İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni meselesi ve tarih

Taha Akyol

ORHAN Pamuk, “Bu topraklarda 1.5 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü!” derken bu sözünün bu kadar gürültü koparacağını bilmiyor muydu? İşte gürültü devam ediyor, Orhan Pamuk dünya medyasının ilgi odağı!

Bu arada Fransa’da önde gelen 19 tarihçi bir bildiri yayımladı (1). Bu tarihçilerin reklam yapmak, manşetlere taşınmak, Nobel ödülü kazanmak gibi bir saplantıları yok.

Fransa’da ve birçok Avrupa ülkesinde bazı yasaklar var: Yahudilere soykırım yapılmadığını söylemek ve anti-semitizm yapmak suçtur. “Sömürgeciliğin olumlu yanlarının olduğunu” söylemek, köleliği olumlu görmek de suçtur. Şimdi “Ermeni soykırımı olmadı” demek de suç haline getiriliyor!

Bu tarihçilerin birkaçını, mesela Jakobenizm döneminin büyük tarihçisi Bayan Mona Ozouf’u eserlerinden tanıyorum. Eminim hepsi Yahudilere soykırım yapıldığını ve anti-semitizmin bir psikolojik hastalık olduğunu kabul ediyordur.

Ama yasakların kalmasını istiyorlar. Çünkü, tarih ve hayat, ceza kanunlarının keskin ve net olması gereken cümlelerine sığmayacak kadar çeşitlidir. Tarihçi araştırırken ceza tehdidi altında olmamalıdır.

Bernard Lewis misali

Örneği, büyük doğubilimci Bernard Lewis’in başına gelenlerdir.

Lewis, on yıl önce Le Monde’da açıklama yapıyor, Ermeni olaylarının soykırım niteliğinde olmadığını söylüyor. “Fransa Ermeni Dernekleri Forumu” Lewis’i mahkemeye veriyor. Paris Sulh Mahkemesi 21 Haziran 1995 tarihli kararında, “Her ne kadar davalı Lewis’in bu konuda davacı Ermeni derneğinden farklı bir fikre sahip olması en doğal hakkı ise de…” diyerek şu mahkûmiyet kararını veriyor:

“Davalı Lewis, soykırım iddialarını doğrulayan ‘ciddi delillere’ yer vermeyerek objektiflik görevini yerine getirmemiş ve Ermeni toplumuna acı vermiştir, tazminata mahkûm ediyorum…”

Tarihçi bir gazete makalesinde binlerce vesikayı irdeleyemez, ancak nihai kanaatini söyleyebilir. Üstelik Fransız hâkimi, Lewis’in binde biri kadar tarihi incelemiş değildir.

Ama hüküm veriyor!

Geçen yıl Fransa’da Quid adlı ansiklopedik bir yayında, hem Ermeni görüşünden hem Türk görüşünden bahseden bir makale yayımlandı ve “Ermeni soykırımı olmadı” görüşüne de yer verdi diye Quid mahkûm edildi! Çünkü “Ermeni soykırımı olmadı” demeyi suç sayan kanun var! “Söyletmen vurun!” kanunu!

Cezai değil, ahlaki

Fransa’da bildiri yayımlayan tarihçiler ise, tarih hakkında mahkemelerin de kanunların da hüküm veremeyeceğini, aslında tarihçinin işinin de hüküm vermek olmadığını belirtiyorlar:

“Tarih bir din değildir. Tarihçi hiçbir dogmayı kabul etmez, hiçbir yasağı, tabuyu tanımaz… Tarihçinin kınama ve yüceltme rolü yoktur… Özgür bir devlette parlamentolar da adli merciler de gerçek tarihi tanımlayamaz. Bu sebeplerle, demokratik rejime yakışmayan bu yasaların kalkmasını istiyoruz!”

Mesela devrim tarihinin, cumhuriyet tarihinin “kınamadan ve yüceltmeden” nasıl yazılacağının en iyi örneklerinden biri Mona Ozouf’un yazdıklarıdır.

Bu durumda Orhan Pamuk’un da istediğini konuşma özgürlüğü var elbette. Ama “yüceltmeden ve kınamadan” araştırma ruhuyla yazılması gereken tarih, edebi gösteri amacıyla da olsa suçlama ve hakaret diliyle de tahrif edilmemelidir.

Orhan Pamuk’un “1.5 milyon Ermeni, otuz bin Kürt öldürüldü” deme özgürlüğü var; ama bir de ahlaki ve entelektüel ödevi var: Ya bu lafını açıkça düzeltmeli veya delili neyse ortaya koymalı.

Görüyorsunuz, konu ceza hukukuyla değil, entelektüel ahlakla ilgili.

1- Bu tarihçiler: Alain Decaux, Elisabeth Badinter, Jacques Julliard, Françoise Chandernagor, Marc Ferro, Mona Ozouf, Jean-Pierre AzÈma, Jean Jacques Becker, Jean Leclant, Pierre Milza, Pierre Nora, Jean-Claude Perrot, Antoine Prost, RÈne RÈmond, Maurice Vaisse, Jean-Pierre Vernant, Paul Veyne, Pierre Vidal-Naquet, Michel Winock.

Yorumlar kapatıldı.