İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KINALIADA’NIN GELECEĞİ HAKKINDA CİDDİ KAYGILAR

MARMARA (01/08/2005) – Yaz aylarında İstanbul halkının yazlıklara ve deniz kenarlarına akın ederek haftasonu tatilini oralarda geçirmesi olağandışı bir durum değil. Kınalıada’nın da eskiden beri Pazar ziyaretçileri olagelmiştir. Ancak, özellikle son iki yıldır Kınalıada’nın durumu son derece fazla ziyaretçi, daha doğrusu ne olduğu belirsiz aşırı kalabalığın adaya üşüşmesi nedeniyle haddinden fazla dayanılmaz ve kaygı verici bir hal almakta.

Kınalıada sakinleri için Pazar günü artık ölü bir gün. Birçoğu evine kapanmayı tercih ediyor. Hatta, kapı ve pencerelerini de kapatıyor. Çünkü, arka sokaklara kadar ulaşan kalabalık nedeniyle, her an nahoş sürprizlerle karşılaşabileceğini biliyor.

Adalılar için pazarları kıpırdayacak yer bile kalmıyor ve hiçbir yetkilinin de bu kalabalığı engellemeye niyeti yok.

Belli amaçlarla salınan nahoş nidalar epey sık şekilde duyulmaya başlandı.

Bu olağandışı Pazar manzaralarının önceden hazırlanmış ve amaca yönelik eylemler olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değil.

İstanbul’un bazı bölgelerindeki belediyelerin, adaya gitmek isteyenler için ücretsiz ulaşım hizmeti sağladıkları söyleniyor.

Tüm bunlardan sonra artık Kınalıada sokaklarında kavgalar çıkmaya başladığına, şehirden günübirliğine gelen bazı kişilerin izinsiz olarak özel mülklerin bahçelerine girmelerine veya evlerin tuvaletlerini kullanmak istemelerine, vs. şaşırmamak gerekir.

Artık tamamen ezilerek toprağa dönüşmüş bulunan yeşil alanlarda nahoş görüntüler gözler önünde sergileniyor.

Dün (31 Temmuz 2005), Kınalıada’da silahlı bir saldırı gerçekleşti. Bir sokak kavgasına müdahale etmek isteyen polis memurlarından biri saldırıya uğradı ve havaya ateş açmak zorunda kaldı.

Ancak, güruh polis memurunu dövmeye başladı ve polis memurunun tabancasından çıkan mermi orada bulunanlardan birine isabet etti. Karnından ağır yaralanan kişi, hastaneye kaldırıldı.

Buna benzeyen bir olay da geçen Pazar yaşanmıştı. İskele yakınlarında bir polis memuru güruh tarafından dövülmüştü.

Bu olaylar polislerin bile güvende olmadığını, polislerin diğer vatandaşların can güvenliğini sağlamalarını beklemenin mümkün olmadığını gösteriyor.

Üzücü olan şu: Adalar Belediye Başkanı bu sıradışı olaylara engel olmayı denemiyor bile, ya da engelleyebilecek durumda değil.

LRAPER (04/08/2005) – Marmara Gazetesi’ndeki yazıda belirtilen tehlikeli durumun Kınalıada’ya özel olmadığı, diğer Adalar’daki durumun pek farklı olmadığı, özellikle Heybeliada sakinlerinin de son iki yıldır aynı tacizlerle sık sık karşılaktıkları haberi ulaşıyor. Adalar’da yeterli sayıda tuvalet bulunmadığından, parklar ve evlerin bahçeleri insan dışkısı ile kirletiliyor. Bu durumda Adalar Belediyesi’nin yapması gereken çok basit. Yeni kıtalar keşfetmeye gerek de yok. Yunanistan, İtalya, İspanya ve İsveç’teki turistik adalarda uygulanan model çok basit. Adanın yerli halkının huzurunu sağlamak için gerek Adalar Kaymakamlığı’nın, gerekse Belediye’nin eşgüdüm içinde yapmaları gereken şöyle: Adalar’da ikamet eden vatandaşların aile konukları hariç, Adalar’a günübirliğine gelen ziyaretçiler için her adada ücretsiz özel plaj alanları tahsis edip, o bölgelerde gerekli olan tüm olanakları sağlamak.

Yorumlar kapatıldı.