İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB baskı yapıyor

Hasan TÜFEKÇİ/KONYA

Orhan Pamuk’a ‘fiili eylemi’ tasvip etmediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, AP üyelerinin duruşmaya gelişini de eleştirdi, ‘Aynı şeyi AİHM’de yapsınlar. Orada da hak hukuk çiğneniyor’ dedi. Erdoğan, ‘AB maalesef bizim yargımızı baskı altına almaya çalışıyor’ diye konuştu.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, duruşma sonrasında yazar Orhan Pamuk’a yönelik ‘fiili eylemde’ bulunulmasını tasvip etmediğini belirtirken, ‘Nasıl Van olaylarında medyasıyla, birçok sivil toplum örgütleriyle yargı baskı altına alınıyorsa, AB de maalesef bizim yargımızı baskı altına almaya çalışıyor’ dedi. Erdoğan, Avrupa Parlamentosu üyelerinin gelişini ‘Onlar da aynı şeyi AİHM’de yapsınlar. Orada bile yapmıyorlar. Orada da hak hukuk çiğneniyor’ diye eleştirdi.

Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili kararının pazartesi günü belli olacağını söyleyen Erdoğan, dün Konya’da, hiçbir kurumun, hiçbir sivil toplum örgütünün yargıyı baskı altına alma hakkının olmadığını vurguladı. ‘Van’daki olay ne kadar yanlışsa, Şişli’deki olay da o kadar yanlıştır. 2 kere 2 hep 4 eder. Sabah 6, akşam 5 olmaz’ diyen Erdoğan, şunları söyledi:

TAHAMMÜL ETMELİYİZ

‘Bazı grupların zanlının ve yurtdışından gelenlerin üzerine yürümesi doğru mu, yanlış mı tartışılır. Avrupa Parlamentosu’ndan gelenlerin buraya gelişleri yargı aşamasında olan bir olaya, yargıya bir müdahaledir. Buna hakları yok. Onlar da aynı şeyi AİHM’de yapsınlar. Orada bile yapmıyorlar. Orada da hak hukuk çiğneniyor. Ama orada yoksunuz. Hukuk aramak fiili eylemle olmaz. Güvenlik güçlerinin gerekli tedbirleri almaları şart. Biz burada adil olmanın kararlılığı içindeyiz. Demokrasi tahammül rejimidir. Tahammül edemezsek demokrasiyi güçlü hale getiremeyiz. Birbirimize karşı saygılı olmak şart. Provokasyonlar olabilir, sabırlı olacağız. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz.’

Erdoğan, dün Konya’da işadamları ile sabah kahvaltısında bir araya geldikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken de Pamuk’la ilgili sorulara şu yanıtı verdi:

BEN MAĞDURDUM

Bu olaya iki boyutlu bakmak istiyorum. Birinci boyut düşünce özgürlüğü bakımından bakışım bellidir. Düşünce özgürlüğü bağlamında bu işte mağdur olmuş bir insanım. Dün bu konuda kanaatim neyse aynı kanaati taşıyorum.

TASVİP ETMİYORUM

Protesto olaylarını kesinlikle tasvip etmiyorum. Bu aynı zihniyetin, aynı anlayışın ürünüdür. Ermeni sorunu ile ilgili de aynı tartışma olmuştu. Bu tartışmayı yapan zihniyet o zaman bu işte o çirkinlikleri sergileyenler hangisiyse bugün de aynı zihniyettir. Eğer siz bir şeye katılmıyorsanız, bir şeyi protesto ediyorsanız, düşüncelerinizle yapabilirsiniz.

FİİLİ EYLEM OLMAZ

Ama bunu fiili bir eyleme dönüştürme hakkınız yok. Kaldı ki burada bir yargı süreci var. Olay yargıdadır. Kalkıp adliye binasının içine kadar gidip girmek, dışarıda aynı tür eylemleri yapmak, bu konuyla ilgili dün İçişleri Bakanımızı da uyardım. Bu konuyla ilgili araştırmasını, soruşturmasını da yapacaksın.

KUSUR VARSA

Burada emniyette de kusurları varsa bunun da üzerine gidilmesi lazım. Çünkü burada bu protestoları yapanlara, bir defa bu kadar geniş bir zemin bırakılmaması gerekir. Çünkü dünyanın değişik yerlerine gittiğimizde maalesef bu ülkelerde de bize karşı zaman zaman da olumsuzluklar oluyor görüyoruz ve bu tür demokratik tavırlarını sergileyenler, bunu düşünceleri ile sergileyebilirler. Elinde kartonunu açabilir. Bunlar da doğaldır.

BAKAN’I ARADIM

Ama gelip de arabaları vurmak, arabaların üzerine çıkmak bir defa bu fırsatı vermek ciddi bir yanlıştır. Ve bunu da İçişleri Bakanı’na duyar duymaz aradım. Gerekli talimatı verdim. Kendisi de bunun takipçisi olacak. Yargıyla ilgili Adalet Bakanlığı’na yazının henüz ulaşmaması sebebiyle verilen bir karar yok. Onu da pazartesi günü Adalet Bakanımızla Bakanlar Kurulu’nda görüşeceğiz.

YANLIŞ BİR SÜREÇ

Olay doğru veya yanlış yargıdadır. Burada yargının vereceği karar beklenir. İşinize gelmediğinde feveran edeceksiniz, işinize geldiğinde eyvallah diyeceksiniz. Bu olmaz.

Mevlana’da buluştular

SON dönemde birbirlerine yönelik sert açıklamalarıyla dikkat çeken Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP genel Başkanı Deniz Baykal, dün Konya’da buluştu. Erdoğan ve Baykal, 732. Şeb-i Arus kutlamalarına katıldı. Salona en son giren Erdoğan, Baykal ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’nun elini sıktıktan sonra yerine oturdu. Baykal oldukça neşeli bir şekilde Erdoğan’ın ardından eşi Emine Erdoğan’ın elini sıktı. Törende konuşan Baykal, ‘Mevlana Türkiye’yi İslamı ve Dünya’yı ortak bir anlayış içinde kabul eder. Cemaatlerin tutsağı olmayı reddetmiş, dar kalıpların esiri olmamış, kötülük içinde bile, iyiyi arayan büyük bir insandır’ dedi. Erdoğan ise Mevlana’nın dünya medeni tarihine eşsiz armağanlar bıraktığını belirterek, şunları söyledi: ‘Daha iyi bir Türkiye ve Dünya için, Mevlana gibi kollarımızı hoşgörü ile açmalıyız. Farklılıkların bizi nasıl zenginleştirdiğini, Yunus ve Mevlana’dan öğrendik. Bu aşamada Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliği büyük anlam taşıyor. Medeniyetler ittifakı içinde başlatmış olduğumuz bu girişimin, olumlu sonuçlanacağını umuyoruz. Mevlana’ya göre ‘Aslolan şekil değil öz’dür’ işte tüm Dünya’da Mevlana’nın bu mesajını dikkate almalıdır.’

Yorumlar kapatıldı.