Hasan Cemal
Orhan Pamuk davası ve Şişli Adliyesi’nin önünde geçen hafta perşembe günü yaşanan kepazelik…
Türkiye’nin imajıyla değil, öncelikle rejimi ile ilgili bir sorundur. Türkiye’nin görüntüsüyle değil, demokratik rejimiyle ilgili bir çarpıklıktır.
Bir başka deyişle:
Yaşanan rezillik imaj değil, ifade özgürlüğü sorunudur.
Bu nedenle, Türkiye’nin imajı konusunda -içtenlikle- rahatsız olanlar, bir adım daha atıp bu ülkede demokrasi ve ifade özgürlüğü sorunlarına daha fazla duyarlık göstersinler.
Bu ülkede demokratik kamuoyunun oluşumu için ellerini taşın altına soksunlar.
Bunun için Orhan Pamuk’un görüşlerine katılmaları gerekmez.
Ona kızabilirler.
Onu eleştirebilirler.
Kendilerini haklı görebilirler, Orhan Pamuk’u haksız.
Bunların hepsi mümkün.
Ama eğer Orhan Pamuk’un demokrasiden kaynaklanan ifade özgürlüğünü savunurlarsa, bu ülkedeki demokrasi mücadelesine şöyle ya da böyle el verirlerse, Türkiye’nin imaj sorunu da çözüm yoluna daha kolay girer.
Öte yandan Başbakan Erdoğan’a, bazı hükümet üyelerine bakıyorum. Orhan Pamuk davası için Avrupa Parlamentosu’ndan gelen milletvekillerine tepki duyuyorlar.
Yersiz bir tepki bu da.
Demokratik dayanışma ile yargıya müdahale birbirine karışıyor bu tepkide.
Basına da kızıyor bazı bakanlar.
Bu da tuhaf.
Siyasal iktidar kendi işini doğru dürüst yapmış olsa, Ceza Yasası’nı eleştiri ve uyarıların ışığında düzenlemiş ve düzeltmiş olsa, geçen haftaki kepazelik herhalde yaşanmazdı.
Ya da güvenlik güçleri, önceden gereğinin nasıl yapılacağını akıllıca planlayabilse, en azından Şişli Adliyesi’nin önündeki kepazelik, saldırganlık yaşanmazdı.
Bütün bunlar iktidarla ilgili.
Hem bunları yapmayacaksın, hem de demokratik dayanışma için gelenleri, gazetecileri, basını suçlayacaksın.
Olmuyor.
Olmayan bir şey daha var.
Baykal’ın CHP’siyle ilgili.
Orhan Pamuk davasından kaçıyor Baykal ve kurmayları. Demokrasiyle, ifade özgürlüğüyle ilgili bir davadan böylesine uzak durmak yakışmıyor. Ne solculuk, ne de sosyal demokratlık iddiasına yakışmıyor.
Gerçekten yazık!
Yazık olan bir başka nokta var. Murat Belge geçen günkü yazısında soruyordu, cuma sabahı demokratik kamuoyu neden yoktu Şişli Adliyesi’nin önünde diye…
Evet öyle.
Neden bu ilgisizlik?
Ya da kayıtsızlık?..
Sorun, Orhan Pamuk’la görüşleri ya da edebi değeri değil ki. Kaynatılmakta olan cadı kazanı bu ülkedeki demokrasi mücadelesiyle ilgilidir. Orhan Pamuk’un, Türkiye’nin bir yazarının mahkeme kapılarında süründürülmek istenmesi, ifade özgürlüğüne düşman olan zihniyetin bu ülkede yükselişe geçmesidir.
Evet, demokratik kamuoyu nerede?..
Eğer bir ülkede kitap yakma emri verebilen devletin memurları müsamahayla karşılanıyorsa, linç girişimleri, “milli hislerin galeyana gelmesi” diye yorumlanabiliyorsa, farklı düşünenlere kolayca vatan haini damgası vurulabiliyorsa, cellatlığa aday olanlar gazetelerde sütun sahibi olabiliyorlarsa…
O zaman şunu iyi bilin ki, böyle bir ülkede işler iyi gitmiyor demektir.
Oy, tiraj ya da reyting uğruna bütün bu rezilliklere kayıtsız kalarak, susarak, geçiştirerek bu ülkenin istikrarına da, barış ve huzuruna da iyilik yapılamaz.
Demokratik kamuoyu çok önemli.
Bunu yazın bir kenara.
Yorumlar kapatıldı.