İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Biz harmanda şarkı söylerken…

Bülent Akarcalı

21.06.2005

Eloğlu (Ermenidiasporası) alaman Bundestag’ını ele geçirerek istediği kararı çıkardı. Diaspora, -siz, arşivleri açarız, şunu bunu yaparız diye palavra sıkar, kendi TV’lerinizde bilgisi ve değeri kendisinden menkul kişi, dernek ve vakıflarla ‘vallaha billaha biz soykırım filan yapmadık, esas onlar geldi bizi sırtımızdan vurdu’ hikayeleriyle vakit geçirirken biz sonuç alırız- mesajını verdi ve iki milyonun üstünde Türk’ün yaşadığı Almanya’da, burnumuzu sürte sürte istediği kararı aldırdı.

Maşallah Alaman meclisinde karara katılmayan siyasi parti kalmamış. Milli yengemiz Claudia Roth da ‘iyiliğimizi düşünerek’ karara katılmış. Hem “bir milyon insanı kestiniz” demişler hem de “Türk ve Ermeni tarihçilerden oluşan bir komisyon kurulmasını” istemişler. Yani önce idama mahkûm edip sonra da acaba doğru mu araştırın, demiş Alaman meclisi!

Aylardır biliniyordu

Biz de her zamanki dehşetli ve sonuç alıcı tavırlarımızdan birini takınmış, makam arabamız Mercedes 600’den indikten sonra Atamanlara “yaptığınız dostluğa sığmaz, esefle ve şiddetle kınıyoruz” demiş sonra tekrar Mercedes 600’e binmeye devam etmişiz… Alamanlar da tabii çok korkmuş ve aman bizi bu Türklerden koruyun diye NATO’YA, CENTO’ya filan müracaat etmişler!

Değerli okurlar, böyle bir tasarının hazırlandığı ve Bundestag’a sunulacağı aylardır biliniyordu ama kimse kılını kıpırdatmadı. Berlin’deki Büyükelçiliğimiz herhalde kış uykusunda ya da erken dönem yaz tatilinde değildi. Gerekli bilgilileri zamanında iletmişti.

İktidar, hükümet olarak birkaç içi geçmiş beyanatın ötesine gidemedi, parti olaraksa kımıldamadı, bünyesinde en çok emekli büyükelçi bulunan CHP’nin Genel Başkanı’yla birlikte Alamanya’da olan DYP’nin de herhangi ciddi bir girişimde bulunduğunu ne duyduk ne de okuduk. Meclis Başkanlığı en ufak bir inisiyatif almadı. Bülent Arınç, Alaman muhatabı için bir mektup hazırlatiyormuş. Ne yazacak çok merak ediyorum. Gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. Kırk yıl diasporayla mücadele ettim desem abartmış olmam. Bu alanda kalemiyle, kitabıyla, konferanslanyla caba harcayanları az çok tanır ve takdir ederim. Fakat son zamanlarda kimi açık oturumlarda, TV’lerde öyle zevat gördüm ki cehaletlerinden utandım. Meğerse soykırım iddialarını önlemek için federasyonumuz bilem varmış. Devletin TV’si sayesinde öğrendim.

TRT INT adlı Zümrüdüanka kuşumuz, Türkiye’de düzenlenen ve bir Fransız’ın da katıldığı konferansı, Bundestag’ın kararından sonra, Alamanca alt yazıyla vererek hepimizin yüreğini ferahlatıyor! TRT yönetimi, TRT INT’teki bu programı herhalde Alamanlar seyreder diye yayınlamakla hepimizi kandırıyor, farkında mı?

Hiçbir şey yapmayacaksak, en azından Almanların bu girişimi 1900’lü yılların başında önce siyahi Afrika’da sonra II. Dünya Savaşı’nda işledikleri yüzde yüz belgeli ve gerçek insanlık suçunu hem unutturmak hem de kendilerine ortak yaratmak için yaptıklarını vurgulayabilirdik.

Katledilen Yahudiler

Sistematik olarak katledilen Yahudilerden biri dahi düşmanla işbirliği yapmamış, ülkesine ihanet ermemiş, eline silah almamıştı diyerek vahşetlerini tüm dünyaya hatırlatabilirdik.

Bundestag’ın etrafına yüz bin Alaman vatandaşı Türk’ün toplanmasını kim engelleyebilirdi? Ama merak etmeyiniz, tüm TV’lerimizde bir sürü yetkili yetkisiz, ilgili ilgisiz, az veya yok zekâlımız ahkâm kesmeye başladı bile. Bu zevatın Atamanlara iki satir yazı göndermeyi dahi düşünmeden ya da düşünüp zahmete girmeden dehşetengiz beyanatlarla bu işin üstesinden geleceğinden hiç kuşkunuz olmasın!!!

Tabii bu arada Alaman veya başka bir dost ülke -bundan böyle ülkemize girecek her Türk’ün parlamentomuzda alınmış kararlara peşinen uymayı kabul ettiğine dair noterden tasdikli bir belge ibraz etmesini “Türk-Ermeni diyalogunun sağlıklı bir zeminde yürümesi amacıyla” şart görmekteyiz-derse şaşmamak gerekecek.

Ben esas bunca iddia ve iftira karşısında kapsamlı, sürekli çalışıp tavır koyacak ciddi bir teşkilatlanmayı hâlâ yapamayışımıza, şiddet kullanmaya yelteneceklere karşı nasıl Silahlı Kuvvetlerimiz varsa, fikren saldıranlara karşı mücadele edecek bir yapıyı-kurumu oluşturamayışımıza kızıyorum. 20 yıllık siyasi hayatımda bu ihtiyacı anlayacak bir tek başbakan, meclis başkanı, cumhurbaşkanı göremeyişime kızıyorum.

Eylem fukaralığı

Oysa hak ve hukukumuzu her zeminde savunabilecek çok insanımız var. Her biri mükemmel yabancı
dil bilen, kendi dalında uzmanlaşmış uluslararası ün ve itibara sahip kişilerin çalıştığı bir merkezin kuruluşu bu yapının ilk taşını oluşturur. Ben bu işe gönül vermiş birkaç arkadaşla neler başardığımızı biliyorum ve mevcut becerisizlik, fikir ve eylem fukaralığına isyan ediyorum ama elden ne gelir. Acaba hükümetten bir Allah’ın kulu 2003’ten bu yana ABD ve Avrupa’da diasporaya karşı hangi mücadelenin sürdürüldüğünü söyleyebilir mi?

Kıyaslama için Ermeni diasporasının görüş ve inançlarını yansıtan irili ufaklı yayınların yirmi bine yakın olduğunu, Türkler lehine var olan 3-5 kitabın ise dünya kütüphanelerinden diasporanın sistematik çalışmasıyla çalındığını, başta ABD olmak üzere Bati ülkeleri üniversite ve meclislerinde asgari bir temsilciliğe ve çoğunlukla ciddi bir dernek-vakıfa sahip olduğunu bir kere daha belirteyim. Alaman diye özellikle yazdım. Dil bilimi gereği yazılması gerekeni yazmak içimden gelmedi.

Yorumlar kapatıldı.