İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mağdur rolü iyi iş yapar!

Ruhat Mengi

Dün Fransa’da 12 Ekim’de Meclis gündemine taşınacak olan, Fransız Ceza Kanunu’nda “Ermeni soykırımının Yahudi soykırımıyla aynı maddeye alınması ve inkâr edenlerin 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılması” ile ilgili yasa teklifinden söz ederek bitirmiştik. Devam edelim.

Hiç şaşırmıyorum; Halil Berktay’ın önce tanımadığını söylediği ama hemen arkasından “Onun diasporayla ilgisi yoktur, hatta bir Türk dostudur” dediği Stephen Feinstein “Avrupa’dan Ermeni iddiasının kabulünü isteyen” 126 Amerikalı tarihçi listesinin en başında geliyordu.

Onların ve “bizim şerefli ve cesur Türk entelektüellerinin” ki bu tanım Aris Babikyan’a aittir, yıllar süren çabasından sonra beklenen bir şeydi.

Şimdi sıra bunun “AB şartı yapılmasına” gelecek.

Bu nedenle ben Zülfü Livaneli’nin görüşünün aksine “bazı Türklerin diğer bazı Türklere, Türkleri ve Türkiye’yi nasıl korumak gerektiğini” öğretebileceğine, öğretmesi gerektiğine ve bunun da esaslı bir marifet olduğuna inanıyorum.

Özellikle de satır aralarına her türlü yalanı sıkıştıranlar söz konusu olduğu zaman…

Gelen elektronik postalardan anlaşıldığına göre belli akademisyen ve yazarların yurtdışı faaliyetleri oralarda yaşayan Türkler tarafından büyük bir dikkatle izleniyor. Zira daha ben isimlerini anar anmaz onlarla ilgili enformasyon akışı anında başlıyor.

Örneğin bazı isimlere Amerika’da “pek kolay” profesörlük ünvanı verildiğinden tutun da, hep aynı isimlerin ABD’de birlikte faaliyet gösterdiğine, Ermeni diasporası ile yakın ilişki içinde olduklarına, verilen konferanslardan yapılan röportajlara kadar çoğunda Ermenilerin yardımı olduğuna kadar pek çok bilgi…

ÜÇLÜ KONFERANS

Ermeni soykırım hikâyesinde özellikle Minnesota ve Michigan’ın önemli yer tuttuğu da bunlar arasında. Meselâ Elif Şafak’la ABD’de aynı evde kaldığı bilgisi de gelen, benim 2006 Mart ayında hakkında yazı yazdığım ve yabancı basında söylediklerinden söz ettiğim Fatma Müge Göçek Michigan Üniversitesi profesörlerinden. Minnesota’dan Taner Akçam’la, Elif Şafak ve Müge Göçek UCLA’de üçlü bir konferans vermişler (zaten Şafak’ın “ABD’ye 2002’de gelip Ermeni-Türk entelektüellerin ortak çalışmasından sonradır ki…” diye söz ettiği “aydın”lar da onlar ve bir kaç kişi daha.)

Prof. Richard Hovanisyan tarafından organize edilen ve “UCLA’deki Ermeni Eğitim Fonu”nun sponsor olduğu bir konferans. Burada şerefli ve cesur Türk entelektüellerinden Taner Akçam bakın neler söylemiş:

Her ne kadar jön Türkler Hükümeti’nin Ermeni halkını plânlı olarak yok ettiğini gösteren kesin bir kanıt bulunamadıysa da, rejimin soykırım kastıyla hareket ettiğine dair “ucundan duman tüten silah gibi” çok sayıda döküman olduğunu, bunlar arasında “Ermeni tehcirinin İstanbul’dan yönetildiğine” dair resmi evrakların bulunduğunu, tehcire uğrayan Ermenilere kötü davranıldığını, onlardan boşalan köy ve şehirlere hemen Müslümanların doldurulduğunu… Ve sonuç olarak bütün bu kanıtların ‘soykırımın merkezî hükümet tarafından dikkatle plânlanıp yürütüldüğünü ve tehcire uğrayanların yaşamaları için gerekli koruma ve dikkatin gösterilmediğini’ anlamak için yeterli olduğunu…

Cinsiyet Araştırmaları uzmanı, sosyolog Prof. (Arizona, Tucson Üniv.) Elif Şafak yine insanların hikâyelerini dinleyerek tarih yazmış ve Konstantinopoli’den (neden İstanbul diyememişlerse) Ermeni yazar Zabel Yessayan örneğini sunmuş.

Şafak gibi “ABD’ye gidene kadar Ermeni soykırımı hakkında bir bilgisi olmayan ama orada içindeki sosyologun harekete geçtiğini” söyleyen Fatma Müge Göçek ise (nedense hep sosyolog Türk hanımlar ABD’ye gidince Ermeni iddiasına ilgi duymuşlar ve kısacık sürede öğrenivermişler, ilginç değil mi) Boğaziçi Üniversitesi’nde önce iptal edilip birkaç ay sonra yapılan konferansı anlatmış.

Üçlünün konferansı alkışlarla izlenmiş ve sonunda Richard Hovanissian bu “yararlı” konferansların devam edeceğini bildirmiş.

Eh gerçekten de Hovanisyan, Babikyan, Feinstein, Libaridyan gibi isimlere özellikle, çok yararlı bilgiler doğrusu…

HIZLI PR’A RAĞMEN!

ABD ve Avrupa’da Türklerin Ermeni soykırımı yaptığına emin olduğunu söyleyenlerin ortak noktası hep satır aralarında Türk devletinin ne kadar “yalancı, inkârcı, baskıcı” olduğunu söylemek ve mağdur rolü oynamak… Mağdur ve fakat her türlü tehlikeye göğüs gererek gerçekleri haykıran “kahraman aydın”…

İşte bundan daha çok getirisi olan, kitap sattıran ve hatta; Türkiye’de ve ABD’de ayrı ayrı PR ajanslarının gayretine rağmen fazla satmayan kitapları bile 3-4 günde “best seller” yapan bir metod yok. 301’in “istenmeyen ama içten içe teşekkür edilen” olmasının nedeni de budur.

*****

Teşekkür edelim!

Hollanda’da Ermeni soykırım iddiasını kabule yanaşmadıkları için iki ayrı partinin “bu durumda elimizden bir şey gelmez” diyerek seçim listelerinden çıkardığı üç Türk’ün isim, telefon ve adreslerini veriyorum. Onlara bir teşekkür etmeye, gurur duyduğumuzu söylemeye ne dersiniz, bunu fazlasıyla hak ediyorlar:

Erdinç Saçan:

Tel: 073 – 62 30 358

Fax: 073 – 62 30 851

Osman Elmacı:

Tel: 06 – 1824 1405

e-mail: info@osmanelmacı.nl

Ayhan Tonca:

Tel: 055 – 355 59 33

e-mail: a.tonca@apeldoorn.nl

Yorumlar kapatıldı.