İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AİHM, Leyla Şahin´in türbanla ilgili itirazını reddetti

STRASBOURG (Ajanslar)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) büyük dairesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin eski öğrencisi Leyla Şahin’in temyiz başvurusunu reddetti. Büyük daire, Şahin’in başvurusuna ilişkin, daha önceki alınan kararı bugün onadı ve “Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı” görüşüne vardı

AİHM’in kararlarına yönelik itirazları görüşen Büyük Daire, 1’e karşı 16 oyla Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun ifade ve din özgürlüğünü konu alan dokuzuncu maddesi ile eğitim hakkını konu alan ikinci maddenin birinci protokolünün ihlal edilmediğine karar verdi. Bu karara katılmayan Belçikalı yargıç Françoise Tulkens, karşı gerekçesini karar metninen ekletti.

AİHM, özel yaşam ve aile hayatına saygı hakkını konu alan sekizinci madde, ifade özgürlüğünü konu alan 10’uncu madde ve ayrımcılığı konu alan 14’üncü maddenin ihlal edilmediğini de oy birliği ile karara bağladı.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin, 1998 yılında derslere türban takarak girme konusunda ısrar etmesi sonucu aldığı disiplin cezasının “insan hakları ihlali” olduğu gerekçesiyle AİHM’de dava açmıştı.

Mahkeme 2 Temnmuz’da başvurunun kabul edildiğini duyurdu. 29 Haziran 2004’te Leyla Şahin’in başvurusunu karara bağladı ve “Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı”nı duyurdu. 27 Eylül 2004’te Şahin’in avukatları, Büyük Daire’ye temyiz başvurusunda bulundu. 10 Kasım 2004’te itiraz başvurusunu kabul eden Büyük Daire, bugün kararını verdi.

TÜRBAN YASAĞI

23 Şubat 1998’de İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı, sakallı ve türbanlı öğrencilerin üniversite kurumlarına, stajlara alınamayacağı ve diğer çalışmalara katılamayacağını bildirmişti.

Gerekçeler üzerine Mart 1998’de yazılı sınavlara katılmasına, kayıt yaptırmasına ve derslere girmesine izin verilmeyen Şahin’e, üniversite yönetimince kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı gerekçesiyle de uyarı cezası verilmişti. Ancak af yasasının yürürlüğe girmesiyle, disiplin cezaları iptal edilmişti. Şahin, Tıp eğitimini Avusturya’da sürdürüyor.

GEREKÇELİ KARAR: TÜRK YASALARININ TÜRBAN YASAĞIYLA İLGİLİ MEŞRU TEMELLERİ VAR

AİHM büyük dairesi, Şahin’in temyiz başvurusunda Türkiye’yi haklı bulurken, “üniversitelerdeki türban yasağı konusundaki müdahale için Türk yasalarının meşru temelleri olduğunu” bildirdi.

“Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’nin üniversitede türbana izin verilmesinin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki” kararına atıfta bulunan Strasbourg Mahkemesi, Yüksek İdari Mahkeme’nin de ”üniversitelerde türbanın takılmasının cumhuriyetin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı yolunda görüş belirttiğini” hatırlattı.

“BAŞVURUYU YAPAN KISITLAMAYI BİLİYORDU”

Daha önce ilgili dairenin verdiği gerekçeli kararın içeriğine katıldığı görülen büyük daire, “üniversitelerdeki türban yasağının, başvuruyu yapanın üniversiteye kayıt olmadan önce de var olduğu ve bu sınırlamanın başvuru sahibi tarafından bilinmesi gerektiği” kaydedildi.

Gerekçeli kararda, Türkiye’de türban konusundaki müdahalenin ”gerekliliği” konusunda birbirlerini tamamlayan laiklik ve eşitlik ilkesinin temel alındığının gözlendiği ifade edildi.

Kararda, Türk anayasasında laikliğin, demokratik değerlerin korunması, din özgürlüğü ve vatandaşların yasalar önünde eşitliği ilkelerini sağladığı bildirildi.

Anayasa Mahkemesi’nin, “bu ilkeleri ve değerleri savunmak için bir kimsenin hangi dinden olduğunu açıkça göstermesine kısıtlamalar getirdiği” hatırlatılan gerekçeli kararda, AİHM’nin de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre bu yoruma katıldığı hatırlatıldı.

“LAİKLİK İLKESİ DEMOKRASİ İÇİN GEREKLİ”

Gerekçeli kararda, laiklik ilkesinin, Türkiye’de demokratik sistemin korunması için gerekli olduğu da vurgulandı.

“Türk Anayasası’nda kadın haklarının korunduğu” hatırlatılan kararda, kadın-erkek eşitliğinin AİHM tarafından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en önemli maddelerinden biri olduğu ve üye ülkeler tarafından da uygulanmasına büyük önem verildiği kaydedildi.

Kararda, bunun Türk anayasasında da önemli bir yer aldığına işaret edildi.

Gerekçeli kararda, Türkiye’de aşırı siyasi hareketlerin varlığının ve bu hareketlerin kendi dini sembolleri ve dini kurallara dayalı bir toplum dayatma isteğinin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı.

Yorumlar kapatıldı.