İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ders gibi savunmalar

Prof. Kaboğlu ve Oran ilk duruşmada iddianameyi sert ifadelerle eleştirdi

ADNAN KESKİN

ANKARA – Eski Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu (BİHDK) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile ‘Azınlıklar ve Kültürel Haklar Raporu’nu yazan Prof. Dr. Baskın Oran hakkında açılan dava bölünerek başladı. Mahkeme, suçlamanın Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinde düzenlenen ‘yargı organlarını alenen aşağılama’ suçu yönünden yargılamayı durdurup, bununla ilgili izin için Adalet Bakanlığı’na başvurma kararı aldı. TCK 216. maddeyle (halkı kin ve düşmanlığa tahrik) ilgili davada ise yargılama başladı.

Salon yetersiz kaldı

Kaboğlu ve Oran hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması dün Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmayı, AB ile Ankara’da görevli yabancı misyon temsilcileriyle, çok sayıda sivil toplum örgütü yöneticisi izledi. Yer darlığı nedeniyle duruşmayı izlemeye gelenlerin çoğu salona giremedi.

İstanbul’daki olaylı düşünce davalarından sonra, yoğun polis önlemi altında ancak sakin geçen davada, raporun açıklandığı basın toplantısında Kaboğlu’nun elindeki metni alarak yırtan Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş’un da aralarında bulunduğu ‘muhbirlerin’ müdahillik talebi mahkemece reddedildi.

301 yönünden durdu

Savcı Muhittin Kaya, sanıklara atılı TCK 301’deki ‘yargı organlarını alenen aşağılama’ suçunun eski TCK’da 159. maddede düzenlendiğini, bu maddeden yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın izninin gerektiğini belirterek bu suç yönünden durma kararı verilmesini istedi. Sanık avukatları bu talebe “İş işten geçti, bu daha önce yapılmalıydı. Savunma yapmak istiyoruz, yargılama yapılıp derhal beraat kararı verilsin” diyerek karşı çıktı. Ancak mahkeme, Orhan Pamuk davasında olduğu gibi suçun yeni TCK’nın yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005’ten önce işlendiğini, bu nedenle izne tabi olduğunu, ancak dosyada bu iznin bulunmadığını belirterek davayı TCK 301. madde yönünden durdurdu ve dosyayı da izin için bakanlığa gönderme kararı verdi.

Tahrik davasına devam

Mahkeme başkanı, diğer suçlama ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ (TCK 216) yönünden ise yargılamanın sürdürülmesini kararlaştırdı. Böylece bölünen davada savunmalara geçildi. Sanık Kaboğlu, ders niteliğindeki savunmasında şunları kaydetti:

Silah mı çektik: Biz rapor mu yırttık, silah mı çektik? Biz sadece eleştirdik ve öneri getirdik, niçin yargılanıyoruz? Meslek yaşamım boyunca yargı bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü savunduğum için yargı önündeyim. Çok hüzün verici.

Övseydik olmayacaktı: Rapora Türkiye’deki milliyetçi kesimlerle ‘Kızıl Elmacı’ denilen bir gruptan tepki geldi. İnsan hakları alanında eğitimlerine katkıda bulunduğum kişilerce sanık yapılmam nedeniyle dehşete kapılıyorum. Eğer, hükümeti sadece övseydik, yasaları alkışlasaydık yargı kararlarını eleştirmeseydik sanık olmayacaktık. Bu davada düşünce özgürlüğü, üniversite ve bilim özgürlüğü yargılanıyor.

Bedeli bu mu: Bu bir Türkiye davasıdır. Düşüncenin kaba gücü yeneceğine inancım zayıfladı. Susurluk’tan hesap sorulabilmeliydi, öyle yapılmayıp düzeni sorgulayanlar sanık yapılıyor. Şiddet, hakaret içermeyen düşünce özgür bırakılmalıdır.

Kaboğlu’dan sonra savunma yapan sanık Baskın Oran da özetle şöyle dedi:

“Bu iddianame olmayan suçu icat etmeye kalktığı için bir icatname, ispatı olmadığı için iftiranamedir. Biz bilimsel rapor yazarak görevimizi yaptık, bunun için ceza istemi tuhaf. Rapor yayımlandı 17 ay oldu, Türkiye bölünmedi ve parçalanmadı.”

Başbakanlığın talimatı

Bu arada sanık avukatı Oya Aydın, “Dava Başbakanlık talimatıyla açıldı. Dosyada Başbakanlığın gönderdiği ‘bilgi notu’ var, notta ‘raporda tartışma yaratacak bölümler şunlardır’ deniliyor. Bu bölümlerle iddianame çok benzer” dedi. Aydın, ‘Başbakan da bu rapordan sonra ‘alt kimliklere saygılıyız, üst kimliğimiz Türkiye vatandaşlığı’ dedi. O da mı suç işledi” diye sordu.

Savunmasını sürdüren Oran, bu davada kendilerine ceza verilmeyeceğini söyleyince mahkeme başkanı “Belli olmaz” diyerek itiraz etti. Savunmaların ardından mahkemenin dinleyeceği 50’yi aşkın tanık konusu tartışıldı. Sanık Oran, “Eğer raporda bir suç varsa kabul ediyorum, ben yazdım.

Ama gereksiz yere dava uzatılmasın tanıkları dinlemekten vazgeçin’ diye konuştu.

Ancak, mahkeme kararını değiştirmedi ve hazır olan 16 tanığı dinledi. Kaboğlu ve Oran hakkında suç duyurusunda bulunan Toplumsal Düşünce Derneği Genel Başkanı Fethi Bolayır, rapordaki sakıncaları Başbakanlığa ilettiklerini, raporun söz verildiği halde düzeltilmediğini ve oylanmayarak da usulsüzlük yapıldığını ileri sürdü.

Kuçuradi’ye vatandaşlık sorusu Mahkeme yargıcı Avni Mis, tanıklardan Prof. Dr. İonna Kuçuradi’ye Türk vatandaşı olup olmadığını sordu. Kuçuradi’nin, “Evet. Merak etmeyin, Türkçeyi en az sizin kadar iyi konuşurum” demesi üzerine Mis, “Alınmadınız değil mi?” dedi. Kuçuradi, bu soruya “Hayır, buna alışığım” karşılığını verdi. Duruşma, 10 Nisan’a ertelendi.

Yorumlar kapatıldı.