Murat Çelikkan
Fener Rum Patriği Bartholomeos, vakıflar bürokrasisi nedeniyle çok geç açabildikleri Manastır Çocuk Kampı’nın açılış konuşmasında şunları söylüyor: “Üzgünüz, çünkü çocuk kampı çocuksuz açılıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Büyükada’daki yetimhanede olduğu gibi, bu malımıza da el koymak istedi. Bazı hususlarda kötü niyet var. Rum vatandaşlar 120 bindi, şimdi 2 bin kaldı. Durup dururken insan evini barkını bırakıp gitmez…”
Bu konuşma üzerine Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’den yanıt geliyor: “Patrik sınırlarını aşıyor.” Gazeteler bu haberi şu başlıklarla veriyor: ‘Patrik çizmeyi aştı,’, ‘Papaz haddini aştı’, ‘Patrik sınırı aşıyor’. Mehmet Ali Şahin’in Ortodoks dünyasını temsil eden bu din adamına karşı yersiz ve yakışıksız üslubu, gazetelerce daha da ileri taşınıyor. Devlet yöneticisinin tebaası patriğe karşı ‘sınırı aşma’ uyarısı, ‘azınlık vakıfları, Müslümanların kurduğu vakıflardan daha fazla ayrıcalık istiyor,’ ve ‘mazbut vakıf kapsamına alınan Müslüman vatandaşların vakıfları azınlıkların kat kat üzerindedir’ açıklamalarıyla taçlanıyor. Azınlık vakıflarına karşı yıllardır yapılan haksızlıklar yetmezmiş gibi, Başbakan Yardımcısı’ndan da dinsel ve milliyetçi bir gözdağı geliyor: Sınırı aşma! Başbakan Yardımcısı’nın Ortodoks, Gregoryen, Süryani, Musevi azınlık vatandaşlar için biçtiği sınır ne? Müslüman ve ateistlerin sınırı nerede? Yoksa hepimizin sınırı Şahin’in iki dudağının arasında iktidarının ellerinde mi? Peki Bartholomeos’un sözünü ettiği 120 binken 2 bin Rum kaldık meselesi ne olacak? Evini barkını bırakıp gitmek zorunda kalan Rumların sınırı neresi? Şahin bu sınır meselesini açıklasın! Açıklasın da hepimiz öğrenelim!
(Kısaltıldı)
Yorumlar kapatıldı.