İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aydınların İstanbul buluşması

“Düşünce Özgürlüğü İçin 4. İstanbul Buluşması”nda aydınlar türbandan ifade özgürlüğüne kadar birçok sorunu ele aldı.

AA
Güncelleme: 16:08 TSI 21 Kasım 2005 Pazartesi

İSTANBUL – Düşünce Özgürlüğü Derneği tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “11 Eylül Sonrasında Düşünce Özgürlüğünün Geleceği” konulu toplantının açılışında basın mensuplarının düşünce özgürlüğüne ilişkin sorularını yanıtlayan yazar Mehmed Uzun, düşünce özgürlüğünün Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi.

“Yazarların yargılanması ayıp, çirkin şeyler. Türkiye’ye yakışan şeyler değil. Bunları protesto ediyorum” diyen Uzun, kendisinin 5 defa yargılandığını hatırlattı.

Uzun, Şemdinli olayları konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de, “Olayları protesto ediyorum. Suçüstü yakalanmış kişilerin böyle pervasızca işler yapmasına şaşırıyorum. Bunların mutlaka cezalandırılması gerekir. Devletin bu tür suç örgütlerinden kurtarılması gerekir. Devletin demokratikleştirilmesi son derece önemli” şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan’ın Şemdinli’ye gitmesini desteklediğini söyleyen Uzun, “Modern bir devlet adamına yakışır bir tutum olarak görüyorum” dedi.

Yazar Orhan Pamuk da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye’de sadece benim durumumda olanlar için değil, pek çok kişinin düşünce ve ifade özgürlüğünden dolayı başının dertte olması acı. Türkiye için çok kötü” dedi.

Pamuk, yazarların cezalandırıldığı, hapse atıldığı ülkelerin dünyanın en kötü, en yoksul ülkeleri ve dünya milletleri tarafından en dışlanmış ülkeler olduğunu kaydetti.

CHOMSKY’NİN MESAJI
Toplantıda mesajı yayınlanan ABD’li siyaset bilimci Noam Chomsky, Türkiye’deki insanların insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda bir mücadele ruhuna sahip olduklarını belirterek, Avrupa’nın ifade özgürlüğü konusunda Türkiye’den öğreneceği çok şey bulunduğunu söyledi.


Toplantıda konuşan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Yusuf Alataş, 11 Eylül’ün insan hakları ve özgürlükleri konusunda bir kırılma noktası olduğunu, 11 Eylül’le birlikte korku ve korkutma politikalarının devlet politikası haline geldiğini öne sürdü.

“BAĞIMSIZ GAZETECİLİK YOK OLUYOR”

Hindistanlı hukukçu Niloufer Bhagwat da 11 Eylül’den sonra dünyada bilinçli bir propaganda yürütüldüğünü ifade ederek, Müslümanlar’ın ve Araplar’ın terörist gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade etti. Global gelişmelerin dünyadaki bağımsız gazeteciliği de yok ettiğini savunan Bhagwat, liberal demokrasilerin vaatlerinde bile gerileme olduğunu söyledi.

“AİHM’İN BAŞÖRTÜSÜ KARARI BAŞARISIZ”

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Levent Korkut ise 12 Eylül müdahalesinden sonra Türkiye’de gözaltı süresinin 90 güne çıkarıldığını hatırlatarak, İngiltere’de bugün gözaltı süresinin 90
güne çıkarılmasının tartışıldığını, bunun da düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda gelinen noktayı gösterdiğini kaydetti.

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Jonathan Sugden de 11 Eylül’den sonra Avrupa’da artık Müslüman olmanın daha zor bir durum haline geldiğini belirtti.

11 Eylül’ün gölgesinin Avrupa’daki başörtüsü konusundaki kısıtlamaların üzerine düştüğünü ifade eden Sugden, AİHM’in Leyla Şahin kararının da bu etkiyle alındığını savundu.

İnsanları en iyi savunacak şeyin evrensel insan hakları olduğunu belirten Sugden, AİHM’in başörtüsü konusundaki argümanlarının kötü olduğunu ve kararı da başarısız gördüğünü söyledi.

Bunun Avrupa’nın bir korkusundan ve yanlış anlamasından kaynaklandığını kaydeden Sugden, Türkiye’deki ifade özgürlüğü konusunda kısıtlamaları da eleştirdi.

Yorumlar kapatıldı.