İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sabancılar Belçika´yı suçlamadan önce Türkleri katil gösterenleri nasıl beslediklerini bir izah etsinler!

Arslan TEKİN

Sabancı patronlarından biri, bir genel müdürü, patron sekreteri 1996”da katledildi. Öldürenler, 12 Eylül öncesinden kalmış, terörle netice almak isteyen tek sol örgüt… (PKK da 12 Eylül öncesinden kalmadır; ancak, onun niteliği farklıdır.) Örgüt netice alamayacağını bile bile eylemlerini devam ettiriyor. İntikam hırsı… Örgüt lideri hapishaneden kaçmıştır. Çok işkence görmüştü. Bu saatten sonra nefsini tatmin edecek başka işi de yok… Ne Marxizm kaldı, ne Lenizm… Destekçi komünist devletler de tarihe gömüldü… Küba mı destek verecek, Kuzey Kore mi? Onlar da can çekişiyor. Çin derseniz, iktidar partisinin adı “Komünist” sadece…

Şimdi üç hâdise arasında bağlantı kuracağız:

Birinci hâdise Sabancılardan üç kişinin katledilmesi…

İkinci hâdise: En son Rize”de kısa adı TAYAD olan “tutuklu” yakınları derneği mensuplarının linç edilmek istenmesi…

Üçüncü hâdise: “Türkler Ermenileri kesmiştir” tezini savunan komite reislerinin yuvalandığı üç üniversiteden birinin Sabancıların kurduğu üniversite olması…

Bilenler ilk iki hâdisenin bağlantısını hemen kavrarlar ama üçüncüyü farklı görürler. Üçüncünün ilk ikisiyle bağını müsaadenizle ben izah edeceğim.

Önce bir kitap tavsiyesi: Birinci ve ikinci hâdiseye nasıl gelindiğini anlayabilmek için 12 Eylül öncesi sol hareketler arası savaşı iyi anlamak gerekir. Bunun için de tek kaynak “Derin Sol” kitabıdır… İki cilttir ve toplam 1766 sayfadır. Yazarı yakından tanıdığınız bir isim: Hakkı Öznur… Hakkı Öznur”un hemen bütün çalışmaları kaynaktır… “Ülkücü Hereket” (6 Cilt), “Cahşların Savaşı” (Bin sayfaya yakın. Bu kitap Barzanî ve Talabanî”nin kimliklerini ve birbirleriyle çekişmelerini bütün çıplaklığıyla ortaya koyar.)

* * *

TAYAD”lılara karşı halkın öfkesi önce Trabzon”da başladı… Bazı basın-yayın organlarının “masum gençler”in basın bildirisi okumak istediklerini yazıp söylediklerine bakmayın… TAYAD görünürdeki dernektir. Arkasında çok “katl”e imza atmış bir örgüt vardır. Örgüt mensuplarının “mektep”i de hapishanelerdir. Devlet “kurtarılmış” hapishanelere ancak panzerlerle girmiş ve bu operasyon da 30”dan fazla örgüt mensubu ölmüştü.

Örgüt mensupları F tipi hapishanelere taşınınca açlık grevlerine gittiler. Çünkü bu hapishanelerde ikişer, üçer kişi kaldıkları için kitle eğitimi yapamıyorlardı. Kaç yıl oldu, “idealler”i için açlık grevlerinde ölüp ölüp gittiler… Kimini de “Cumhurbaşkanı” (Kendilerini Türkiye”de en fazla yüzde 5”lik kesimin reisi gördüğüm için tırnak içine aldım.) affetmiş, onlar da kaldıkları yerden eylemlerini devam ettirmişlerdir.

TAYAD”ın arka tarafı böyledir. Ama basın-yayın organlarımız sadece “TAYAD”lıların saldırayı uğradığını” yazıp söylüyor. Bilmeyen geniş kitle de bunlardan insanlar ne istiyor, diye düşünüyor. Haber eksik verilmektedir. En son Rize ve Ardeşen hâdiselerinde de gördük… Haberin unsurları tamamlanmalıdır.

Belçikalı hâkimlerin çok sevdikleri Fehriye Erdal işte bu örgütün mensubudur ve Sabancıların gökdelenlerine “çaycı” olarak girmiş ve arkadaşlarına yol göstermiştir.

* * *

Sabancı Üniversitesini Sabancılar kurmuştur. Bu üniversitede şimdi eski bir Marxist Maocu olan (Ve hâlâ içinde Marxizmin kırıntısını taşıdığını söyleyen.) Doç. Dr. Halil Berktay en inandıkları, en güvendikleri bir öğretim üyesidir ve tarih bölümünü da bu kişiye teslim etmişlerdir. Halil Berktay Taşnakçı-Hınçakçı tezlerin Türkiye”deki baş müdafiidir. Üniversitenin mütevellî heyet başkanı, aynı zamanda Sabancı Holding”in de başında bulunan Güler Sabancı, üniversitelerinde “Türkler Ermenileri kesmiştir.” tezini savunanları nasıl barındırdıklarını yurt dışında övünerek anlatmıştır. Hâlbuki Türklerin H. Berktay ve arkadaşlarının bu tezini kabul etmesi harakiridir. Üstelik H. Berktay bir şey bildiği için değil, ideolojik yapısı Taşnakçıları savunmayı gerektirdiği için tezini canhıraş dillendiriyor. “Gaflet ve dalâlet” içindeki üniversite yönetimi de büyük bir hayranlıkla H, Bertay”ın peşine takılıyor.

* * *

Sabancıların gökdelenlerine sızan Fehriye Erdal”la, Sabancı Üniversitesine sızan Halil Berktay ve yandaşları arasında zerre kadar fark yoktur.

Fehriye Erdal Sabancıları öldürmeleri için örgüt mensuplarına yol göstermiştir, Halil Berktay da Türkiye”yi dünyada yalnız bıraktırmak, üzerimize baskı kurdurmak, Ermenilere tazminat ve toprak verdirmek için yol göstermektedir. Türkiye zora girerse Sabancılar kendilerinin kurtulacağını sanmasınlar.

Sabancılar musibetten ders almamışlardır.

Bu yüzden onların Belçika davası beni pek ilgilendirmemektedir.

Yorumlar kapatıldı.