İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İran´da etnik grup patlaması olur mu?

Bugünlerde Washington’da en çok tartışılan konu, en az 10 devlete parçalanabilecek şekilde etnik patlamaya hazır İran’ın durumunun ne olacağıdır. Bu nedenle, İran toplumunu oluşturan etnik kesimlerin beklentilerini analiz etmek için bazı girişimlerin olduğunu görüyoruz. Bush yönetimi, seçilmesi üzerinden 5 yıl geçmesinden sonra, Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası terörizmi kollayan başlıca devlet olarak sınıflandırdığı İran’a karşı hâlâ açık bir politikadan yoksundur.

Nitekim, en son Washington’da düzenlenen bir konferansta geçen tartışma, tamamen İran’ın nükleer programına kilitlendi. Gerçi bazıları, İran Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının anlamını yorumlamaya çalıştı. Ancak ileride herhangi bir İran yönetiminin karşılaşacağı başlıca siyasi sorunlar pek sorgulanmadı.

Oysa önemli meselelerden biri, İran’ın birçok etnik ve dini gruplardan oluşmasıdır. İran’da Farslıların çoğunluk olmadığını çok az kimse bilir. Hatta, İran nüfusunda Farslıların azınlıkta kaldığını söylemek mümkün. İran’da çoğunluğu Azeriler, Kürtler, Bloşlar, Türkmenler ve Araplar oluşturmaktadır. Şimdiki rejimin düşmesi halinde bu gruplar, kuşkusuz İran’ın geleceğinde önemli rol oynayacaktır. CIA’in İran’a ilişkin bir raporunda, halkın yüzde 51’ini Acemlerin ve 49’unu ise diğer etnik grupların oluşturduğu bilgisi yer alıyor. El Watan el Arabi’nin elde ettiği CIA’nin resmi bir belgesinde şu bilgiler yer almaktadır.

Nüfusun analizi

İran’ın, 28 eyalette yaşamakta olan 69 milyonluk nüfusunun dağılımı şöyledir: Fars yüzde 51, çoğunluğu Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletlerinden yaşayan Azeriler yüzde 24, Jilaki ve Mazenderiler yüzde 8, Kürtler yüzde 7, Araplar yüzde 3, Lorlar yüzde 2, Bloşlar yüzde 2, Türkmenler yüzde 2, diğerleri yüzde 1. İran’da bulunan dinler ise şöyle: Şii Müslümanlar yüzde 89, Sünni Müslümanlar yüzde 9, Zerdüşt, Yahudi, Hristiyan ve Bahailer yüzde 2. İran’da konuşulan diller ise şu durumda: Farsça konuşanlar yüzde 58, Türkçe konuşanlar yüzde 26, Kürtçe konuşanlar yüzde 9, Lorca konuşanlar yüzde 2, Bloşca konuşanlar yüzde 1, Arapça konuşanlar yüzde 1, diğer dilleri konuşanlar yüzde 3.

İran halklarının tekdüze veya birlik değil, çeşitli olduğunu kanıtlamak için American Enterprise İnstitute’nün son olarak Washington’da düzenlendiği konferansına katılan İran Kürdistan Demokratik Partisi temsilcisi Murtaza İsfandiyari, İran rejiminin inkâr ettiği çeşitli etnik gruplara mensup halkı, tek İran çatısı altında eşit bir şekilde toplayan federal bir yönetimin kurulmasını umduklarını belirtirken, 1979 İran devriminden sonra Humeyni’nin küçük şeytan olarak nitelediği Kürtlere karşı savaş ilan ettiğini hatırlatarak, ayırımcı politikaların sürdüğünü söyledi. Kuzey Amerika’da Azeri derneklerin temsilcisi Rahim Şehbazi de konferansta, geçen 80 yıl boyunca İran’daki etnik grupların, Fars kültüründe eritilmeleri için sistematik bir asimilasyona uğradıklarını, İran okullarında Farsça konuşmayan Azeri Türklerin dövüldükleri veya cezalandırıldıklarını söyledi.

Etnik temizlik kampanyası

Ayetullah Humeyni’nin bir Azeri Türk olması ve önceki Cumhurbaşkanı Hatemi’nin BM önünde medeniyetler arasında diyalog çağrısı yapmasına rağmen, son 20 yıldır İran rejiminin etnik temizlik kampanyalarına başvurduğunu belirten Şahbazi, Tebriz’de Azeri Türklerin, İran’ın diğer etnik ve dini gruplarıyla barış içinde yaşadığını vurguladı. İran rejiminden ve güdümlü medyasından umudu kesen Azeri Türklerin, Türkiye’de modern yönetimi izlemek üzere Türk uydu kanallarına yöneldiğini, Fars dilinin ve kültürünün empoze edilmesine rağmen Farslılara değil, 80 yıldır hükümetlerin uyguladığı şovenist politikalara karşı olduğunu dile getiren Şahbazi, İran’da etnik gruplara ve azınlıklara karşı yapılan zulüm ve baskılara sessiz kalan İran’ın dışarıdaki muhalefetine sitem ederek, İran’ın komşuları Irak ve Afganistan gibi ülkelerdeki federal sistemin herkese, dini ve etnik farklılıklarına bakmaksızın, eşit fırsat ve özgürlük sağladığını kanıtladığına işaret etti.

İran’daki etnik gruplar üzerinde Fars egemenliğine sıcak bakanlar ile karşı çıkanlar arasında sert tartışmalar yaşanırken dışarıda bir avuç gösterici dışında hiç kimse kalkıp mollalar yönetimini desteklemedi. (Mısır’da yayımlanan el Watan el Arabi dergisinin yorumu, 25 Kasım 2005)

Yorumlar kapatıldı.