İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mahkemede ülkücü terör

Hrant Dink ve Aydın Engin’e ‘yargıyı etkilemeye teşebbüs’ten açılan davada ülkücüler ne duruşma düzeni, ne yargıya saygı kurallarını tanıdı: Sanıklara tükürüldü, hakaret edildi, bozuk para yağdırıldı

DEMET BİLGE ERGÜN

İSTANBUL – Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’le gazeteci Aydın Engin’in ‘yargıyı etkilemeye teşebbüs’ suçundan yargılandığı davada, ülkücüler yine adliyede, duruşma salonu ve adliye binası önünde olay çıkardı. Mahkeme salonunda sanık avukatlarına bozuk para atıldı. Duruşma girişinde Dink’e saldıran ve tüküren grup, duruşma çıkışında da ‘Gel de temiz kanı gör’ diye tehditler savurdu. Dink polis aracı, avukatlarıysa polis otobüsüyle adliyeden uzaklaştırılabildi. Bir ‘düşünce özgürlüğü’ davası daha tehditlerle son buldu.

Orhan Pamuk davasında Pamuk’a, gazeteciler İsmet Berkan, Hasan Cemal, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu’nun yargılandığı Bağcılar Adliyesi’ndeki davada da hâkime ve sanık avukatlarına saldıran ülkücülerin dünkü adresi Şişli Adliyesi’ydi.

Kemal Kerinçsiz’le bir grup ülkücü avukatın şikâyeti üzerine Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, gazeteci Aydın Engin ile gazete sorumluları Arat Dink ile Serkis Seropyan hakkında ‘yargıyı etkilemeye teşebbüs’ suçundan açılan davanın ilk duruşması görülecekti. Ülkücü grup adliye önü ve 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu katı doldurmuştu.

Atmosfer tutanaklara geçti

Yargılama 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hakimi rahatsızlandığı için 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Dink ve avukatlar duruşma salonuna girerken kalabalık ‘hain, alçak’ diye bağırmaya başladı. Bazıları Dink’e saldırmaya çalışıyor, bazıları Dink’e tükürüyordu. Mahkemenin küçük salonunun sanık sandalyesinde Hrant ve Arat Dink’le Aydın Engin oturdu. Müdahil avukatlarının bulunması gereken yerde de Kerinçsiz ve arkadaşları vardı. İzleyici sıraları dolmuş, kimileri de ayakta kendine yer bulmuştu. Hâkim Yalçın Hayret, duruşmayı açarken tutanağa önce ‘duruşma salonunun dışarısında bağırma, çağırma ve gürültülerin olduğu görüldü’ ifadesini yazdırdı.

Ve salon karıştı…

Sanıklar ifadelerinde ‘yargılamayı etkileme’ suçlamasını kabul etmedi. Kerinçsiz ve bir grup avukatla birlikte duruşmaya katılan grup da şikâyet dilekçelerini tomar halinde mahkemeye verdi. Savcı Mustafa Dağ, şikâyetçi olanların ‘suçtan doğrudan zarar görmediğini’ belirterek, taleplerinin reddini istedi. Bunun üzerine salon karıştı.

Kerinçsiz, ‘taraf’ olmakla suçladığı hakimin çekilmesini istiyordu. Duruşma salonunun içinde ‘alçaklar, hainler’ sözleri havada uçuşuyordu. Duruşmayı izlemeye gelen bir kişi, sanık avukatlarına ‘Biz Türküz, siz Türkiyelisiniz. Asıl Türk biziz’ diye bağırdı. İzleyici sıralarında oturanlar bu söze destek verirken kimileri hâkimin davayı bırakmasını istiyordu. İzleyiciler duruşma boyunca zaman zaman seslerini yükselterek duruşmaya müdahale etti.

Bu sırada eski baro başkanı Yücel Sayman, Fethiye Çetin, Ergin Cinmen ve Fikret İlkiz’in de aralarında bulunduğu sanık avukatlarının olduğu tarafa bozuk para fırlatılmaya başlandı. Gerilim son noktaya gelmişti. Hrant Dink “Sanık olarak söz almak istiyorum” deyince karşısında Kerinçsiz’i buldu. Kerinçsiz, Dink’e “Sus, yeter artık. Sürekli konuşuyorsun” diye bağırdı.

Dink ifadesinde “Türklüğü aşağılamanın kendisi, bizzat aşağılık suçtur ve ırkçılıktır. Türkiye’yi bırakır giderim sözünü de, salonda ve dışarıdaki arkadaşlarımı korumak amacıyla söyledim. Eğer Türklüğü aşağılıyorsam, onlarla birlikte yaşama hakkım yoktur. Bu nedenle ‘çekip giderim’ dedim” dedi. Duruşmaya katılmak isteyenler arasında emekli subay Veli Küçük de bulunuyordu. Adliye önünde açılan pankarttaysa ‘Misyoner çocuğu Hrant, Türk Ermenilerinin huzurunu bozma. Hrant yediğin ekmeğe ihanet etme’ yazılıydı. Adliye önünde toplanan davaya destek için gelen ÖDP’li grupla ülkücüler arasında tartışma çıktı.

Hâkim, şikâyetçilerin davaya katılma talebini reddedip, oturumu kapattı. Tutanağa geçirdiği söz durumu özetliyordu: “Duruşma inzibatının bozulduğu görüldü….”

Duruşma bitince salonu boşaltanlar bu kez adliye koridorunda birikti. Dink ve avukatları bir süre duruşma salonundan çıkarılmazken, grup da adliye içinde “Gel de temiz Türk kanını gör, bakalım hangimizin kanı temiz” diye tehditler savurdu. Polis, grubu aşağı inmesi için uyarırken, içlerinden biri ‘Türkler aşağıya, Türkler aşağıya’ diye bağırdı. Bu sözü alkışlayan grup, adliye önüne çıktı ve sloganları salondan da duyulan dışardaki grupla birleşti.

Yeni randevu bugün

Dink’in garaj kapısından çıkarılma ihtimaline karşı ikiye bölünüp iki çıkışta da beklemeye başladılar. Dink, resmi polis aracına, bir süre polis çemberinde tutulan ve zaman zaman saldırıya uğrayan sanık avukatlarıysa polis otobüsüyle uzaklaştırıldı. Aralarında kadınların da yoğunlukla bulunduğu protestocular bugün saat 12.00’de Fransız Konsolosluğu önünde ‘Ermeni yasa tasarısı’nı protesto etmek için sözleşti.

Şikâyet konusu

Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu 10 kişinin şikâyeti üzerine açılan davanın iddianamesinde Hrant Dink’in 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde altı ay hapis cezası aldığı davadan sonra, gazetede yayımlanan ‘Bu ceza maddesiyle mi demokrasi sağlanacak?’ başlıklı yazı, ‘Dink’e her kesimden geniş destek yağıyor’ şeklindeki ifade ve Aydın Engin’in yazdığı ‘Yargıya dokunmak gerek’ başlıklı yazıda ‘yargıyı etkilemeye teşebbüs’ suçunun işlendiği öne sürülüyor. Sanıkların bu suçtan altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Yorumlar kapatıldı.