İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Covele´nin tepesinden


‘Vova’cılar: Soldan, Mustafa Biber, Hikmet Akçiçek ve Ersin Çelik.

Hikmet Akçiçek, Ersin Çelik ve Mustafa Biber’in Hemşin dilindeki albümü Vova çıktı

UĞUR BİRYOL

Bundan birkaç yıl önce, Özcan Alper tarafından bir film çekilmişti, Hopa’nın Hemşin tarafındaki Susuzyurt yaylasında. İsmi ‘Momi/Büyükanne’ olan filmde, en büyük tutkusu ata binmek olan 13 yaşındaki Marte, bir gün dere kenarında âşık olduğu komşu kızı Lusnika’yla karşılaşır. Marte’nin “momi”si yani büyükannesi, günün birinde ona, bir şeyi gerçekten çok isterse onu elde edebileceğini söyler… İşte o film Ermenice’nin bir lehçesinden türediği söylenen Hemşin dilinde çekilmiş ilk ve tek filmdir. Ve yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş bir dili ve kültürü yaşatmaya çalışırki filmin tek iddiası da budur. Bu dille hiç karşılaşmamış olanlar, önce bu dili konuşanları yani Homşetsuları merak etti. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Türkiye’nin ilk ve tek Laz rock topluluğu olan Zuğaşi Berepe’de, Kazım Koyuncu’nun sesinden ilk Hemşince türkü dökülüverdi: ‘Ka Tun Mita Xendasoç/Kız Sen Yaşamayasın’. Kazım Koyuncu grup dağıldıktan sonra da bu geleneği bozmadı ve bu şarkıyı ilk solo albümü ‘Viya’ya aldı, daha sonra son albümü ‘Hayde’de de bir tane Hemşince türkü (‘Ella Ella’) söyleyerek sır perdesini araladı. Artık bu dil de tanınmaya, irdelenmeye başlamıştı. Homşetsular da yavaş yavaş tanınmaya başlıyordu ki, Hikmet Akçiçek, Ersin Çelik ve Mustafa Biber’den oluşan ekip bunun yeterli olmadığını fark etmiş olacak, ilk defa Hemşin türkülerinin bir arada olduğu bir albüm yapma gereği hissetiler: ‘Vova/Kimdir?’

Yerel ezgiler evrenselleşti

‘Vova’, Doğu Hemşinlilerin (Homşetsu) yerel ezgilerinden oluşan geleneksel türkülerin, günümüz formlarıyla birleştirildiği bir çalışma niteliğini taşıyor. Albümde yine bir ilke rastlamak mümkün: Karadeniz kavalı. Bu enstrüman da, daha önce Karadeniz müziği yapan sanatçıların çok fazla rağbet ettikleri bir enstrüman değilken, ‘Vova’da türkülere hayat katmış. Tabii albümde Doğu Karadeniz’in olmazsa olmazları kemençe ve tuluma da yer verilmiş. Toplam 13 türkünün yer aldığı ‘Vova’ için, grubun solistlerinden Hikmet Akçiçek şunu söylüyor: “Derler ki, mısır tarlalarının yerini çay bahçeleri aldığından beri, ne imece, kayni gor, peçki gor, dun şinuşi gor yapılıyor ne de köylerde düğün, evlerin önünde horon teptiğimiz… Belki bundandır baharı müjdeleyen Kukku’nun eskisi gibi ötmeyişi, hani sesini duyduğumuzda onu elimizle işaret etmekten korktuğumuz. Belki de bu yüzdendir Lazlar, Gürcüler ve Hemşinlilerin artık ‘heyamo’ çekmeyişi mısır tarlalarında. Ne tulum ne de kavaldır duyulan… Bu yok olmaktır gün be gün, tarihe iz bırakamamak, bilinmemektir gelecek tarafından…”

‘Vova’yı çıkaran ekibin de derdi ‘Momi’yi çeken Özcan Alper’den farksız: Yok olmaya karşı direnmek! Ya da “Biz de buradayız. Bizi de fark edin, biz de bu ülkenin bir rengiyiz” demenin başka yolu. Bunu yaparken geleneksel formları olduğu gibi koruyarak yapılan ‘Vova’ albümünde yer alan türkülerden bazıları daha önce Kazım Koyuncu ve Gökhan Birben tarafından seslendirilmişti. (‘Ella Ella’, ‘Hevas Ali Meraletz’, ‘Asa Onder Asa’) ‘Vova’da daha farklı formlarda dinleyiciye sunulan türküler, ağır bir havada ilerleyerek kulakları tırmalamayacak biçimde düzenlenmiş. Hemşin ezgilerini modern formla buluşturan ve bu ezgilere yeniden hayat katan Mustafa Biber’in, ‘Vova’nın bunu başarmasında payı büyük.

Albümde yer alan türkülerin çoğu, Hemşinlilerin geleneksel tarım toplumu yaşantısından esentiler taşıyor, kız alıp verme, sevdiğine kavuşamama, ayrılık, özlem, hasret de diğer temalar.

Hopa Hemşinlileri Lazlardan farklı olarak, yüksek dağları mesken tutmanın verdiği avantajı kereste işi yaparak kullanmış uzun yıllar. Albümün kapağındaki Faruk isimli şahsa ait kırmızı Dodge kamyon da, bir zamanlar Hopa’nın dağlarından kütük taşıyormuş şehre. Şimdi Lazlarla Hemşinliler kentte kurdukları hayatlarıyla komşuluklarına ve tatlı rekabetlerine devam ediyorlar. Tabii artık geride, köylerde kimse kalmayınca bir kültürün de izleri yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutuyor. ‘Vova’, bu kaybolan kültüre el uzatmaya çalışıyor, insanlara geçmişlerini hatırlatarak, belki de herkesi geriye dönmeye çağırıyor. Geriye dönerek mısır ekmeye, imece yapmaya, yüksek dağlarda horon oynamaya… Kavuşamamanın sıkça dile getirildiği ‘Vova’da, sevdiğini geri isteyen âşık, “Covele’nin tepelerinde, yalnız gezen kuş gibiyim, verin bana sevdiğimi, ben de Allah’ın kuluyum” diye yakarıyor. Kardeş Türküler ve Ayşenur Kolivar’ın da vokal desteği verdiği albümde, ortaya çoksesli, çok renkli bir ezgi bütünü çıkıyor.

Karadeniz’in gerçek sesleri

İlk olarak 1991’de Volkan Konak’ın ‘Efulim’ albümüyle başlayan ve daha sonra Fuat Saka’nın ‘Lazutlar’ı, Birol Topaloğlu’nun ‘Lazuri Birabape’ ve ‘Aravani’, Efkan Şeşen’in ‘Pek de Tanınmayan Karadeniz’, Gökhan Birben’in ‘Hey Gidi Karadeniz’ gibi albümleriyle çok farklı bir kulvara taşınan Karadeniz ezgileri, Kazım Koyuncu’da tam anlamıyla büyük bir ivme kazandı. Doğu Karadeniz’in renkli coğrafyasını ve bu coğrafyanın renkli insanlarını, Lazları, Hemşinlileri, Gürcüleri, müzikleriyle Anadolu’ya ulaştırdı. ‘Vova’ da ortaya çıkarılan bu eserlere ek olarak, Karadeniz’in gerçek yerelliğini, tüm sadeliğiyle ortaya koyuyor. Ezcümle, Doğu Karadeniz’in kendisine sunduğu zorlu coğrafi koşulları, kendine özgü bir kültüre çevirmeyi başaran Homşetsular’ın ‘Vova’sına kayıtsız kalmamak gerek.

Vova-Homşetsu Ğhağ-Hemşin Ezgileri//Ada Müzik

Yorumlar kapatıldı.