İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sadece Pamuk için değil

Doğan Hızlan

İKİ yüze yakın aydının imzaladığı bildirinin amacını tek cümlede özetleyebilirim:

‘Türk Ceza Kanunu’nun 301. ve 305. maddelerinin bir an önce kaldırılmasını ve bu maddelerden açılan davaların durdurulmasını talep ediyoruz.’

Haber bölümünde, bildirinin ayrıntılı metnini ve imzalayan adları bulacaksınız.

Bildirinin içeriğinde; eleştirilen, demokratikleşme sürecini engelleyen Orhan Pamuk Davası, 6-7 Eylül Sergisi ve Ermeni Konferansı’na tepkiler, yaşanan vahim olaylara da göndermeler yer alıyor.

Aydınların, özellikle özgürlüğün zedelenmesi anlarında birtakım çevreleri, hükümeti, devleti sağduyuya çağırmak, uyarmak asal görevlerindendir, aydının/aydınlığın tanımı, işlevi içine girer.

Bu bildiriyi, yalnız aydın değil, aklı başında sıradan bir vatandaş da destekler. Zaten ben böyle bildirileri imzalayanların başına aydın unvanının konulmasını da gereksiz buluyor, bir tür ayrıcalıklı sınıf yaratma girişimi olarak görüyorum. ‘Aydın kime denir’ sorusunun yanıtını aramaya kalkıştığımda, yazarlardan, akademisyenlerden başkalarını da bu topluluğun içine rahatça koyabiliyorum.

Ne var ki, kamuoyu genellikle aydının tavrını tarafsız görme eğiliminde zaman zaman kuşkuya düşüyor. Çünkü aydınlar da bazen bu hareketi belli isimlerle sınırlandırıyor. Halkı bilgilendirmek, aydınlatmak da görevlerinin arasındadır oysa.

Neden bu bilgilendirme, aydınlatma çabasının gereğini vurguluyorum?

* * *

EĞER bu yasayı; herkesin yaratma, konuşma özgürlüğünü engelleyen bir yasa olarak sunarsanız, dar bir savunma alanına hapsolursunuz.

Benim korkum ve kaygım şu: İnsanlar en tarafsız davranışı, tepkiyi bile belli bir kişinin kurtarılmasına yönelik eylem olarak algılarlarsa, o zaman bildirinin anlamı değişir.

Bildiride sadece Pamuk Davası’nın, 6-7 Eylül Sergisi’nin, Ermeni Konferansı’nın yer alması, yeni baskılar olduğu için olağan karşılanabilir.

Bildiri Orhan Pamuk’u kurtarma davasına dönüşürse, yazara haksızlık yapmış oluruz. Onun gibi bir yazarın kurtarıcıya ihtiyacı olmamalıdır, bildiriden bu anlam çıkmamalıdır.

Elbette bu iki maddenin kaldırılmasının bir kampanyaya dönüşmesini destekliyorum.

Elbette mahkeme yolunda bir yazarı protestoyu tecavüze dönüştürenler mutlaka durdurulmalı.

Bir sergiyi kaldırmak için neden tepki gösterilir?

2005 yılında bunları anlamak gerçekten mümkün değildir.

* * *

BU maddelerin varlığı hiç şüphesiz hepimizi tedirgin ediyor.

Türkiye’nin yarınına güvenimizi yok ediyor.

Yorumlar kapatıldı.