İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye, AİHM’ye gitmeli

Yalçın DOĞAN

DEĞİŞİK seçenekler arasında ilginç bir görüş var.

Türkiye, Fransa’yı dava etmek üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gider mi?

Bu bir karar değil, bir seçenek.

Tarihte insan hakları savunuculuğunda başrolü oynayan Fransa, şimdi kendi tarihini inkar ediyor. Düşünce özgürlüğü ile taban tabana çelişen bir yasayı kabul etmeye hazırlanıyor.

“Ermeni soykırımı yoktur” diyenin suç işlediğini kabul eden yasa yarından sonra Fransız Meclisi’nde oylanıyor. Bırakın düşünce özgürlüğünü, daha baştan hukuk mantığına aykırı bu saçma sapan yasanın Meclis’te onaylanma olasılığı hayli yüksek. Yasa, Anayasal eşitliğe aykırı olsa bile.

Dün Paris’te tuttuğum nabza göre, yasa Meclis’ten geçebilir ve Senota’ya gider. Senato’da iki yıl bekler, sonra da yürürlüğe girer.

POLONYALI MUSLUKÇU

Bunu önlemek için, Ankara değişik yollardan Fransa’ya baskı yapmaya çalışıyor. Ancak, büyük bir sürpriz olmazsa, önleme umudu hayli zayıf.

Fransa böyle bir yasayı neden kabul ediyor? Türk düşmanlığından söz etmek için ne gibi bir neden var?

Düşmanlıktan çok, Türkiye korkusu var. Polonya AB’ye girerken, Fransa en çok Polonyalı muslukçudan korkuyor, kendi işini elinden alacağından kaygılanıyor. Şimdi de, Türkiye’nin AB üyeliğini engellemek için de, farklı yöntemler kullanıyor. Bunlardan biri de, Ermeni soykırım iddiaları. Türkiye’yi zayıf düşürmek çabası.

EN ZAYIF DÖNEM

Yasanın Fransa Meclisi’nde görüşülmesi, Fransa’nın siyaseten ve ekonomik açıdan güçsüz bir dönemine rastlıyor. Ve Mayıs’taki seçim dönemine.

Fransa ekonomisi eskisi gibi değil. Ciddi açık veriyor. Cumhurbaşkanı Chirac eski dişli Cumhurbaşkanı niteliğini çoktan kaybediyor. Tarihin büyük devleti son yıllarda tökezliyor.

Orada yaşayan yüzde 7-8 oranındaki Müslüman nüfusun sorunlarıyla bir türlü baş edemiyor. Geçen yılki kadar büyük olmasa da, Müslüman nüfusla her gün bir sorun yaşanıyor. Fransız basını bu konuda çok titiz, hiçbir TV ve gazete bu olayları yansıtmıyor.

Yükseklik kaybeden ekonomiye, AB karışımıyla Müslümanlardan duyulan korku eklendiğinde, karşısına, gelecekteki rakip Türkiye, düşüncesi çıkıyor.

Ermeni yasası, Fransa’nın kendi korkularının göstergesi.

EKONOMİK TEHDİT

Bu aşamada Türkiye’de değişik çevrelerden yükselen bir ses var:

“Fransa’ya ihale vermeyelim, ticaretimizi sınırlayalım.”

Mantıklı değil. Globalleşen dünyada geçerli olmayan bir tez. Ekonomik tehdit, bu çağda pek işe yaramıyor. Kaldı ki, böyle bir tavırdan, bizim de zarar göreceğimiz ortada.

O zaman çözümü siyasette aramak gerek.

İKİ DENEY VAR

Örneğin, yasa çıktıktan sonra, Türkiye, Fransa’yı AİHM’ye şikayet edebiliyor.

Devletler devletleri AİHM’ye şikayet edebiliyor mu? Evet, ediyor. Geçmişte iki örneği var.

Biri, bazı Avrupa ülkeleri Yunanistan’ı 1967 Albaylar Cuntası sonrasında, demokrasiyi askıya aldılar, gerekçesiyle AİHM’ye şikayet ediyor.

İkinci örnek bizimle ilgili. Yine bir askeri darbe sonrası, 12 Eylül’de beş Avrupa ülkesi Türkiye’yi AİHM’ye şikayet ediyor, demokrasinin askıya alındığı gerekçesiyle.

Şimdi, ifade özgürlüğüne aykırı davranmaktan, Türkiye’nin eline bir koz geçiyor. Fransa’yı AİHM’ye şikayet için bir karar yok, ama seçenek var.

Kullanmak gerek.

Halaçoğlu, Erdoğan’la görüşüyor

BİRKAÇ yıldır, Ermeni soykırımı vardır, yoktur, tartışmalarıyla ilgili olarak, Türkiye’den uzmanlar Ermenilerle masaya oturuyor. Karşılıklı belgeler veriliyor, ancak Ermeniler “siz soykırımı kabul etmedikçe, biz sizinle görüşmeyiz” diyerek, masayı terk ediyor.

Oysa, karşılıklı belge alış-verişinin mantığı zaten, soykırım tartışmasını bilimsel açıdan netleştirmek. Ama, Ermeniler bundan kaçıyor.

Geçen yıl Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Bakanlar Kurulu’na brifing veriyor. Halaçoğlu son durumu ve neler yapılabileceğini anlatmak üzere, bugün Tayyip Erdoğan’a gidiyor.

Erdoğan’dan bugün ilginç çıkışlar beklemek yerinde olur.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5228148.asp?yazarid=91

Yorumlar kapatıldı.