İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Papa Benedikt gelirken…

Oktay Ekşi

KONU kuşkusuz çok hassas… Öyle ya, terazinin bir tarafında Türkiye hakkında hiç de dostane düşünceler taşımadığı bilinen bir Papa var. Sadece dini lider değil, aynı zamanda Türkiye tarafından resmen tanınan Vatikan Devleti’nin başkanı…

Dikkat edin ne cumhurbaşkanı ne de kralı… Özelliği var. O bir devlet başkanı…

Papa 16’ncı Benedikt, 30 Kasım 2005 tarihinde yapılacak olan Aziz Andrea Bayramı’na katılması için Fener Rum Patriği Bartholomeos tarafından İstanbul’a (çok muhtemelen Constantinopol denilerek çağrılmıştır) davet edildi.

Patrik Bartholomeos’un dün basına verdiği bilgiden anlıyoruz ki Papa 16. Benedikt henüz resmen ‘Evet geleceğim’ dememiş ama, gelmesi ihtimali güçlüymüş.

Papa 16. Benedikt’in Ankara’yı ziyaret edip etmeyeceği de belli değil.

Gezi özel olduğu için ‘Kim çağırdıysa o düşünsün’ diyecek halimiz yok. Gelen zat tüm dünyadaki Katoliklerin lideri. Nitekim Josef Stalin’in meşhur sözünü tekrarlayıp, ‘Kaç tankı var?’ diye sorarsanız, alacağınız yanıt sizi doğru yere götürmez. Tankı yok ama nüfuzu çok.

O yüzden (Constantinopol’da değil) İstanbul’dayken tutar Patrik Bartholomeos’a herkesin huzurunda ‘Ekümenik’ (evrensel) Patrik diye hitap ederse kimsenin karşısına çıkıp ‘Hayır! Patrik Hazretleri ekümenik değildir’ demesi söz konusu olamayacağına göre, Bartholomeos’u ‘ekümenik’ olarak tanımayan Türkiye’nin tutumuyla Papa’nınki ters düşecek demektir. Bu kuşkusuz konuk yönünden hoş olmayan bir harekettir. Çünkü öyle yaparsa konuğu olduğu kişinin arzusunu yerine getirir ama konuğu olduğu ülkenin kurallarını göz ardı etmiş olur.

Ve herhalde Türkiye’ye yeni bir sorun hediye etmiş olarak döner.

Ama Papa 16. Benedikt’in olumlu izler bırakarak ayrılması da mümkün:

Papa Hazretleri ‘Constantinopol’a gelmişken Ayasofya’da dua etmek için olanak tanınmasını istemesi, ayrı bir konu. Bir önceki papa biliyorsunuz öyle bir talepte bulunmamış ama Ayasofya’yı ziyaretinde duasını yapmıştı.

Biz Papa Hazretleri hazır yurdumuza gelmişken 23 Ocak 2005 tarihli Hürriyet’te Murat Bardakçı tarafından da ifade edildiği gibi, Haçlılar’ın 1204 tarihinde İstanbul’dan çalıp götürdükleri ve halen Venedik’teki Aziz Marko Kilisesi’nde bulunan meşhur Dört At Heykeli’nin (Quadriga atlarının) ülkemize iadesi için elinden geleni yapmaya söz verse iyi eder diyoruz.

Öyle ya, Papalığa seçilmesi ardından kendi ülkesi Almanya’ya yaptığı ziyarette açıkça ‘Haçlı Seferleri bizim utancımızdır’ diyen de kendisiydi (22 Ağustos 2005 gazeteler).

Papa Hazretleri böyle yaparsa üstelik bir önceki Papa İkinci Jean Paul’ün aynı şekilde Haçlılar tarafından 1200’lü yıllarda Fener Patrikhanesi’nden çalıp götürdükleri Patrik Grigorios Theologos ile Yiannis Hrisostomos’un kemiklerini iade etmekle yaptığı jesti tamamlamış olur.

Biz de Papa’dan bir dostluk rüzgarı geldi diye memnun oluruz.

Yorumlar kapatıldı.