İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alt-üst kimlik inadı

Özdemir İNCE

ŞU alt-üst kimlik tartışmaları, ülkemizde insanların ‘laf olsun torba dolsun!’ niyetine konuşup yazdıklarını bir kez daha kanıtladı. Birkaç örnek verelim:

TURCOMANIE

Kemal Burkay soruyor: ‘Peki Baylar, ‘Türkiye’ sözcüğü de etnik adı yansıtmıyor mu? Öte yandan burası neden Türkiye, ne zamandan beri? Bizim ülkemiz Kürdistan’a ne oldu, haritadan silindi mi?’ (Bakınız: 3 Aralık 2005 tarihli yazım.)

Cevap: Türkiye’ye Türkiye adını Türkler vermediler. İlk görüşte yıldırım aşkıyla vurulup Avrupa verdi bu adı. Özellikle de Haçlı Seferleri’nden itibaren. 12. yüzyıldan itibaren yapılan haritalarda Anadolu’nun üzerinde ‘TURCOMANIE’ yazar. Kürdistan adı 19. yüzyıl emperyalizminden itibaren ortaya çıkmıştır. Kemal Burkay, bu cevapla tatmin olmazsa Avrupalılara sorsun, efsane tarihleri bir yana bırakıp gerçek tarih kitapları okusun!

4 MAKALEYLE OLMAZ

Hasan Cemal (Milliyet, 03.12.05) de hálá Fransa, İngiltere ve Hollanda’yı örnek veriyor. Fransa’da ayaklanan Magrip Arapları ile, Hollanda’da ayaklanan Faslılar ile, İngiltere’de ayaklanan sömürge Müslümanları ile Türkiye Kürtlerinin ne ilişkisi var? Bir tarafta su ve zeytinyağı gibi iki topluluk; bunlardan göçmen olanların neredeyse hiçbir politik varlığı yok. Daha önce de yazdım metropol ve sömürge, göçmen alan ülke ve göçmen ilişkilerini açıklamak için kullanılan kavramlar (alt-üst kimlik) Türkiye toplumu için kullanılamaz. Çünkü Türkiye ne metropol ne de sömürge, çünkü Kürtler göçmen, Türkler de ev sahibi değil. Aralarında böyle bir ilişki yok. Doğudan batıya ve güneybatıya gelen Kürtlerin de böyle bir konumu yok. Böyle bir konum olsaydı Mersin’in altını üstüne getirebilirler miydi? Kürtlerin legal politikada önemli oranda yerleri olduğunu biraz sonra okuyacaksınız.

Hasan Cemal, söz konusu yazısını yazarken Fransa, İngiltere ve Hollanda’yı konu alan dört adet makale okumuş. Okuduklarını Türkiye’ye uyguluyor. Böyle bir yöntem olmaz!

ÇANDAR BİLMİYOR MU?

Cengiz Çandar geçen hafta bir televizyonda ‘Kürt asıllılar hesaba dahil değil! Sayılmaz!’ diyordu. Yani Kürt bireyler ‘Kürt asıllı’ olarak değil, ‘hakiki Kürt’ olarak cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, genel müdür, general, milyarder olmalıymış. Cengiz Çandar mahalle kahvesinde konuşmuyor, televizyonda konuşuyor. Hukuk ve siyaset bağlamında ‘Kürt asıllı’nın ‘Kürt’e dönüşmesi için ya federatif ya da bağımsız bir Kürt devleti gerekir. Cengiz Çandar bilmiyor mu bunu?

Daha geçenlerde eski cumhurbaşkanlarımızdan biri TBMM’de 200’den fazla Kürt kökenli milletvekili bulunduğunu söylüyordu.

30.11.05 tarihli Cumhuriyet’te yayınlanan bir habere göre günümüz AKP hükümetinde bulunan 22 bakanın 12 tanesi Doğu kökenliymiş, yani Kürt imiş. Cumhuriyet’in aktardığına göre, Başbakan R.T. Erdoğan İçişleri Bakanı Aksu’yu görevden almak istiyormuş, Aksu da Başbakan’ı tehdit ediyor ve ‘Beni alırsan partinin içindeki bütün Kürt milletvekillerini alır giderim!’ diyormuş.

ATEŞLE OYNUYORLAR

Başta babasından İslam Ümmeti’nden olduğunu öğrenen Başbakan olmak üzere, kimlik konusunda bilir-bilmez konuşanlar ateşle oynuyorlar. Biline!

Yorumlar kapatıldı.