İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Muhtelif tellerden…

Mihail Vasiliadis 09.10.2006

Muhtelif tellerden…

Globalleşmeyle (her ne demekse) dünya küçüldü ya, artık biz de yabancı basını dikkatle izliyor olduk. Hadi ilginç bulduğumuz haberleri -bizim sorunlarımızla tamamen ilgisizse de- size aktaralım.

Bir haber Tayland’dan. General Sonthi Boonyaratglin, ülkenin seçilmiş başbakanı Thaksin Shinawatra (isimleri yüksek sesle okumaya kalkışmayın, diliniz burkulabilir) Amerika’dayken, vaktini l‰fla kaybetmemiş, emir komuta zincirini bozmadan altı kişilik askeri bir cuntanın başına geçerek darbe yapmış. (Batı basınında, her nedense, ihtil‰llere darbe demekte inat ediyorlar!)

General Boonyaratglin yayınladığı ilk bildiride, kendisini ‘kurtarıcı’ olarak nitelemiş ve ‘bir müddet’ yani ‘asayiş yerine oturana kadar’ kalıp, ‘en kısa zamanda’ iktidarı seçilmiş siyasilere devredeceğini vaat etmiş.

Umarım bununla, aklına kötü şeyler getirip demokrasi adına kaygı duyanların yüreğine su serpilmiştir. Pakistan’da, yedi yıl önce ‘ihtil‰l’ yapan Pervez Müşerref, her ne kadar ‘asayiş yerine oturunca’ seçime gideceğini söylemiş idiyse de, iktidarla ‘müşerref’ olduktan sonra, koltuğundan kalkmayı pülkesini kurtarmaya devam etmiştir. Kaldı ki, artık, koltuktan kalktıktan sonra da iktidar elde tutulabiliyor. Zira dönem, postmodern durumlar dönemi!

General Boonyaratglin’e gelince, işini iyi biliyor. Bir yandan hemen seçime gidip yönetimi sivillere bırakacağını söylerken, bir yandan da ‘yozlaşmış politikacıların karıştığı ekonomik skandalların’ dosyasını açıp uzun bir yargı dönemi başlatıyor. Kendisiyse bu dönemde ‘istikrarın garantisi!’ Bakın görün işte dünyanın bizden uzak yerlerinde neler oluyormuş…

*** *** ***

Bizden uzak diyarlarda bunlar olup biterken, bize daha yakın, hatta çok yakın yerlerde neler oluyor acaba:

‘Daha adil bir toplum için yanınızda olacağız. Bu adil toplum için uğraşımı senelerden beri vermekteyim; yasalar karşısında eşitlik için. Herkes bu konuda benle alay ederken, ben ısrarlıydım. Geri adım atmamı öneriyorlardı; atmadım. Düşümde kurduğum, çağdaş bir Yunanistan; herkese ve özellikle sizlere, yani azınlıklara, saygı duyan, sizleri, köylerinizi, geleceğinizi düşünen, ayırımcılık yapmayan, demokratik bir Yunanistan.’

Yukarıdaki sözleri söyleyen, Yunanistan’ın ana muhalefet lideri Yorgo Papandreu. İskeçe’de, çoğu Hıristiyan azı Müslüman bir halk topluluğuna hitaben konuşurken, yanında Kavala Drama İskeçe bölgesi valiliğine aday gösterdiği, azınlık mensubu Gülbeyaz Karahasan vardı. Papandreu sözlerine şöyle devam etti:

‘Gülbeyaz’a, (üç büyük kenti kapsayan, başkent yöresinden sonra en büyük, en önemli ve -her halük‰rda- en hassas) valiliğe aday olmasını teklif ederken, oy kaygısı duymadım. Sizlere, yeteneklerinize olan inancımdan dolayı yaptım.

Yasalar karşısında eşit olma hakkınıza, kendi toplumunuzda, içinizden gelen elemanlarla, ekonomide ve politikada önemli rol oynamanız gerektiğine inanıyorum. Azınlık; kendisini rehin olarak tutan, onu yöneltmek isteyen aracılardan bıkmış durumdadır. Amacım, azınlığın ve herkesin, kendisini özgür hissetmesidir. Olanaklarınız, yaratıcılığınız, gücünüz var; biz ise, daha iyi bir vatan, daha ‰dil bir toplum yaratmak için bunlara muhtacız.’

Okuyucularım sormadan ben söyleyeyim. Hayır; Papandreu konuşmasında ‘mütekabiliyet’ ucubesine hiç atıfta bulunmadı. Örneğin, orada 3-4 bin kişi kaldı burada da böyle olsun, ya da İstanbul’daki Rum okullarında okuyan öğrenci sayısı 150 civarında, Batı Trakya’da da o kadarı yazılsın demedi.

Deseydi ayıp eder, önce bizleri, İstanbul Rumlarını üzerdi…

*** *** ***

Geçen Cumartesi günü sokak çatışmalarında Filistinliler birbirlerini öldürmüş! İsrail’e yardım için mi yapıyorlar, nedir? Malžm Cumartesi onların tatil günü…

*** *** ***

‘Birini ya da birilerini, siyasi, ahlaki, felsefi, dinsel… açıdan rencide etmek, onları aşağılamak, muhakkak ki kötüdür. Ancak; düşünceye ceza uygulanıp, tehdidin yasallaşmış olmasından dolayı bunu yapamıyorsan, daha da kötüdür. Çünkü böyle bir durumda ölü sayılırsın; gerek korkmakta olan sen, gerekse seni fikirleriyle cevaplayacağına, tehdit etmeye hakkı olduğunu sananlar, ölüdürler.’ Yukarıdaki alıntının 301’i anımsatmaması mümkün müdür?

*** *** ***

Sorun çözüldü. Artık ‘Ermenilere soykırımı uygulandı mı’ sorusu ortaya atılamaz; çünkü ‘evet’ diyen Türkiye’de, ‘hayır’ diyen Fransa’da hapse girer!

*** *** ***

Olmaz gerçi amma, ben yine de söylemiş olayım: İlle de ille ‘mütekabiliyet’ şartsa, Batı Trakyalıların yerine, Kıbrıs Türkleriyle mütekabil tutulsak… olur mu?

http://www.gundemimiz.com/haber.asp?HaberId=21054

Yorumlar kapatıldı.