İsmet Berkan
Efendim, biliyorsunuz Hukukçular Birliği Derneği adlı derneğin yöneticisi olan avukatların yaptığı başvuru üzerine İstanbul 4. İdare Mahkemesi meşhur Ermeni konferansını durdurdu.
Hukukçular Birliği Derneği’nin hukukçuları, konferansı Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerinin düzenlediğini sanıyorlardı, o yüzden bu iki üniversite ‘idaresi’ aleyhine dava açtılar.
Oysa konferansın düzenleyicisi bir üçüncü üniversite daha vardı, Hukukçular Birliği Derneği hukukçularının bilmediği, öğrenme zahmetine bile katlanmadığı: Bilgi Üniversitesi.
İşte o sayede konferans bugün Bilgi Üniversitesi’nin binalarında yapılabiliyor.
***
Önceki akşam İdare Mahkemesi’nin karar metni elimize geçtiğinde hemen çeşitli cinlikler düşünmeye başladık gazetede.
Bana göre mahkeme görev ve yetki alanını öyle açık bir biçimde aşmıştı ki, bir üst mahkemeye yapılacak itirazın hemen kabul görmesi ve yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması gerekiyordu.
Ama kazın ayağı öyle değildi. Boğaziçi ve Sabancı Üniversiteleri itirazlarını yaptılar, ancak mahkemeden dün bir karar çıkmadı.
Bizim gazetede aklımıza gelen ve konuyla ilgili herkesin de kolayca aklına gelebilecek ikinci çözüm, konferansı, adında küçük bir değişiklik yaparak düzenlemekti. Bu, elbette mahkeme kararına karşı hileydi ama
bence gayet meşru bir şey olurdu.
Bir de, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in dahi daha ilk cümlede söylediği yöntem vardı elbette: Konferansı başka bir üniversitede yapmak. Aslında Bilgi Üniversitesi o kadar da ‘başka’ bir üniversite değil. Zaten konferansın ortak düzenleyicilerinden biri.
***
Mayıs ayında bu konferans Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ‘Bizi arkadan hançerliyorlar’ sözleri üzerine yapılamamıştı. Çiçek ve ondan cesaret alıp konferansı tehdit eden diğerleri, konferansta daha yapılmamış konuşmaları, henüz sunulmamış bildirileri mahkûm etmeye kalkmışlardı.
Şimdi de Hukukçular Birliği Derneği yönetimi ve İstanbul 4. İdare Mahkemesi aslında aynı şeyi yapıyor.
Yalnız tabii Hukukçular Birliği Derneği’nin toplantıyı daha kimlerin düzenlediğini bile tam olarak araştırmadan mahkemeye başvurması çok tipik bir örnek.
Milliyetçilerimiz, vatanseverliklerini biraz da bilgiyle donatsalar, belki bu durumlara düşmeyecekler. Çünkü bilgili olsalar, belki zaten bu çeşit girişimlerde bulunmanın yurtseverlikle ilgisi olmadığını da görecekler.
***
Bu mahkeme kararı aslında o kadar da kötü olmadı. Baksanıza, bu sayede YÖK bile bilimsel özerkliği hatırladı. Keşke YÖK ve başkanı mayısta da bu kadar iyi bir sınav verebilmiş olsaydı.
Yine dün gördük ki, konferansın yapılmasını eleştiren pek çok kişi ve çevre mahkeme kararını da şiddetle eleştiriyor, bu, sağlıklı bir durum.
Keşke Ermeni meselesi dahil meselelerimizi uygar biçimde tartışmayı başarabilsek. Bakın, Ermeni konferansını birileri protesto ediyor, haklarıdır, edecekler elbet, yeter ki şiddete başvurmasınlar ve yeter ki belden aşağı vuruşlara yönelip yetkisiz mahkemeleri devreye sokmaya kalkışmasınlar…
Yorumlar kapatıldı.