İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni diasporası ve Amerika

Taha Akyol

TÜRK-Amerikan dostluğunun iki taraf için de köklü bir ihtiyacı olduğuna inanırım. Ancak bu, iki tarafın birbirinden talimat alacağı anlamına gelmez. Hem ortak çıkarlarımız stratejik değerdedir, hem çıkarlarımızın farklı olduğu önemli konular vardır.

Türkiye, komşuları olan Suriye, Irak ve İran’la ilişkilerinin iyi olmasını, ticaretin gelişmesini, bu ülkelerde Türkiye’ye dostça davranan yönetimlerin bulunmasını ister. Türkiye’nin bu politikası, ABD’nin bu üç ülkeye ilişkin politikalarıyla tam örtüşmüyor.

Üç komşu ülke ile Türkiye’nin ticareti kabaca 10 milyar dolar demektir! Orta Asya ile Türkiye arasındaki 5 bin kadar TIR seferi İran üzerinden yapılmaktadır; Kafkasya yolunu Ermenistan tıkadığı için!

Bugünkü Kuzey Irak ile PKK’nın eskiden Suriye’de yuvalanmış olması, Türkiye’nin güvenlik endişelerinin ne kadar haklı olduğunu doğruluyor.

Bush’un mesajı

Tabii sorunlar ak-kara değil. Ahmedinecad rejimi herkesi rahatsız ediyor, nükleer bir İran herkes için bir tehdittir! Suriye reformları hızlandırmalıdır! ABD Kuzey Irak’ta güvenlik konusunda Türkiye’nin kaygılarını karşılayacak şekilde inisiyatif almalıdır.

Condoleezza Rice’ın ülkemizi ziyareti “ortak çıkarların daha fazla yoğunlaştırılması” bakımından yararlı geçti; iki ülkenin ortak bir “vizyon belgesi” hazırlayacak olması çok olumlu bir gelişme.

Rice’ın bu ziyaretine gölge düşüren husus, Başkan Bush’un “Ermeni Anma Mesajı” oldu.

Bush 24 Nisan 1915’in yıldönümü için yayımladığı mesajda “soykırım” demedi ama, önceki Amerikan başkanlarından bir adım öteye giderek, 1915 olaylarını “soykırım” diye niteleyen bir rapora atıfta bulundu! Bu tavrıyla Türk-Amerikan dostluğunda bir hasar yarattı!

Bunu tamir etmek için, Türkiye’nin tezi olan “iki tarafın tarihçilerinden oluşan ortak komisyonlar kurulması”na destek vermesi, ‘hasar’ın yanında küçük bir ‘rüşvet-i kelam’ (lip service) gibi kalmaktadır.

Atatürk Hitler mi?!

Amerika’da Ermeni diasporasının “lobi” gücünü biliyoruz. “Diaspora”lar daima daha fanatiktir.

Amerika’da Ermeni diasporasının gösterilerinde “Hitler artı Mustafa Kemal, eşittir soykırım! Doğu Türkiye, eşittir Batı Ermenistan” gibi manyakça pankartlar taşınması, Ermenistan anayasasına kadar sokulmuş olan derin ve saplantılı bir husumet siyasetinin dışavurumlarıdır.

Mustafa Kemal 1915’in Şubat’ından 1916’nın Ocak’ına kadar Çanakkale’deydi, Ermeni meselesiyle ne ilgisi vardı?!

Fakat fanatizm bir ruh ve zihin hastalığıdır, bilgiyle, belgeyle düzelmiyor. Diasporanın “lobiler” yoluyla hükümetleri etkilemesi “siyasi sorun”u içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Fransa’da dünya çapında itibara sahip 19 tarihçi 15 Aralık 2005’te bir bildiri yayımlayarak “Soykırım değildi” demeyi yasaklamanın bilime baskı olduğunu açıkladı, bu yasağın kalkmasını istedi. Ama, bakın Fransız parlamentosuna yasa teklifi sunan politikacı Didier Migaud, bu yasağı yeterli bulmuyor, “Soykırım değildi” diyenlere 5 yıla kadar hapis ve 45 bin euro para cezası verilmesini istiyor! Parlamento oyunlarıyla, 20-25 oyla kabul edilebilir!

Bu mesele, tarihçiler ve entelektüeller için bir “tartışma”dır, ama politika alanında bir savaştır; Türkiye’ye yöneltilmiş bir siyasi savaş!

Yorumlar kapatıldı.