İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Vurun Elif Şafak´a

İsmet Berkan

Böyle tuhaflıklar kendini ‘uygar’ sanan dünyada bir tek Türkiye’de oluyor. Roman karakterlerine dava açılıyor. Roman yazarları mahkeme mahkeme süründürülüyor.

Ama bu da yetmiyor bizim gözünü kan bürümüş faşistlerimize. Roman yazarını sadece yargılamak, hapis tehdidiyle onu baş başa bırakmak yetmiyor, onu bir de linç etmemiz lazım.

Günlerdir, aklı başında sandığım insanlardan, koca koca profesörlerden, işadamlarından vs bile mail’ler alıyorum, herkesi Elif Şafak’ın duruşmasına çağıran, orada onu protesto etmek için kalabalıklar davet eden.

Adresinden bana mail ulaşan bazı insanların kendilerini gözünü kan bürümüş o faşist çeteyle nasıl bir arada gördüklerini anlamaya imkân yok. Ya da belki var, bu memleketin şirazesi iyice kaçtı, hepimizin gözü döndü!

Çok ama çok vahim şeylere gebe Elif Şafak’ın duruşması. Umarım bana ulaşan bilgiler polise de ulaşıyor, yapılan hazırlığın onlar da farkında.

Sözde ‘meşru zeminde’ toplanmak için çağrı yapanların, kendi geçmiş saldırganlıklarını tekrarlayacağından ve oraya toplanacak insanları da bu saldırıyı meşru kılan bir kamuoyu gibi göstermeye çalışacağından benim en ufak bir kuşkum yok.

Çünkü bu gözü dönmüşlerle yüz yüze gelme, onlarla aynı mahkeme salonunda bulunma talihsizliğini yaşadım ben. Mahkeme salonunda hâkime, savcıya ve polise saldırmaktan çekinmeyen, kendini o denli güçlü hisseden bu insanlar daha önce de Orhan Pamuk’a, Perihan Mağden’e saldırdılar, linç denemesinde bulundular.

Şimdi, 21 Eylül günü daha önce Şişli, Bağcılar ve İstanbul adliyelerinde denenen linç girişimi Beyoğlu Adliyesi’nde bir kez daha denenecek.

Elif Şafak hamile ve o günlerde ya doğum yapmış olacak ya da doğum çok yakın olacak. Umarım o gün bu son derece geçerli mazereti kullanıp duruşmaya gelmez, bütün bu tertibi anlamsızlaştırır.

Ama 21 Eylül gününün atlatılması tehlikenin bittiği anlamına gelmez. Tam tersine bu uygarlık düşmanı, hukuk düşmanı, demokrasi düşmanı, insanlık düşmanı tutum maalesef güncelliğini sürdürecek.

Toplumumuzda giderek yaygınlaşma eğilimi gösteren linç kültürünü gözünü kan bürümüş bu faşistlerden ayrı düşünmeye, bir siyasi partinin yarattığı iklimden uzakta varsaymaya imkân yok.

Türkiye’nin hâlâ yazarlarını yargılayan, onları hapisle tehdit eden bir ülke olması yeterince büyük bir rezalet zaten. Şimdi buna yazarlarını linç etmek için internetten kampanya yürütmek ekleniyor.

Aferin bize!

Yorumlar kapatıldı.