İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Unakıtan metoduyla susturmak!

Ruhat Mengi

Dün televizyonda birkaç ay içinde, nasıl olduğu anlaşılmadan gündeme oturuveren Elif Şafak’ın konuşmasını dinledim. Daha doğrusu günlük programım çok yoğun olduğu için bir kısmını dinleyebildim, dinlediğim kısmında Şafak’ın ve kitaplarının bol miktarda reklâmı yapılmakta, o da tarihe ilgi duyduğunu ve bireysel, sözel bilgilerle elde edilen tarihi verilerin çok önemli olduğunu, kendisinin Amerika’da tanıştığı, evine girdiği Ermeniler’den nasıl etkilendiğini anlatmaktaydı.

Dinlerken kendimi yine “pek akıllı” birileri tarafından “pek saf yerine konmuş gibi hissettim ama belki haklıdır kimbilir, belki birçok ülkenin belgelerinde, kitaplarında yazılanları karşılaştırarak gerçeği aramak yerine onun deyimiyle hamalın, bürokratın o dönemlerde neler yaşadığına bakarak sonuca varmak daha doğrudur. Bu durumda bile, örneğin Ermeni çetelerinin katliamlarında yakınlarını kaybeden Doğu ve Güneydoğulu Türklerin de anılarını dinlemek, onların sobalı, mangallı evlerine de girmek, kucağında, karnında bebeğiyle öldürülen kadınların da fotoğraflarını görmek gerekir.

Son yıllarda Türkiye’de doğruyla yanlış, haklıyla haksız “hukukun da yardımıyla” birbirine karıştırıldı. Ben hâlâ Türk Ceza Kanunu tasarısında “Çocuklara tecavüzde çocuğun rızası olup olmadığına bakılmalı” diyerek ceza belirleyen hukukçulara “Bu anlayış hastadır” dediğim için tazminat ödüyorum (15 milyar)… Ahmet Altan, 9 yaşında bir çocuğa 25 kişi tecavüz etmişken “tecavüz yok” raporu veren adli tip kurumunu eleştirdiği için mahkûm oldu. Bilâl Çetin “Kürşad Tüzmen ve Eximbank ihale yolsuzluğunu” gündeme getirdiği için soruşturuluyor.

Yani suca “suç” diyen gazeteci suçlu… Suçu işleyenler hakkında derhal gereken yapılmalı iken suçu duyuranlar ceza görüyor, suç o arada bazen zaman aşımına bile uğruyor.

Bu tabloya bakarak “ne garip değerleri olan bir ülke bu” demez misiniz?

Ve tabii Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın 3. gensoru önergesinde hakkındaki yolsuzluk iddialarını ciddi, sakin cevaplaması gerekirken takındığı kabadayı tavn, “hesap sorana hesap sorma” yöntemi de var…

‘Bilim Kadını’ndan mektup

Benim bir süredir yazdığım “Ermeni diasporasının kıyasıya giriştiği Türkiye aleyhindeki kampanyaya destek verenler” konulu yazılarıma gerek Halil Berk-tay’dan, gerek Michigan Üniversitesi’nde çalışan Prof. Fatma Müge Göçek’ten gelen cevaplar bana bu yanlış tabloyu ve Unakıtan metodunu hatırlattı (Metodun patenti ona ait değil aslında, format daha önce Erdoğan ve Gül tarafından da kullanılmıştı.)

Müge Göçek öyle kızmış ki dergide yayınlanan ve bütün Kanada’nın (ve daha kimbilir kimlerin) okuduğu röportajından bölümler alıp size duyurmama, “bilim kadını” olduğunu sık sık tekrarlayarak eğitimini söylüyor, benimkini soruyor (merakta bırakmayalım; Ankara Deneme Lisesi Fen bölümü, ODTÜ ve Manchester Üniversitesi) ve bir dizi hakaret içeren sözcüklerle yazımı eleştiriyor. “İçimdeki sosyolojist” lâfını kim çevirmiş de, Türkçe’de “sosyolojist” yokmuş, “sosyolog” varmış da… Bilim kadını olarak istediği ile istediği gibi konuşurmuş da…

Röportajı ben çevirdim, kelimeyi kendi kullandığı gibi aldım (ki gayet mümkün) ve kendi ülkesi, devleti adına yalan haberler vermek bir bilim kadınına yakışmaz.

Bütün bunlar var ama içerikle ilgili açıklama yok.

Bizim basından da ses yok. Yüzlerce okur mektubu “basının neden korktuğunu”, “neden bilimsellik etiketi altında olup bitenlere” duyarsız kaldığını, milleti, devleti, geleceğimizi yakından ilgilendiren böyle bir olayı nasıl görmezden gelebildiğini soruyor.

Örneğin Türker Oğuz “Kaşarlandık kaşarlanmasına da bu kadarı fazla” demiş.

Korkan basın hiç değilse şu “Ermeni yahoo group” a gönderilen mailin orijinali nedir, nerededir, Stephen Feinstein hakkında neden yalan söylenmiştir bir merak etseydi!

(Not 1: Sevgili okurlanm, Pazar sabahı 11.40’da “Her Açıdan” programında Ahmet Altan ile Yalın ı konuk edeceğim. Hayranlarına bir kez de ben duyurmak istedim.)

(Not 2: Günlerdir sizden gelen sayısız destek mektubu ve telefonuna çok teşekkür ediyor, maillerin hepsini tek tek okuduğumu bilmenizi istiyorum.)

Yorumlar kapatıldı.