İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orhan Pamuk rahat olsun…

Mahfi Eğilmez

Bu yılın Nobel edebiyat ödülünü Orhan Pamuk, ekonomi ödülünü de Edmund S. Phelps aldı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Pamuk’a edebiyat ödülünün “kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulduğu için”, Phelps’e ise ekonomi ödülünün “Makroekonomik politikadaki zaman çelişkileri üzerine analizleri için” verildiğini açıkladı.

Her ikisi de bu ödülleri hak ediyorlardı. Pamuk’un kitapları birçok dile çevrilmiş ve ödüller kazanmıştı. Phelps ise yaşayan en önemli iktisatçılar arasında yerini çoktan almıştı. İkisi de dünya çapında tanınmış kişilerdi. Pamuk yazmaya devam ediyor. Aşağı yukarı her yıl bir kitap çıkarabiliyor. Buna karşılık Phelps’in son önemli makalesi 1995 tarihini taşıyor.

Nobel edebiyat ödülü 1901 yılından bu yana veriliyor. İlk ödülü Sully Prudhomme almış. Bertolt Brecht, Anton Çehov, Henrik İbsen, James Joyce, Somerset Maugham, George Orwell, Tennessee Williams, Virginia Woolf, Marcel Proust, Yaşar Kemal gibi çok ünlü olduğu halde bu ödülü kazanamamış olan yazarlar var. Benim Nobel ödülleriyle ilgilenmem, varoluşçu felsefe üzerine kafa yormaya başladığım dönemde varoluşçu yazarların en ünlülerinden olan Jean Paul Sartre’ın ödülü almasıyla, daha doğrusu reddetmesiyle, başladı.

Nobel ekonomi ödülü ilk kez 1969 yılında verildi. İlk ödülü Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen paylaştılar. Ben o zaman ekonomi öğrencisiydim. Tinbergen bizim yakından tanıdığımız planlama üzerine çalışmaları olan bir iktisatçıydı. Ragnar Frisch ise bizi şaşırtmıştı. O kadar yaşayan ünlü iktisatçı varken nispeten daha az önemli gördüğüm Frisch’in ilk ödülü alan iki kişiden birisi olması ilginç gelmişti. Ödüle daha yakın gördüğüm Kuznets, Hicks, Leontief, Myrdal, Friedman, Modigliani gibi ünlü iktisatçılar izleyen yıllarda aldılar bu ödülü.

Orhan Pamuk, ödül kazanma yaş ortalamasına bakıldığında genç sayılacak bir yaşta aldı ödülü. Keşke “Aslında hakkı olan ödülün kendisine öyküleriyle ilgisi olmayan bir açıklaması nedeniyle verilmiş olabileceği kuşkusunu taşıdığı” gerekçesini ileri sürerek ödülü reddetseydi. Nobel ödülü tarihinde bu tür bir reddediş ile bir ilke imza atmış olurdu o zaman ve ülkesinde kahraman olmanın yanı sıra, kitapları da şimdi olacağından daha fazla satardı. Pamuk’un aldığı ödülün değeri, Ermeni meselesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamalar nedeniyle hep iskonto edilecek ve kendisini de hep rahatsız edecek. Oysa Pamuk, olağanüstü öyküleriyle bu ödülü çoktan
hak etmişti. İsveç Kraliyet Bilimler Akadamesi’nin ödülün niçin Pamuk’a verildiğini gösteren kısa açıklaması bence bu gerçeğin müthiş bir özeti.

Edmund Phelps de ödülü yıllar önce almış olmalıydı. Yıllar yılı enflasyon ile işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkiyi ortaya koyan Phillips eğrisi analizinin Batı dünyasında ekonomi politikasını kararsızlıklar içine ittiği bir ortamda kısa dönem uzun dönem farklılığının ve beklentilerin ağırlığının konunun boyutunu değiştireceğine dikkat çekerek kararsızlık açmazlarının çözümünü sağlamış olması onun bu ödülü çoktan hak ettiğini gösteriyordu. Kim bilir belki de umudu kestiği bir dönemde aldı Phelps ödülü.

Phelps’in, aldığı ödül nedeniyle, Pamuk’un aklını kurcalayacak olan
bir kuşkuyla uğraşması söz konusu olmayacak. O daha yaşlı, ama sanırım bu ödülün keyfini daha çok çıkaracak.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=201602

Yorumlar kapatıldı.