinmediyse, bunu bir özgüven eksikliği ya da kompleks olarak nitelemek hiç de doğru değil. (…)
İlginçtir, okurların bir kısmı Pamuk’un sadece siyasal yönden değil, yazarlık yönüyle de eleştiriyor. Diyorlar ki, Pamuk’un akıcı bir üslubu yok. Kitapları sıkıcı. Hatta biri alenen şöyle yazıyor: ’Yok Orhan Pamuk büyük yazar olduğu için Nobel aldı. Hadi canım sen de. Nerede, uzayda mı yaşıyorsunuz? Saygılarımla.’
Varsayalım ki, Pamuk bu hakaretleri ülkesi ve ulusu için yapmamış olsaydı, Türkiye halkı bu ödüle sevinmeyecek miydi? Yazarlık kusurları biraz bahane gibi geliyor. Çünkü profesyonel edebiyatçılardan Pamuk’un aldığı bu ödül konusunda tepki gösteren pek sivri bir ses duymadık.
Pamuk bu ödülü aldı. Ama almasaydı belki bu ülkede daha mutlu yaşayacaktı. Yahut da, hiç hakaret etmeseydi, İsveç’e ödül almaya giderken binlerce Türk olasılıkla onu havaalanında uğurlayacaktı. Aydınlara ders: Aykırı olmak bazen insanı öne çıkarsa da gönüllerdeki yer kaybedilebilir. Bu durumda Pamuk hâlâ bu ödülden mutluysa ne üzücü. Yok halkın gönlünde açtığı bu yara nedeniyle ödüle sevinemiyorsa, o zaman ders almış sayılmalıdır.” (Hurşit Güneş, “Pamuk’a verilen ödül Türk halkını sevindirmedi”, Milliyet, 25 Ekim 2006.)
HHH
Aynı gazetenin iki ayrı yazarının birbirine zıt fikirlerini peş peşe verdim. Günlerdir tartıştığımız ve yıllardır da tartışacağımız bir ödülün verilişindeki saikları anlamaya çalışmaya devam edeceğiz.. Yarın da bir başka gazetenin farklı görüş ve tespitleri üzerinde duracağız.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=82&ArticleID=3189

Yorumlar kapatıldı.