İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Halil Berktay: Suçlamalar abes

Uluslararası bilim bir bütündür ve saçma önyargılarla bölünemez. Hiçbir Ermeni lobisi ya da kampanyasının ‘Türkiye ayağı’ da değilim

HALİL BERKTAY

Son günlerde bir kısım basın ve yayın organlarında, hakkımda yeni bazı yalanlara yer verildiğini görüyorum. Bu saldırı, ‘Sonsayfa.com’ adli internet sitesinde, 7 Mart 2006 günü yayımlanan bir yazıyla başladı. Daha sonra internet aracılığıyla çoğaltıldı ve Ruhat Mengi’nin Vatan gazetesindeki, 10-11 Mart 2006 tarihli köşe yazılarına sıçradı. Bu yazılarda, özetle, Ermeni diasporasıyla birtakım karanlık ilişkiler içinde olduğum, onları ‘yönlendirdiğim’, hatta onlardan finansman talebinde bulunduğum ifade edilmekte.

Bu, tümüyle gerçekdışı bir saldırı kampanyasıdır. Ben ister Türk, ister Amerikalı, ister Avrupalı, ister İngiliz, Alman veya İsviçreli, ister Yunanlı veya Ermeni veya başka bir ülke veya milletten olsun, birçok bilim insanı ile serbestçe yazışırım, yazışmaktayım. Kendi fikirlerimi her zaman özgürce dile getirdim ve getiririm. Uluslararası bilim âlemi bir bütündür ve sanki sınır-ötesi bilimsel tartışma, yazışma bir suçmuş gibi saçma önyargılarla bölünemez. Ama öte yandan, hiçbir Ermeni lobisi veya kampanyasının ‘Türkiye ayağı’ da değilim. Hiçbir konuda, Ermeni diasporasını veya herhangi bir kesimini yönlendirmiyorum.

Yazmadığım şeyler yazdırtılıyor

Gerek ‘Sonsayfa.com’ sitesi ve gerekse Ruhat Mengi, hiçbir normal gazeteci dikkati, şüphesi, titizliği olmaksızın, gazeteciliğin kuralı olan 5N1K ihtiyaç veya zorunluluklarını da hiçe sayarak, herhalde meçhul birilerinin imal ettiği birtakım paragrafları art arda sıralıyorlar. Özetle, bana yazmadığım şeyler yazdırtılıyor; olağan mektuplaşmalarıma aklımdan dahi geçmeyen şeyler eklenip yepyeni senaryolar üretiliyor. Bunun ne kadar acemice bir fabrikasyon olduğu, en basit bazı detaylardan dahi kolayca görülebilir. Örneğin Stephen Feinstein Ermeni diasporasının bir parça-sı değil, hatta Ermeni bile değil; isminden de anlaşılabileceği gibi, bir Yahudi-Amerikalı. Öte yandan, Minnesota Üniversitesi’nde profesör olduğunu bildiğim Feinstein ile sahsen de tanışmam. Her konuda benimle ‘dirsek teması’ içinde olduğu uydurma; keza, Ermeni lobisinin şu veya bu faaliyeti konusunda benim özel olarak ‘görüşümü’ sorduğu da başka bir uydurma. Feinstein ile ya da başka herhangi bir bilim adamıyla, mektuplaşsam ne olur, mektuplaşmasam ne olur? Hiçbir şey olmaz, tabii; ama ‘dirsek teması’ ve ‘görüş isteme’ sözcükleriyle, başka şeyler hayal ediliyor. Gelgelelim tüm bunlar, bundan sonra gelen asıl iki mesele karşısında, adeta küçük yalanlar mertebesinde.

Zira bu iftiralar yağmuru, benim, Ermeni diasporasına, kendilerine yakın görüşlerin Türklerce savunulmasını sağlamak için finansman temin etmeleri önerisi veya talebinde bulunduğum yolunda bir paragrafı da içeriyor. Bu, aklın havsalanın alacağı sey değil. Bir parça aklı selim sahibi, izan ve insaf sahibi, gerçekçilik duygusu sahibi kimsenin buna inanması beklenemez. Bunun da yüzde yüz bir uydurma olduğu, çok kısa zamanda, böyle bir saçmalığı yaymak suretiyle bilimsel namus ve haysiyetime gölge düşürmek isteyenler hakkında kanuni yollara başvurduğumda, hiçbir kanıt gösteremeyişleriyle apaçık ortaya çıkacaktır.

Çok temel bir mesele daha var: Ermeni diasporasının bazı aşırı milliyetçi kesimleri, Yusuf Halaçoğlu ve Gündüz Aktan gibi Türk resmi tezlerini savunan kişilerin, Amerika’da konuşmasını, televizyon açık oturumlarına çıkmasını, hatta onlardan da görüş alan belgesellerin yayımlanmasını engellemeye çalışıyorlar. Ben, bırakın bu tür sansürcü engelleme çabalarının ‘Türkiye ayağı’ olmayı; bu çabaların her zaman ve tamamen karşısında yer aldım.

Benim düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki tavrım, Voltaire’e atfedilen “düşüncelerinizin tamamına karşı olsam da, bu düşünceleri savunma hakkınızı ömrümün sonuna kadar savunacağım” ilkesini temel alır. Esasen geçmişte de bu nedenle, İsviçre mahkemelerinin (düşünceleri ne olursa olsun) Halaçoğlu hakkında kovuşturma girişimlerine karşı çıktım. Aynı nedenle, (düşünceleri ne olursa olsun ve kendisi hakkımda ne derse desin) Doğu Perinçek hakkında da İsviçre’de soruşturma açılmasına karşı çıktım.

Abesle iştigal

Bütün bu tür soruşturmalar ile ardındaki ‘soykırım tartışılamaz’ türü yasaları, hukuk ve siyasetin bilim alanına yanlış ve haksız müdahaleleri olarak niteledim. Bu özgürlükçü tavrım ve görüşlerim basında yer aldı; Hürriyet’in birinci sayfasında ve daha kapsamlı bir mektup biçiminde Milliyet’te Taha Akyol’un köşesinde yayımlandı. Aynı görüşleri, yurtdışında katıldığım konferanslarda tekrarladım. Gene benzer nedenlerle, yakın geçmişte, 18 Fransız tarihçisinin, tarihi sorunların kanunlar ve mahkeme kararlarıyla halledilemeyeceği yolundaki açıklamasını destekledim.

Dolayısıyla, ABD’deki bazı Ermeni milliyetçisi çevrelerin, Halaçoğlu ve Aktan’ın yer alacağı açık oturumları veya belgesel gösterimlerini boykot etme (ya da bunları yayından kaldırtma) girişimlerine ismimin uzaktan yakından, kıyısından köşesinden bulaştırılmak istenmesini gerçeğe taban tabana zıt ve son derece abes buluyorum.

Doç. Dr. Halil Berktay: Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi

Yorumlar kapatıldı.