İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bizim “aydın”ların gözü aydın!

Ruhat Mengi

Fransa’nın kendi toprakları içinde Ermeni soykırımını inkâr etmeyi suç sayan ve hapis/para cezası öngören yasa teklifi Fransız Parlamentosu’nda dün kabul edildi.

AP üyesi Dennis Mc Shane’in “AB eğer tarihteki hatalar için özür isteyecekse halen var olan üyeler göz önüne alındığında kendini feshetmesi gerekebilir” açıklamasına, AB Komisyon Başkanı Barosso’nun ve birçok parlamenterin “Bu iddiaları kabule zorlamak veya Türkiye’nin AB üyeliği için şart olarak ileri sürmek sorumsuzluktur, kabul edilemez. Yapılan düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırıdır” demelerine rağmen yasa oy çoğunluğuyla Parlamento’dan geçti. Şimdi “Senato”da kabul edilmeyeceği söyleniyor ama Chirac’ın Ermenistan’da yaptığı konuşmada açıkça vurguladığı “Türkiye için ön şart olması”nın yolu açılmıştır.

ANCAK ŞİMDİ UYANDIK

Bizde hâlâ Ermeni iddiasının AB’ye giriş için şart koşulacağına inanmayanlar var. Oysa Ermeni diasporası “2015 yılına kadar…”ı telâffuz ediyor. Bunu nereden mi biliyorlar, bizim “destekçi aydın” takımının konuşmalarından…

Zannediyorlar ki AB süreci içinde, zaman yaklaştıkça ülkelerin baskısı artacak ve Türkiye nasılsa bunu kabul etmek zorunda kalacak.

HOLLANDA TV’SİNİN SORUSU

Pazartesi geleceklerdi ancak dün gelebildiler ve Hollanda televizyonunun “soykırım iddiası”, “Ermeni soykırımınının gerçek kabul edilerek Hitler’in Yahudi soykırımı ile aynı yasa maddesine konulması”, “Türkiye, Hollanda ve Fransa’nın tutumuna ne gözle bakıyor”, “Fransa’yı ikiyüzlü buluyor muyuz ve bundan sonra Türkiye ne yapacak” gibi konulardaki sorularını cevapladım.

Onlara Chirac’ın “Parlamentolar tarih yazamaz” sözünden başlayarak AB’nin Türkiye’ye demokrasi, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda ders vermeye kalkarken kendi içindeki ülkelerin bu konulardaki yaklaşımına gereken tepkiyi vermediğini; örneğin Fransa’da çıkarılan yasaya zamanında ve bize müdahale ettiği gibi “yapamazsınız” diye itiraz etmediğini, bizim arşivlerimizin açık, Ermenistan’ın ve Rusya’nın arşivlerinin kapalı olduğunu, bizim TV ve gazetelerimizde olayı çok yönlü olarak yıllardır tartışıp onların tartışmadığını, tarihin yalanlara inanarak ve gökyüzüne bakarak değil tarihe, arşive, belgeye bakarak, bu belgeleri masaya yatırarak anlaşılabileceğini anlattım.

Tabii bu yaptıklarının koca bir ulusu ve gelecekteki kuşakları etkileyeceğini, Türkiye’yi AB’den uzaklaştıracağını, onun için de Fransız Senatosu ve diğer ülkelerin kararlarını ona göre vermesi gerektiğini ve Türkiye’nin sonsuza kadar böyle bir yalanı kabul etmeyeceğini ısrarla vurgulayarak… Hollanda TV’sinin programcısı Jan Eikelboom benimle görüşmeye gelmeden önce Elif Şafak’la konuşmuş. Bayan Şafak ona “Bu kararın Türkiye’deki Ermeni vatandaşlara sorun çıkarmasından korktuğunu” söylemiş. Duyunca “saçma” dedim, “Ne alâkası var, onların bunda ne suçu var, Türkler durup dururken kimseyi suçlayacak, zarar verecek insanlar değildir.”

Bugüne kadar Amerika ve Avrupa’da “Türkiye soykırım yaptı, bunu itiraf etmeli” diye tef çalan, çırpınan, Fransız TV’sine çıkıp aynı cümleleri tekrarlayanların (ki bunlar tarihçi bile değil, ya gazeteci veya sosyolog) şimdi “Fransa’ya gideriz, protesto ederiz” demeleri de çok ilginç.

İşte istedikleri oluyor ve Avrupa’nın Türkiye üzerindeki baskıları giderek artıyor. Daha ne istiyorlar?

Ama itiraf edin ki Orhan Pamuk’un Nobel’i bu kötü günü “aydın”lattı. Oh, nihayet bir Türk edebiyatçısını farkettiler ve bugüne kadar gelmiş geçmiş onca mükemmel edebiyatçımızı bir türlü beğenemeyip Orhan Pamuk da karar kıldılar.

Evet sonunda bir Nobel’imiz olması sevindirici ama maalesef ben bazılarını pek kızdıracağını bilsem de “Ne pahasına” sorusunu sormadan edemeyeceğim. TV’lerde konuşan ve “Bugüne kadar daha çok siyasetimizle ilgileniyorlardı ama nihayet edebiyatımızla ilgilendiler” diyenlere de gülmeden geçemeyeceğim.

Orhan Pamuk’un sadece edebiyatıyla ilgileniyorlarsa ödülü neden geçen yıl vermediler?

*****

ABD’nin BOP’u varsa, Türkiye’nin neden olmasın?
Engin Aksaç’ın maili beni çok eğlendirdi. ABD’nin kendi kafasından kurduğu plânlara, masa başında aldığı kararlara istediği ülkeleri alet etmesi ve yakın gelecekte Türkiye’yi de BOP plânının parçası yapmaya kalkması gerçekten insanın tepesini attırıyor.

Engin Aksaç’ın da tepesi atmış ve işte sonucu… Okuyun bakın.

“Bu da Türkiye Ortadoğu Planı (TOP)..

Suriye bile harita dağıtıyor, biz de dağıtalım, yayın bu haritayı..

İmkanı olanlar, adres bilenler yurt dışına da göndersinler…

Bölgenin bir salağı bizmiyiz, haritaysa harita, al sana harita…

Haydi Türkiye bu haritayı CNN habere konu yapmaya yemin ettik!!!”

*****

İşte doğru adres!

Önce ‘indeks’ yazıldı çıkmadı, yeniden verdim. Bu kez de tek bir harf unutulmuş ve tabii sayfa açılmıyor.

Okurlarımızın ilgisine teşekkürler, çok sayıda doğru adresi soran mektup geldi, tekrar veriyorum:

http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index.html

(Dilek Tekbaş’a ve Ali Akdülgen’e doğru adresi bildirdikleri için ayrıca teşekkür ederim.)

http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=13.10.2006&Newsid=89983&Categoryid=4&wid=4

Yorumlar kapatıldı.