İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk-Rus ilişkilerini Rusya’daki Ermeniler tehdit ediyor

İsmet Giritli

15 Kasım 2005 Salı

Dünyadaki en kalabalık Ermeni nüfusunun Rusya Federasyonunda yaşamasına ve kurdukları örgütlerin durmadan Türkiye aleyhine çalışmasına rağmen, Türkiye’nin Rusya’da Ermenilerin Sözde Soykırım iddialarını çürütmek konusunda çok yetersiz kaldığı görülmektedir. Rusya’daki Ermeni lobisinin birçok web sayfası bulunmasına ve Ermeni örgütlerinin Sözde Soykırım iddialarını ortaya dökmek için pusuda beklemesine mukabil Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliğinin internet ortamında bir web sayfası bile bulunmaması büyük bir eksikliktir.

Oysa, Rusya’daki Ermeniler örneğin Türk-Rus ilişkilerinin hassas noktası ‘Çeçen’ sorununun iki ülke arasında krize yol açtığı zamanlarda hemen Sözde Soykırım konusunu gündeme getirmektedirler. Nitekim 1994-96 yıllarındaki Rus-Çeçen savaşı esnasında Rusya’da Türkiye’nin Çeçen ayrılıkçılarına yardım ettiği yönünde bir kanaatin varlığından istifade eden Ermenilerin çabası ile Rus Federasyonu Parlamentosunun alt kanadı Duma’nın ‘Batı Ermenistan’da 1915-1922’de Ermeni Halkı Soykırımının kınanması hakkında bir bildiriyi 14 Nisan 1995 günü kabul etmesi basit bir rastlantı değildir.

Bunun gibi, 15 Mart 2001’de Çeçenlerin bir Rus uçağını İstanbul’dan Suudi Arabistan’a kaçırması ve 23 Nisan 2001’de İstanbul’daki Swiss Otel’i basarak içerdekileri rehin alması üzerine 25 Nisan 2001 günü Duma’da Sözde Errmeni Soykırımını anmak için bir dakikalık saygı duruşu kararının, iktidar partisi ‘Yedinstvo-Birlik’ ve ‘Yug Rossiyi-Rusya’nın Güneyi’ milletvekillerinden geldiğini görüyoruz.

Türkiye’ye müzakere tarihi verilen 17 Aralık 2004 AB Zirvesi öncesinde, Avrupa’daki Ermeni lobilerini oluşturan kuruluşların Brüksel’de, Türkiye’ye tarih verilmemesi için protestolarda bulunduğunu ve bu gösterileri Fransa Ermeni Milli Komitesi ile Taşnak ve Rangavar partilerinin organize ettiğini, gösterilere Rusya Ermenileri adına katılan akademisyen Agayan’ın “Türkiye Batı Ermenistan’da (!) yapılan Soykırımı kabul etmedikçe Rusya Ermenilerinin Türkiye’nin AB’ye alınmasını kabul edilemez buldukları” tarzında konuştuğunu görüyoruz. (*)

Bilindiği üzere, Rusya ile Ermenistan arasındaki ilişkiler, ‘Stratejik Ortaklık’ seviyesinde yürütülmekte ve Ermenistan Rusya’yı, hem Türkiye’ye, hem de Azerbaycan’a karşı, askeri ve ekonomik yardımın destekçisi ve ortağı olarak görürken, Rusya da, Güney Kafkasya’da Rusya’nın son kalesi durumundaki Ermenistan’ı gözden çıkarmamağa dikkat etmektedir. Türkiye ise doğal olarak, Rusya ile Ermenistan arasındaki bu çok yakın ilişkilerden rahatsızlık duymaktadır.

Ne var ki, son yıllarda Türkiye ile Rusya arasında gelişen ilişkilerin Rusya’yı Türkiye için çok önemli ticari ortak haline getirdiği, bunun sonucu olarak siyasi ilişkilerde de büyük bir ilerleme ve yakınlaşma kaydedildiği görmezlikten gelinemez. İki ülke, terörle mücadeleden başlayarak, Avrasya coğrafyasında ortak hareket etmeye kadar birçok alanda gelişmeler kaydederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’yi ziyareti, son 15 yılda iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar çok yol aldığını açıkça ortaya koymuştur.

Bu durum karşısında, Türkiye vakit kaybetmeden Ermenistan’ın ve Rusya’daki Ermeni lobisinin Rusya’da sürdürdüğü Türkiye aleyhindeki faaliyetleri engellemek ve kendi lehine kamuoyu oluşturmak için harekete geçmeli, Sözde Soykırım ‘Reddetmek’ ile yetinmeyerek ‘İkna’ aşamasına geçmelidir. Bunun için de Türkiye’de ve dünyada basılmış ve Ermeni Soykırımını bilimsel olarak çürüten eserlerin Rusya’daki kütüphane ve akademik kurumlarına gönderilmesine yardımcı olmalı. Rus üniversite ve bilimsel kurumlarda sergiler, konferanslar toplantılar düzenlerken, iki ülkenin bilim adamları karışılıklı olarak Türk ve Rus arşivlerinden yararlanmalıdır. Aksi takdirde, ABD’deki ve Avrupa’daki Ermeni lobilerine, 2.5 milyonluk Rusya’daki Ermeni lobisinin de Türkiye’nin karşısına çıkarılmasını beklemek çok doğaldır.

…..

(*)Diğer taraftan, medyada çıkan son haberlerden, Rusya Federasyonu’nun, Ermenistan’ı eyaleti gibi kullanarak, bu ülkenin siyasetine ve savunmasına el koyduğunu, Ermenistan’ın kendisinden kopmaması için, bu ülkenin komşuları ile uyuşmazlıklarını çözümlemesini önlediklerini öğreniyoruz. ‘Bu konuda haftalık “Dünya Gündemi” gazetesinin 6-13 Kasım 2005 tarihli 47. sayısının 7. sayfasında yayınlanan, Kafkasya Masasının iki diplomatik gözlemine bakılabilir.

Yorumlar kapatıldı.