M.Emin Koç
Türkiye’nin boynundaki ilmekler sıkıştırılmaya başladı.
AKP yönetimi, AB’ye üyelik hayali ve ABD ile tek yanlı stratejik ortaklık sevdası arasında gel–git yaşıyor; Türkiye’nin boğazındaki düğümler daraltılıyor.
Üç ilmek; Kıbrıs düğümü, ekümenik patrik düğümü, PKK–terör düğümü.
Kıbrıs düğümü
Ek Protokolü imzalayarak Kıbrıs’ı Rumların inisiyatifine bırakan AKP hükümeti, “işbu protokol Rumları tanımak filan değil” kabilinden güya deklarasyon yayınlayarak kendini avutuyor. AB ve Rum’a çalım atması gereken yerde; Türk milletine çalım atıyor.
AKP eliyle Türkiye’ye ek protokolü tıpış tıpış imzalattıktan hemen sonra; Rumlar başta olmak üzere sair AB üyeleri, “Siz Rum’u tanımazsanız, biz sizi hiç tanımayız” diye bastılar yaygarayı.
Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, ‘’Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımaması halinde, AB ile müzakerelerin düşünülemeyeceğini’’ söylüyor. Avusturya Başbakan Yardımcısı Hubert Gorbach da “Türkiye’nin, sınırları devletler hukukuna göre belirlenmiş olan Kıbrıs’ı tanımadan AB’ye tam üye olmasının mümkün olmadığı”nı açıklıyor.
Cümlenin tamamını söylüyorlar adamlar… Bu bir ilmek.
Ekümenik düğüm
Diğer ilmek “ekümenik patrik” ise Üsküdar’ı geçiyor.
Bakan M. Ali Şahin’e cevap ise Amerika’dan yankılanıyor.
Bakan Şahin “Vakıflar, malımıza el koymak istiyor, kötü niyet var” diyenPatrik Bartholomeos hakkında yasal mercilerin gereken işlemi yapacağını belirtiyor. “Patrik sınırlarını aşıyor. Herkese eşit davranıyoruz. Azınlık vakıfları, müslümanların kurdukları vakıflardan daha fazla ayrıcalık istiyor” diyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey, Fener Patriği’ni “ekümenik” olarak tanımlıyor; “Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada dini özgürlükler için kararlıyız. Biz İstanbul’daki ekümenik partikhaneyi destekliyoruz ve patrikhane konusunda Türk hükümetiyle düzenli olarak görüşüyoruz” diyor.
Bu ikinci ilmek…
Terör–PKK
düğümü
PKK’ya gelince… Her gün üç–beş vatan evladını teröre kurban verirken; operasyon için acaba Başkan W. Bush’tan mı, yoksa Barzani’den mi, yahut Talabani’den mi müsaade alsak diye apışıp kalmış vaziyetimizi dünya hayretle izliyor. Bu gidişle korkarım, sadece Kandil dağlarında değil, tüm Türkiye’de operasyon yapmak durumunda kalacağız; PKK’nın Afyon’un, Ankara’nın göbeğine kadar inmesi bir yana, ta Giresun’a kadar uzandığını sağır sultanlar dahi duydu.
ABD’nin kontrol ve nezaretindeki Irak’ın Türkmen şehri Kerkük’te ise PKK büro açıyor, “terör örgütü”nü ve “konfederalizm’i simgeleyen flamalar asıyor.
Bu arada Los Angeles Federal Mahkemesi, PKK’ya destek verenlere hapis cezasını Anayasaya aykırı buluyor. Federal Mahkeme 11 Eylül sonrasında çıkarılan ve terör örgütlerine yardım ve yataklık edenlere 15 yıl hapis getiren maddesinde PKK lehinde düzeltme yapılmasına karar veriyor. Yargıç Audrey Collins, PKK’nın “Türkiye’deki Kürtler’in haklarını gözeten bir siyasi parti” olduğunu kaydederek, güya terör listesine alınmasına rağmen örgüte eğitim ya da insani yardım sağlanmasını engelleyen düzenlemenin anayasaya aykırı olduğuna hükmediyor.
Yani, Los Angeles Federal Mahkemesi, PKK’nın Amerika’da üstlenebileceğine, her türlü yardım ve desteği de oralardan toparlayabileceğine karar veriyor; PKK’yı bağrına basıyor.
Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Asya’dan sorumlu müsteşar yardımcısı Matt Bryza, Dışişleri Bakanlığı’nda Müsteşar Yardımcısı Ertuğrul Apakan ve ABD ile ilişkilerden sorumlu Genel Müdür Selahattin Alpar’la görüşerek; PKK konusunda güya teröristlerin izlenmesi ve özellikle de Avrupa’da sağladıkları parasal desteğin önlenmesi gibi tedbirleri sıralayarak “Türkiye’deki stratejik ortakları”nı avutmaya devam ediyor.
Bu da üçüncü ilmek.
Bu düğümlerin Türkiye’yi boğmak için atıldığını bilmeyen veya sezmeyen yoktur herhalde.
AKP’nin tek yanlı stratejik ortaklık sevdası ve AB hayali, bütün bu ilmekleri görmeye bu derece mani ise, Türkiye’nin hali harap demektir.
Türkiye’nin kurtulması için iki yol var; ya AKP’ye bu kara sevdalardan vazgeçirip boynumuzdaki ilmekleri görmelerini sağlamak, ya da bu kronikleşmiş maraz ve sevdalardan kurtulamayan AKP’den ülkeyi kurtarmak… Bir daha da asla AB’ci ve Amerikancıların eline ülkemizi düşürmemek.
Başka çıkar yolu olan beri gelsin.
Yorumlar kapatıldı.