İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rum hastanesinin vakfını bile ‘irticacı’ diye fişlemişler

Batı Çalışma Grubu, 28 Şubat döneminde Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nı ‘irticacılar’ listesine almış. Başkan Dimitri Karayani, Müslüman olan eşi dolayısıyla teftiş geçirmiş. Karayani, “Teftiş sırasında başkomiser listeyi gösterdi. Eşim namaz kılıyor diye fişlemişler. Bütün dosyaları incelediler. Hiçbir şey çıkmadı.” diyor.

28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından yapılan fişleme skandallarına bir yenisi daha eklendi. İrticacı fişlemelerinden Balıklı Rum Hastanesi Vakfı da nasibini almış. Fişlemeye gerekçe olarak, Vakıf Başkanı Dimitri Karayani’nin eşinin namaz kılması gösterilmiş. Karayani’nin Müslüman olan eşi Şükriye Karayani’nin, Kur’an okunup dua edilen yaşlı bayanların iştirak ettiği toplantıya katılması da irtica olarak yorumlanmış. 50 yıla yakın bir süredir vakıf hastanesinin yönetiminde yer alan ve 16 yıldır da başkanlığını üstlenen Karayani, o dönem yaşadıklarını Zaman’a anlattı. Fişlenme hadisesini önce yakın bir arkadaşından duyduğunu, ancak önemsemediğini dile getiren Karayani, teftiş için geldiklerini söyleyen resmî görevlileri karşısında gördüğünde oldukça şaşırmış. Karayani daha sonra olanları şöyle aktarıyor: “10 kadar kişi makam odama girdi. Valilikten geldiklerini söyleyip hastanenin dosyalarını istediler. Ben, ‘ne oluyoruz?’ diye sinirlenince başlarında olduğunu sandığım bir başkomiser bana isim listesi gösterdi. Orada Şükriye Karayani de vardı. Bana 57 yıllık hanımımın irticaî faaliyette bulunduğunu, bu nedenle de başında olduğum vakıf hastanesinin listeye alındığını söylediler. Vakıftaki bütün dosyaları incelediler, bir şey bulamadılar. Fişleme listesine adımızı kendileri yazdı, sonra da ne hikmetse kendileri çıkardı.”

Balıklı Rum Hastanesi, Osmanlı İmparatorluğu’nda Rum Ortodoks cemaatine sağlık hizmeti vermek amacıyla kurulan ilk hastane. 1753’te Yedikule’de kurulan hastane, İstanbul’un en eski hastanelerinden. 28 Şubat döneminin keyfî uygulamalarından biri de bu vakfın başına geldi. Başhekimi ve yönetim kurulunun tamamı Rum kökenli Türk vatandaşlarından oluşan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı, ‘irticai faaliyette bulunmaktan’ dolayı suçlandı.

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Dimitri Karayani, “Eşim namaz kılıyor, Kur’an okunan sohbetlere katılıyor diye hakkımızda fişleme yapıldı.” diyor. 57 yıldır evli olduğu eşini, ‘namazında bir insan’ olarak niteleyen Karayani, Müslüman olan eşinin bu özelliğinden dolayı vakıf hastanesinin irticacı damgası yediğini dile getiriyor.

Fişlenme yapıldığını önce yakın bir arkadaşından haber aldığını aktaran Karayani, buna inanamadığını ve çok da önemsemediğini ifade ediyor. Teftiş için geldiklerini söyleyen resmi görevlileri karşısında gördüğünde oldukça şaşırdığını dile getiren Karayani, o günü şöyle anlatıyor: “Önce güldüm geçtim. ‘Ne halleri varsa görsünler’ dedim. Ancak bir gün 10 kişi makam odama geldi. Valilikten mi nereden geldiklerini söyleyip hastanenin dosyalarını istediler. Ben ‘ne oluyoruz’ diye sinirlenince başlarındaki kişi bana bir isim listesi gösterdi. Orada Şükriye Karayani de vardı. Ben de, ‘Eşimin ne işi var o listede?’ diye sordum. Bana 57 yıllık eşimin irticai faaliyette bulunduğunu, bu nedenle de başında bulunduğum vakıf hastanesinin listeye alındığını söyledi. Çok sinirlendim ve burada birkaç çalışana bütün dosyaları getirip ortada bulunan masanın üstüne atın dedim.”

Dosyaları inceleyen grup, irtica ya da yolsuzluğa dair bir suç unsuru bulamayınca başkanın odasından ayrılmış. “Eşim o zamanlar kadın toplantılarına katılırdı. 15-20 kadın bir araya gelir, yemek yer, Kur’an okuyup dua ederlerdi.” diye konuşan Karayani, bu toplantılarda asla siyaset konuşulmadığının altını çiziyor. Toplantıya katılan kimselerin yaşlı kadınlar olduğunu söyleyen Karayani, “Eğer bu sohbetlerde siyaset konuşulsaydı benim hanım devam etmezdi. Çünkü kendisi siyasetten haz etmez.” diye konuşuyor.

Aslen Tokatlı olan Şükriye Hanım, depremde annesini kaybedince evlatlık olarak Malatyalı bir aileye verilmiş, daha sonra da İstanbul’a göç etmiş. Şükriye Hanım’ı çocukluğundan beri tanıyan Karayani, asker dönüşü evlenmiş ve bu evlilikten bir kızları olmuş. Beş defa hacca giden Şükriye Hanım’ı kocası Karayani, “Dini bütün bir insan.” olarak tanımlıyor. Eşi dahi olsa kimsenin inancına karışamayacağını ifade eden Karayani, bunu vicdanî bir mesele olarak görüyor.

Karayani, listeden çıkmak için hiçbir girişimde bulunmadığını vurguluyor. “Kendileri yazdı sonra da ne hikmetse kendileri çıkardı.” derken, bu süre zarfında yalnızca işini yapmaya devam ettiğini belirtiyor. Karayani’nin bu özgürlükçü tutumu yalnızca 28 Şubatçılarla değil kendi cemaati ile de arasını açmış. Rum cemaatinin önde gelen bazı isimleri Karayani’yi, hastaneyi Türkleştirmekle suçluyor. Bu kişilerin, kendisini yönetim kurulu başkanlığından indirmek için çalıştıklarına değinen Karayani, “Ben kimsenin türbanına ya da başının açık olmasına aldırmam. Hastanemizin kuralları vardır, onlara kim uyarsa ve işini iyi yaparsa ben o kişiyi işe alırım.” diyor. Balıklı Rum Hastanesi’nde 400 Türk ile 15 Rum görev yapıyor.

11.09.2006

Sezai Kalaycı

İstanbul

Yorumlar kapatıldı.