İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Henüz amaçlarına ulaşamadılar (1)

Gündüz Aktan

Ermeni meselesinde fikir ve ifade özgürlüğünden yanayım. Fikirlerinden dolayı bugüne kadar kimseyi vatana ihanetle suçlamadım. Bunun hukuken kanıtlanması gereken bir suç olduğunu biliyorum.

Ama konu sadece ifade özgürlüğünün arkasına saklanacak kadar basit değil. Goldhagen’in ünlü kitabı ‘Hitler’in Gönüllü Cellatları’nda belirttiği

gibi, soykırım toplumun katılması olmadan gerçekleşmiyor. Türk milleti, birkaç iyi insanı istisna, Ermenilere soykırım yapmakla suçlanıyor.

Hukuken dünyanın en feci suçu, gerekli yargı kararı olmadan, bir topluma kendi insanlarınca yöneltilebiliyorsa, aynı şekilde hukuk dışına çıkılarak

o insanlara ‘vatan haini’ neden denemesin? Yargı kararı bile olsa kimseye ‘hırsız’ veya ‘katil’ denemeyecek, ama siz bir millete ‘soykırımcı’ diyebileceksiniz. Sonra da fikir ve ifade özgürlüğüne sığınacaksınız. Size vatan haini denince de hemen yargıya başvurmaktan söz edebileceksiniz. Sizin bir ayrıcalığınız mı var?

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki toplantıya karşı görüştekilerin çağırılmamasını eleştirmek gereksiz. Biz alışığız. Yurtdışındaki toplantılara da uzun süre çağırılmadık. Çağırıldığımız birçok toplantıda dinleyici olmak zorunda kaldık. En fazla oturduğumuz yerden kısa soru sormamıza izin verildi. Bazen de saatlerce konuşan çok sayıda Ermeni veya destekçisi ‘bilim’ adamına beş dakikalık tek bir cevap hakkı tanındığı oldu. Ona bile sevindik. Bir kez o da Danimarka parlamentosuna bağlı bir düşünce merkezinde Ermenilerle eşit zaman verildi, sonucun ne olduğunu gördüler. Bir daha o yola gitmediler.

Boğaziçi’ndeki toplantıyı düzenleyen ve katılanların çoğu daha önce Amerika, Avusturya, Almanya ve Ermenistan’da benzer toplantılara da davet edilmişlerdi. Tabii biz çağırılmamıştık. Şimdi tek fark böyle bir toplantının artık Türkiye’de yapılması aşamasına gelinmiş olmasında.

Batı ya da Avrupa bu işe çok kızmış; bizim daha açık görüşlü, tahammüllü olmamızı beklermiş. İşe bakın! Duyan da sanki bu konuda fikir ve ifade özgürlüğünü sınırlayanlar onlar değil sanır. Fransa bizim katılacağımız bir toplantı tertipleyebilir mi?

AP değil miydi, 1987 yılında tam üyelik başvurumuza tepki olarak Ermeni soykırımı kararını alan? Hukukun üstünlüğüne inanan(?) AB, böylece Soykırım Sözleşmesi 6. maddeyi ihlal etmemiş miydi? Aynı şeyi birçok AB üyesi ülke parlamentosu yapmadı mı? Soykırım olmadı diyen Bernard Lewis’e Fransa’da tazminat, Yusuf Halaçoğlu’na İsviçre’de tutuklama kararı çıkmadı mı? Avrupa hangi yüzle özgürlük dersi veriyor? Avrupa’nın tutumuyla bizi korkutmak isteyenlerde asgari utanma duygusu kalmadı mı?

Boğaziçi’ne çağırılmayanlar ‘bayat’ ve ‘kanıksanmış’ resmi görüşe sahip olanlarmış. Kimdir bu resmi görüşçüler? Esat Uras mı, Salahi Sonyel mi, Türkkaya Ataöv mü? Yoksa Halil İnalcık mı, İlber Ortaylı mı, Kemal Karpat mı? Bunlar normal tarihçiler. Bunların karşısındakiler revizyonist tarihçiler. Bir de bilimselmişler. Nerede yaptıkları pek bilimsel araştırmalar?

Peki nedir bu resmi görüş? Onların iddia ettikleri gibi, Ermeni olaylarını inkâr etmek mi? Rahmetli Kamuran Gürün değil miydi, 300 bin civarında Ermeni ölümü olduğunu söyleyen? Hayır. Biz trajediyi hiç inkâr etmedik. Ama olayların soykırım olmadığını söyledik. Türklere yapılanların unutulmamasını istedik.

Buna karşılık toplantıyı düzenleyenler kem küm etseler de soykırım da ısrar ediyorlar. Daha söylenmeden ne söyleneceğini bilemezmişiz.

Murat Belge’nin yaptığı sefil hukuk analizine göre, Ermeni olayları Holokost’a benzemiyormuş, ama ne yapsın ki, Sözleşme’nin 2. maddesindeki tanıma göre maalesef soykırımmış. İnsan bilmediği konuda görüş sahibi olursa, işte böyle yazar.

Halil Berktay Michigan Üniversitesi’ndeki toplantının kapalı olmasının verdiği cesaretle Ermeni olaylarını ‘proto genocide’ diye tanımlıyor. Ne farkı varsa soykırımdan. Ayrıca orada olmadığından kendisini savunamayacaklarıysa yerden yere vuruyor. Ahlak anlayışı da bu kadar. ‘İçlerinde yabancı istihbaratların yıllarca finanse ettiği ‘araştırmacılar’ varken, bu da dert mi’ diyebilirsiniz.

Yorumlar kapatıldı.