İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Akademik konferans ne değildir?

Boğaziçi, Bilgi ve Sabancı Üniversiteleri’nden öğretim üyelerinin düzenledikleri “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları” konulu konferans, Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in TBMM’ndeki konuşmasında hem evsahibi Boğaziçi Üniversitesi’ne hem de konferansı düzenleyen akademisyenlere yönelttiği ağır hakaret ve suçlamalar sonucu ertelendi. Bu üzücü ve endişe verici olay, hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda herhalde uzun zaman tartışılmaya devam edecek. Bu tartışma içinde “bilimsellik” ve “tarafsızlık” gibi konularla ilgili bazı yanılgı ve yanıltmaların ortaya koyulup düzeltilmesi büyük önem taşıyor, çünkü bu kavramlarla ilgili yanlış anlamalar ve çarpıtmalar, konferansın engelleniş sürecinde ağırlıklı bir yer tuttu. Akademik özgürlüğe, demokratik tartışma ortamına, bilgi ve düşünce üretme süreçlerine indirilen ağır bir darbe, mantıksal tutarlılıktan ve inandırıcılıktan yoksun bir tarafsızlık anlayışına dayanarak haklı gösterilmeye çalışılıyor.

Bu anlayışa göre, “Akademik konferanslarda karşıt görüşler temsil edilir, tartışılır, haklı haksızdan ayrılır. Aksi takdirde tartışma tarafsız olmaz.” Bu mantık çerçevesinde, akademik konferansın amacı, basitçe birbirini dışlayan karşıt görüşler arasında tercih yapmaya indirgeniyor. Ayrıca, birbirlerine karşıt olarak nitelenebilecek bazı görüşlerin dile getirilmesiyle konferansın bilimselliğinin ve tarafsızlığının garantileneceği varsayılıyor. Buna bağlı olarak da, akademik konferansın sonucunda, belli bir görüşün ortak görüş olarak tescilleneceği düşünülüyor. Ciddi akademik araştırma yöntemlerine pek aşina olmadıkları anlaşılan bazı üniversite mensuplarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kimse tarafından öne sürülen bu fikirler doğru değil ve ortada düzeltilmesi gereken bir dizi yanlış var.

Akademik konferanslarda tarafsızlığın ölçütü, karşıt görüşlerin temsili değildir. Bu konferanslar, belli görüşlerin sahiplerine mikrofon tutan münazara platformları değildir. Bir astronomi konferansının tarafsız olması için toplantıya mutlaka dünyanın düz olduğunu iddia edenlerin de davet edilmesi gerekmez. Böyle bir konferansta, sözgelimi gezegenlerin yörüngeleriyle ilgili bazı veri, bulgu ve tezlerin bilimsel olarak tartışılıp değerlendirilebilmesinin koşulu, gezegenlerin hareketleri hakkındaki bütün farklı teorilerin dile getirilmesi olamaz. Tarafsızlık ve bilimsellik, sunulan tebliğlerde varsayımların net bir biçimde ortaya konulmasına, veri toplama yöntemlerinin niteliğine, eldeki verilerle o verilere dayanarak varılan sonuçlar arasındaki ilişkilere, yapılan yorumların mantıksal tutarlılığı ve eleştiriye açıklığına bağlıdır.

Bilimsel tartışmalardaki görüş ve yorum farklılıkları, birbirlerini mutlak olarak dışlayan ve üçüncü, dördüncü, beşinci bakış açılarına olanak tanımayan ikili karşıtlıklardan oluşmaz. Akademik konferansların amacı da böyle tanımlanan karşıt düşünceler arasında tercih yapmak değildir. Amaç, üretilen bilgiyi ve üretim sürecini paylaşmak, tartışmak ve eleştirel olarak dönüştürmektir.

Dolayısıyla, akademik konferanslardan, bir karar, bir ortak görüş veya düşünce etrafında birleşmek anlamında sonuç çıkmaz. Sonuç, yeni bakış açıları, yeni sorular, tereddütler ve onların işaret ettiği yeni çalışma alanlarıdır. Soruları ve tereddütleri değil, hükümleri, inançları ve bilime değil devlete sadakatleri olanlar için bu imkanlar önemsiz olabilir. Ama gerçeklere ulaşmak isteyenler için vazgeçilmez olan tam da bunlardır. “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri” konferansının engellenmesi ne yazık ki bu imkanları ciddi biçimde sınırlamıştır.

AYŞE BUĞRA, GÜROL IRZIK, SİBEL IRZIK, TAHA PARLA

Yorumlar kapatıldı.