İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Beyrut’taki Ermeniler, Hizbullah’ı haklı buluyor

Hüseyin Muhammed Acemi, evsiz kalanyüzlerce çocuktan biri. Neden okula yerleştiklerini, evinden ayrıldığını bilmiyor.

Güney Lübnan’daki Nebatiye şehrindeki evlerinin ansızın yağan bombalar sebebiyle yıkıldığını da bilmiyor. Çocuk olmanın keyfini yaşıyor, her ne kadar etrafındakiler geleceğe karamsar baksa da. Ailesi ile birlikte yerleştiği Sad El Bocuhreih okulunda 3. katta 20 kişilik bir odada kalıyor. Evindeki yatağı yerine beton üzerine atılmış süngerlerde diğer çocuklarla birlikte yatıyor, belki de bunu eğlenceli buluyor. Oyuncak yerine ise annesinin su sıkıntısı sebebiyle depolamak için kullandığı su şişeleri ile oynuyor. Sad El Bocuhreih okulunda toplam 800 aile var. Ailelerin büyük bir bölümünü Güney Lübnanlılar oluşturuyor. Çoğunun evi ya hasar görmüş ya da tamamıyla yıkılmış. Hıristiyan bölgesindeki okulda kendilerini güvende hissettiklerini belirten göçmenler, “Bölgede yaşayan Hıristiyan kardeşlerimiz bize yardımcı oluyor, onlara büyük minnet borçluyuz.” diyorlar. “Her şeye rağmen Hasan Nasrallah ve Hizbullah’ın yanında olacağız.” diyen 21 yaşındaki Kerime Fatıli, “Kötü şartlar, susuzluk hatta açlık bile bizi korkutamaz, evimizi bombaladılar, belki canımızı da alacaklardı; ama biz Hizbullah’ı destekliyoruz, liderimiz Hasan Nasrallah.” diye ekliyor. Tüm olanlardan İsrail hükümetini sorumlu tutan Güney Lübnanlı göçmenler, “İsrail kendinden başka kimseye yaşama hakkı tanımıyor, Filistin’de olanlar ortada, Hizbullah askerle mücadele ediyor; ama İsrail beşiklerde bebeklerin olduğu evleri vuruyor.” diyorlar.

Hizbullah’ı haklı gören çok

Birçok farklı kültürün bir arada yaşayabildiği Lübnan’da Hıristiyanlar, Müslümanlara kucak açmış durumda. Çoğu Ermeni olan Lübnan vatandaşı, bu savaşta Hizbullah’ı haklı görüyor. Okullara yerleştirilen göçmenler için giysi ve yemek yardımında bulunuyor. Beyrut’ta taksicilik yapan 56 yaşındaki İlias Karadin ise, “Ermeni’yim, Hıristiyan’ım; ama ikimizin de bir Allah’ı var, biz yıllardan beri beraber yaşıyoruz, şimdi onlara yardım etmek zorundayım.” diyor ve Hizbullah’ı desteklediğini ekliyor.

3,5 milyon kişinin yaşadığı Beyrut’ta Hıristiyan kesimlerinde hayat normal devam ederken, Beyrut’un güneyindeki Dahiye gibi Hizbullah noktalarında ölüm sessizliği hakim. Hıristiyan mahallelerinde 24 saat açık, yemek yiyebileceğiniz yerler bulabilirken Hizbullah mahallelerinde sokaklardaki barut kokusunu hissedebiliyorsunuz. Eskiden 100 bin kişinin yaşadığı, lüks mağazaların yer aldığı Harat Ahrik Mahallesi’nde deyim yerinde ise taş üstünde taş kalmamış. 5-10 katlı tamamen sivillerin oturduğu apartmanlar, bombaların hedefi olmuş. Bilanço o kadar ağır ki sokaklar adeta büyük bir deprem sonrasını andırıyor. Yerler enkaz parçaları ve binalardan fırlayan eşyalarla dolu. Etrafta bombalanan araçlar ve şarapnel parçaları var. İsabet alan bazı binalar tamamen yıkılırken birçoğu kullanılamaz hale gelmiş. Bazı binalar halen yanmaya devam ediyor. Havada insanın genzini sızlatan bir koku ve duman hakim.

Beyrut’un bu bölümüne giriş can güvenliği açısından yasak. İnsanlar yağmalamak için bile bu bölgeye girmiyorlar. Bombalanan bölgede elektrik direkleri de hedefler arasında. Bu yüzden Harat Ahrik’te geceleri karanlık. Bombalanan evlerden sokaklara dökülen Kur’an-ı Kerimler ve çocukların oyuncakları, savaşın kirli yüzünü gösteriyor bizlere. Askeri hedefler yerine sivil hedefler vuruluyor. İsabet alan dükkanlardan fırlayan eşyalar, banka kağıtları ve neredeyse her şey.

Lübnan’da büyük bir boşaltma operasyonu da uygulanıyor. Bölgede bulunan yüzlerce turist ve çifte vatandaşlı Lübnanlı ,gemilerle Beyrut limanından Güney Kıbrıs’a götürülüyor. Ölü sayısının 400’ü bulduğu Lübnan’da güneyden gelen göçmenler için Birleşmiş Milletler’in ve insani kuruluşların şu ana kadar herhangi bir çalışması yok. İlerisini kimsenin kestiremediği savaşta, Beyrut’tan kaçamayan, zarar gören vatandaşlar dağlık arazilere kaçarken, Beyrut’un Hizbullah kontrolündeki mahallelerinde ölüm sessizliği hâkim durumda.

——————————————————————————–

RADYOLARDA HİZBULLAH’IN SALDIRILARI ANLATILIYOR

Beyrut’ta her evden radyo ve televizyon sesi yükseliyor. Lübnan’ın güneyindeki İsrail-Hizbullah çatışmaları Hizbullah’ın televizyonu olan El-Manar’dan zafer tınılarıyla izleyicilere aktarılıyor. Gün boyu cephedeki gelişmeleri aktaran Beyrut’un Sesi adlı radyoda dinleyiciler yayına canlı katılıp, “Hasan Nasrallah’a selam olsun, o bizim liderimiz, ölünceye kadar onunla beraberiz.” şeklinde konuşuyorlar. Hizbullah’ın etkili olduğu Dahiye Mahallesi’nde “Hasan Nasrallah ilk adımı attı, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” yazılı pankartlar göze çarpıyor.


KUZEYDE HAYAT NORMAL SEYRİNDE

Güney Lübnan’da sokaklar barut kokarken, kuzeyde hayat normal seyrinde devam ediyor. Trablus’taki askerî merkeze yapılan saldırı dışında Kuzey Lübnanlılar bomba seslerinden uzak yaşıyor. Alışveriş merkezleri ve gece kulüplerinin açık olduğu Kuzey Lübnan’da sokaklardan bomba sesleri yerine Feiruz’un ‘Le Beirut’ şarkısı yükseliyor.


LÜBNAN-SURİYE SINIRI YOĞUN

Deniz ulaşımının tehlikeli olması sebebiyle karayolunu tercih eden Güney Lübnan’dan kaçan vatandaşlar, sınırı geçebilmek için saatlerce bekliyor. 62 yaşındaki Şerife Yeşilyurt bunlardan biri. Mardin kökenli Şerife Yeşilyurt, Lübnan’a 30 yıl önce gelmiş. Evlenerek geldiği Lübnan’ı çok sevdiğini belirten Şerife Yeşilyurt, saldırılar sebebiyle en azından ortalık sakinleşinceye kadar Lübnan’ı terk ettiklerini belirtiyor. “Biz ne Hizbullah’ı ne de İsrail’i haklı buluyoruz.” diyen Yeşilyurt, “İkisi de haklı değil, adil olan barış.” diye ekliyor.

Yorumlar kapatıldı.