İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alternatif Ermeni Konferansı veya Ay´da petrol bulmak

Ümit Özdağ

Ay’da petrol çıktığı ve bunun dünya ekonomisine büyük bir refah getireceği gibi büyük bir yalana dahi uygun teknikleri kullanarak toplumları inandırabilirsiniz. Yeter ki, böyle bir yalanı bir psikolojik operasyon haline getirebilecek bir stratejik zeka ve bu operasyonu finanse edecek kaynağınız olsun.

Bazı ‘uzmanlar’ Ay hakkında bildiklerimizin yeterli olmadığı, Ay’daki doğal kaynakların Dünyadaki doğal kaynak sıkıntısı için bir çare olacağı konusunda makaleler yazmalı, haberler yapmalı, bazı sempozyumlar düzenlenmelidir. Böylece kamuoyu ‘Ay-doğal kaynak ikilisi’ konusu hakkında zihinsel bir hazırlık içine girecektir.

İkinci aşamada sanayideki gelişmenin dünyanın her yanına yayılması sonucunda petrol kaynaklarının küresel talebi karşılamadığı doğrultusunda yayınlar, televizyon konuşmaları yapılırken Ayda petrol bulunması ihtimalinin olduğu tartışmaları kamuoyuna taşımalıyız. Bu süreçte bazı bilim adamlarına ‘Ay’daki petrol araştırmaları için’ geniş mali fonlar oluşturulmalıdır.

Ay’da petrol olduğunu savunanlar birbirlerine atıfta bulunarak tezlerinin doğruluğunu ‘kanıtlarken’ Ay’da bulunan petrolün dünya ekonomisine yapacağı katkıların hayatı nasıl ucuzlatacağı, üretimin ucuzlaması ile gelirlerin artacağı, küresel bir refah döneminin başlayacağına dair ekonomik araştırmalar yayınlanmalıdır. Bu araştırmaların basın ve TV’de tartışılması sağlanmalıdır.

Enerji sektöründen emekli olan ve Ay’da petrol olduğunu savunanların desteğinin alınması önemlidir. Ancak inanmayanların görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaları rahatsız edicidir. Onların mümkün olduğu kadar az bu görüşlerini dile getirmeleri sağlanmalı, bu sırada ‘yazık işte böyleleri de var. Ne yapalım? Onlar da sonunda gerçeği görecekler’ şeklinde davranılmalıdır.

Bütün bunları daha önce yazmıştım. Şimdi Ermeni meselesinde ‘Ay’da petrol var’ oyunu oynandığı için tekrar hatırlamakta yarar var. Son birkaç yılda Türkçe olarak yayınlanan 70 kitap dolaylı veya doğrudan Ermeni tezini savunuyor. Bu altyapının oluşturulmasından sonra aniden AB Ermeni meselesini tartışın dedi ve bütün televizyonlarımızda Ermeni meselesi tartışılmaya başlandı. Ve sanki Ermeni televizyonunda Türk tezi anlatılıyormuş gibi objektiflik adına Ermeni soykırımını savunan ‘bilim adamları’ ortada dolaşmaya başladı.

Şimdi Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘Alternatif Ermeni Konferansı’ düzenlenecek. (Milliyet, 20 Mayıs 2005) Sözde Ermeni soykırımını savunan sözde Türk ‘bilim adamları’ kendi milli kimlik erozyonlarının milli mazoşizme dönüşmesinin sonuçlarını tartışacak, ‘Evet, biz yaptık. Biz Türkler çok kötüyüz, Ermenileri kestik’ hezeyanlarını toplu ayin ile gündeme taşıyacaklar.

Konferansın davet metninde şu satırları okumak hiç şaşırtıcı değil. ‘Konferans düzenleyicileri, bu yeni oluşumun ortak paydasını vicdani bir sorumluluğun idraki olarak ifade ediyorlar. Bu, yalnız bilimsel gerçeklik açısından veya dünya vatandaşlığı (her ne demek ise Ü.Ö.) nezlinde bir sorumluluk değil, ülkemize, toplumumuza, demokrasimize karşıda bir sorumluluktur.’

Türkiye’nin Kıbrıs, Ege, PKK, Suriye vs. her konuda haksız olduğunu savunan profesyonel Türk karşıtlarının Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenleyecekleri konferansta ‘Ay’da petrol’ bulunacak. Operasyon devam ediyor.

Son söz olarak Boğaziçi Üniversitesi Rektörü, üniversitesinin kültür merkezini böyle Türk tarihine saldırı zemini olacak bir sözde bilimsel toplantıya açarak üniversitesinin adını kirletmektedir. Boğaziçi Üniversitesi hala bir Türk ve devlet üniversitesi ise bu konferansın orada yapılmaması gerekir. Erivan Üniversitesi Soykırım Enstitüsü’nün salonları bu toplantıya çok yakışır.

Yorumlar kapatıldı.